SURUÇ KOBANİLERLE İLGİLİ 60.GÜN SAĞLIK RAPORU

(12 KASIM 2014)

 

15 Eylül 2014 tarihinden itibaren, IŞİD çetelerinin saldırılarını Kobani merkezine yoğunlaştırılması üzerine Suruç ve civarına 100 binin üzerinde göçmen gelmiştir. Kobanililere yönelik SES, TTB ve DTK Sağlık Meclisi gönüllülerinden oluşan sağlık emekçileri ve sağlık öğrencileri ile birlikte 2 çadır kentte kurulan poliklinikler (daha önce Amara Kültür Merkezinde de bir poliklinik vardı) ve gezici ekipler aracılığı ile sağlık hizmeti verilmeye çalışılmaktadır. Yine tedavi edici sağlık hizmetleri yanında koruyucu sağlık hizmetleri ve yaşam alanlarının sağlıklı hale getirilmesi için belediye, siyasi partiler ve STK’lardan oluşan Suruç Kobani koordinasyonu ile birlikte çalışmalar yürütülmektedir. Savaşın başladığı ilk günden itibaren Suruç devlet hastanesinde, cerrahi branşlar başta olmak üzere çok sayıda gönüllü hekim ve sağlık personeli takviyesi yapılmıştır. Yine yerel yönetimler ve STK lara ait ambulanslarla yaralı ve hasta taşınmasına katkı sunulmuştur.

Raporumuz, mevcut durum, yapılan faaliyetler ve öneriler olmak üzere üç başlık altında hazırlanmıştır.

MEVCUT DURUM

Göçmenler, şehir merkezinde çadır kentlere, cami, taziye evleri, ambarlara ve boş dükkanlara yerleştirilmişlerdir. Akrabası olanlar, akrabalarının yanına yerleşmişlerdir. Suruç etrafındaki 206 köyde de Kobani’den gelenler bulunmaktadır. Kobani’den gelenlerin bir kısmı da Urfa merkez, Siverek, Viranşehir ve Birecik ilçelerinde ağırlıklı olmak üzere daha uzak yerlere göç edenlerde bulunmaktadır.

Şimdiye kadar Suruç Merkez ve Köylerde tarafımızdan tespit edilen yaklaşık sayı ve yaşam alanlarına ilişkin durum da aşağıdaki gibidir.

AFAD’ın YİBO da kurduğu Çadır Kent: 5-6 bin kişi bu kampta bulunmaktadır. Valilik tarafından koordine edilmektedir. (Girişimize izin verilmediği için çalışmamız bulunmamaktadır.)

Kobani Çadır Kent:

211 Çadırda 1500 kişi bulunmaktadır. 0-3 yaş arası çocuk sayısı 228 kişidir. 27 kadının gebe olduğu tespit edilmiştir. Çadır kentin su ihtiyacı kurulan su depolarına itfaiye araçları ile su doldurulması suretiyle karşılanmaktadır. Bu gün itibari ile tuvalet ve banyo sayısı yeterli sayıda kurulmuş durumdadır. Bunlardan bazılarının kurulumu ve faaliyete geçirilmesi için inşa çalışmaları devam etmektedir. Çamaşırhane kurulma çalışmaları devam etmektedir. Şu anda çamaşırlar ve hatta bulaşıklar çadır içlerinde leğenlerde, yetersiz su ile yıkanmakta ve kirli su uygun olmayan yerlere dökülmektedir. Açıkta akan suların uygun yöntemlerle tahliye edilmesi sağlanmalıdır. Banyo giderleri dışarıya açılmakta, kirli su açığa akmaktadır. Bulaşık yıkama alanları ve el yüz yıkama lavaboları yapılmalıdır. Çadırlar birbirine yakın kurulduğu için yangın tehlikesine karşı dikkatli olunmalıdır. Çadırlar kış koşullarına uygun değildir. Tuvalet ve banyolarda hijyen koşullarına daha fazla dikkat edilmelidir. Günde 3 öğün yemek dağıtılmaktadır. Fakat çocukların rutin yemekler dışında acıkmaları halinde ebeveynleri tarafından yemek hazırlanacak mekânlar bulunmamaktadır. Toplu kullanıma uygun mutfaklar oluşturulmalıdır. Toprak ve çakıl zeminde yağmur sular yeterince emilmediği için rutubete neden olmaktadır. Çadır zeminlerinin yükseltilmesi ve yalıtımının sağlanması gerekmektedir. Mevsimin kış olmasından kaynaklı su basmalarına karşı çadır kentin etrafında yağmur suyu drenaj sistemi yapılmalıdır. Sosyal çalışmalar için yeterli çadırlar bulunmamaktadır.

Rojava çadır kent:

110 çadırda 1100 kişi bulunmakta. 0-3 yaş arası çocuk sayısı 117’dir. 11 gebe kadın bulunmaktadır. Şu anda bu çadır kentte en büyük sorun elektrik olmamasıdır. Elektrik ve sıcak suyun olmaması banyo yapabilme sorununu da beraberinde getirmektedir. Yeterli yıkanmamaktan kaynaklı çok sayıda kişi de cilt hastalıklarına (uyuz, bit vb.) sık rastlanmaktadır. Yine çocuklarda en sık görülen sorunlardan biride pişik olmalarıdır. Bu sorunların giderilmesi için acilen ısınma ve sıcak su sorunu giderilmelidir. Mevcut içme suyu itfaiye araçları ile depolara boşaltılarak sağlanmaktadır. Çadır kentte dair diğer sorunlar Kobani çadır kentte olduğu gibidir.

