Kadın, toplumun her alanında olduğu gibi sağlık alanında da emeği ile her noktasında var olmasına rağmen yine görünmez kılınmaktadır. Kadınlar, tarihin ilk zamanlarından bu yana sağaltımın bir parçası olmuştur. Bugün, ebe ve hemşireler, hastanelerin ve diğer tüm sağlık kurumlarının temel direkleri olmalarına rağmen, karar alma süreçleri ve ekonomik haklar bakımından ikincil konuma itilmişlerdir.

Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde ve sürekliliğinin sağlanmasında oldukça önemli bir yeri olan ebe ve hemşireler, sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi ve sağlık sisteminin bu dönüşüme paralel olarak yapılandırılması nedeniyle önemli sorunlar yaşamaktadırlar. Türkiye’de halka sunulan sağlık hizmetinin niteliği açısından ebe ve hemşirelerin sorunları artık daha fazla göz ardı edilemeyecek bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Öncelikle, sağlıkta dönüşüm programı ile yaygınlaştırılan güvencesizlik sonucunda aynı okulu bitiren, aynı işi yapan, aynı unvana sahip kişilerin farklı özlük ve mali haklara sahip olması kesinlikle kabul edilir bir durum değildir.

Yaptığımız işin gerçek karşılığını istiyoruz!

Hizmet ürettiğimiz mekânlar, genel olarak pek çok bulaşıcı hastalık riskini aynı anda barındıran, şiddete uğrama ihtimalinin oldukça yüksek olduğu, fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılamaktan uzak ve sağlığımızı ciddi olarak tehdit eden mekanlardır. Uzun saatler çalışmakta, angarya ve insani sınırın üstündeki nöbetlere rağmen ayakta durmaya çalışıyoruz. Yaptığımız iş, ürettiğimiz hizmet karşısında bizlere verilen ücretler oldukça yetersizdir. Performans sistemi ne adil ne de eşitlikçidir. Aldığımız tüm ücretin emeklilik maaşına yansıtılmasını istiyoruz.

Neoliberal sağlık politikaları sonucunda hemşirelerin hizmetleri ihale ile alınan satılan hizmet haline gelmiştir.

2014 sonu itibariyle Türkiye’de taşeron işçi sayısı 1 milyon 482 bin 690’dır. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere kamuya ait pek çok kurumda taşeron işçi sayısı giderek artmakta, taşeron çalıştırma yani güvencesiz çalıştırma giderek yaygınlaşmaktadır. Hükümetin taşeronu durdurmak ya da taşeron sisteminden vazgeçmek gibi bir derdi yoktur aksine hekim ve öğretmenlerin de taşeron şirketlerden karşılanması için tasarılar hazırlanmıştır. Aynı işi yapan, aynı eğitimi alan hatta aynı okuldan mezun olan arkadaşlarımız, farklı statülerde ve giderek daha çok taşeron şirketler aracılığıyla güvencesiz çalışmaya zorlanmaktadır.

Sağlık Bakanlığı bu yıl sadece 5 bin hemşire alacak!

Sağlık Bakanlığı bu yıl sadece 5000 hemşire alacağını belirtmiştir. Hemşirelerin mevcut çalışma koşulları ve iş yükleri düşünüldüğünde bu rakam gerçek ihtiyacı karşılamaktan oldukça uzaktır. Hemşirelik okullarında 80 bin civarında hemşirelik öğrencisi bulunurken, bakanlığın gerçekleştirmeyi planladığı hemşire görevlendirmelerinin sayısı kesinlikle kabul edilir değildir.

Hemşireler yönetimlerde her düzeyde söz sahibi olmalıdır!

Sağlık Bakanlığında Hemşirelik Hizmetleri Daire Başkanlığı kaldırılmış ve hemşirelerin ve hemşireliğin bakanlık düzeyinde sorunlarını ele alan herhangi bir merci kalmamıştır. Bunun yanı sıra kamu hastane birlikleri yasasında da hemşirelere ve onların temsilcilerine yer verilmemekte, pek çok yasada ve düzenlemede hemşirelerden sağlık elemanı olarak bahsedilmektedir.

Hemşireler joker eleman değildir!

Hemşireler, “karmaşık ve yaşamı tehdit edici sorunları olan hastaların tanılamasını yapmak, hastaları sürekli izlemek, nitelikli yoğun bakım ve tedavi girişimleri uygulamak, hasta ve yakınları ile terapötik ilişki kurmak, koruyucu, iyileştirici ve rehabilite edici girişimleri uygulamaktan sorumlu sağlık personelidir”. Hemşirelik kanunu, iş ve meslek sınırlarını belirleyen yasalar pratikte işlememekte ve pek çok kurum ve alanda hemşirelerden sağlık sisteminin tüm boşluklarını doldurmaları tüm hatalarını göğüslemeleri beklenmektedir. Hemşirelik tanımlı bir meslektir ve çalışma alanının sınırları, hemşirelerin verdiği hizmetin değeri ve önemi göz önünde bulundurularak çizilmelidir.

Çalışma koşullarımız sadece bizim sağlığımızı değil hastaların sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir!

Uzun süreli çalışma, performans baskısı, aşırı iş yükü, zaman baskısı, zor ve gereksiz karmaşık görevler, tehlikeli çalışma ortamları, yetersiz dinlenme araları ve oldukça kötü iş koşulları hemşirelerin en önemli sorunları arasındadır. Hemşirelerin çalışma ve yaşam koşulları, toplum sağlığını doğrudan etkilemektedir. Çalıştığımız kurum ve birimlerin işçi sağlığı ve güvenliği prensipleri uyarınca düzenlenmesi, koşulların uluslar arası standartlara yükseltilmesi gerekmektedir.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak,

  • Hastayı müşteri, çalışanı köle yapan ‘sağlıkta dönüşüm programı’ durdurulmalıdır.
  • Ebe ve hemşirelik “ağır ve tehlikeli işler” kapsamına alınmalıdır. (spot)
  • Başhemşire dahil tüm yöneticiler çalışanlar tarafından seçilmelidir ve yöneticilik süreli olmalıdır.
  • Sağlık kuruluşlarında 7 gün 24 saat açık ücretsiz kreş açılmalıdır.
  • Gece bir saatlik çalışma iki saat sayılmalıdır
  • Gece çalışma meslekte artan yıl oranına göre azaltılmalıdır.
  • Tüm sağlık emekçilerine fiili hizmet süresiyle erken emeklilik hakkı verilmelidir..
  • Doğum izinleri ücretli hale getirilmelidir.
  • Haftalık çalışma saati 35 saatle sınırlandırılmalıdır.
  • Ücretsiz servis konulmalı, sosyal haklar sağlanmalıdır.
  • Vekil, 4/b, 4/c, taşeron çalışan tüm meslektaşlarımız kadroya alınmalıdır.
  • Özel hastanelerde çalışan ebe ve hemşirelerin çalışma saatleri de 35 saatle sınırlandırılmalı ve etkili denetim yapılmalıdır.
  • Performans sistemi kaldırılmalı, temel ücret insanca yaşayacak düzeye çıkarılmalıdır.
  • ILO hemşirelik antlaşması imzalanarak, gerekleri yerine getirilmelidir.
  • Hemşirelik-Ebelik, Sağlık Hizmetinin ekip olma anlayışı içinde ayrı ayrı bağımsız meslekler olarak tanımlanmalıdır. (spot)
  • Ebelik ve hemşirelik mesleği yardımcı sağlık personeli tanımlamasından çıkarılarak sağlık hizmeti tanımlamasına ve dolayısıyla sağlık hizmeti sınıfına dahil edilmelidir.

Sağlıktaki yıkım yasalarını örgütlü mücadelemizle ortadan kaldıracağımıza olan

İnancımızla ebeler ve hemşireler haftanızı kutluyoruz.

 

EBELİK VE HEMŞİRELİK MESLEĞİNİN

BAĞIMSIZLIĞI VE ONURU İÇİN

TAŞERON, SÖZLEŞMELİ, VEKİL, KADROLU

HEP BİRLİKTE MÜCADELEYİ

YÜKSELTEREK DEVAM EDECEGİZ.

Ayrımsız tüm hemşireler için güvenli çalışma koşulları, performansa mahkum edilmemiş insanca yaşanacak ücret, mesleki hakların ve yetkilerin tam kullanımı, şiddetten ve hiyerarşiden arınmış çalışma mekanları istiyoruz. Bu taleplerimizin takipçisi olacağız.

hemsiregunu2015kayseri1

hemsiregunu2015bismil1

hemsiregunu2015bismil2

hemsiregunu2015ankara2

hemsiregunu2015ankara1

hemsiregunu2015adana1


İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]