Arin Mirxan çadır kent:

440 Çadırda 3050 kişi bulunmakta. 0-3 yaş arası çocuk sayısı 443’dir. 84 gebe kadın tespit edilmiştir. Bu çadır kentin içme suyu ihtiyacı çadır Kent dışında bulunan eski bir kuyudan karşılanmaktadır. Su kuyudan 2’şer tonluk 5 depoya akmaktadır. Bu depolar hızla boşaldığı için klorlama yapılması imkansız hale gelmektedir. Klorlama çevre sağlığı ekiplerinin çadır görevlilerine verdiği klor solüsyonlarıyla yapılmaya çalışılsa da çoğu zaman aksamaktadır. Buraya acilen otomatik klorlama cihazının takılması sağlanmalıdır. Ayrıca içme ve kullanma suyu açısından tek kuyu yeterli olmadığı için şebeke suyu ya da yeni bir kuyu ile takviye yapılmalıdır.  Bunların dışında Rojava ve Kobani çadırlarındaki diğer sorunlar aynı şekilde burada da görülmektedir. Bu çadır kentte çamaşırhane, banyo, çeşmelerin kurulma çalışmaları devam etmektedir. Çadır kent kalabalık olduğu için sorunları karmaşıklaştırmakta ve çalışmalar zorlaştırmaktadır.

Suphi Nejat Ağırnaslı Çadır Kent:

40 Çadır ve buğday fabrikasına ait 3 ambarda 1100 kişi bulunmaktadır.  0-3 yaş arası çocuk sayısı 149’dır. 14 gebe kadın tespit edilmiştir. Bu çadır kentteki temel sorun bulgur fabrikasına ait hangarlarda kalabalıklar halinde yaşamak zorunda kalmalarıdır. Havasız, rutubetli ve ısınmaya uygun olmayan yerdir. Kanalizasyon sistemi çok eski ve zaman zaman taşmaktadır. Atık su giderleri sorunludur. Buradan taşan kanalizasyon ve kullanma suyu da Rojava Çadırına da akmaktadır.  Buranın havalar çok daha fazla soğumadan tahliye edilmesi gerekmektedir. Diğer konularda da tüm çadırlarda yaşanan sorunlar devam etmektedir.

Kader Ortakaya Çadır Kent:

382 çadır kuruldu. 3156 kişi bulunuyor.0-3 yaş çocuk sayısı 393 tür. Yerleşime yeni açıldığından gebe sayısı tespit edilmeye çalışılmaktadır. Henüz halkın yerleştirme çalışmaları devam etmektedir. Buranında su ihtiyacı kampın dışında bulunan bir kuyudan karşılanacaktır. Bu nedenle bu kuyuya da otomatik klor cihazı takılmalı. Ve diğer çadırlarda tespit edilen eksikliklerin yaşanmaması için çalışma yürütülmelidir.

Köyler ve Mahalleler

206 köyde 8100 kişi 0-3 yaş arası çocuk sayısı 965 kişidir. Aligör merkezinde 2420 kişi 0-3 yaş çocuk 278 kişidir. Suruç merkez mahallelerde 20100 kişi tespit edilmiş ve 0-3 yaş arası çocuk sayısı 1653 olarak tespit edilmiştir. Köylere yönelik çalışmamız bulunmamaktadır. ihtiyaç olduğunda yerel koordinasyon tarafından bilgilendirme yapıldığında sağlık hizmeti lokal olarak sunulmaktadır.

Diğer ilçeler ve başka kentlere göç edenlerle ilgili sağlıklı bilgiye ulaşmış değiliz.

Suruç belediyesi öncülüğünde kuru gıda yardımları dağıtılmaktadır. Çadır kentlerin kahvaltı ihtiyacı ile köy ve evlerde yaşayan halka hazırlanan kuru gıda koli dağıtımları yapılmaktadır. Van belediyesi ve Kızılay’a ait aşevi bulunmaktadır. Akşam ve öğlen sıcak yemek buradan dağıtılmaktadır. Yemekler plastik tabildotlarda dağıtılmaktadır. Özellikle Kızılay’ın dağıttığı yemekler protein ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Örnek son bir haftadır çorba ve makarna dağıtılmaktadır. Gebe kadınlar ve çocukların beslenmesi açısından önemli olan süt, yumurta dağıtımı yeterince yapılamamaktadır. Giyim yardımları Suruç belediyesi DTK, HDP, DBP öncülüğünde dağıtılmaktadır. Çadır kentlerde yaptığımız izlemlerde kışlık kıyafet eksikliği gözlemlenmiştir. Çok sayıda çocuğun ayaklarında sadece terlik bulunmakta ve çorapsız olduğu gözlemlenmiştir. Kıyafet olarak da kışlık kazak ve mont gibi kıyafetlerin eksik olduğu gözlemlenmiştir. Giyim dağıtımlarının ihtiyaç tanımı yapılarak dağıtılmadığı gelen yardımların poşetler halinde çadırlara bırakıldığı tespit edilmiştir. Çadırlarda yapılan görüşmelerde verilen kıyafetlerin çoğunun yazlık olduğu ve kullanıma uygun olmadığı ifade edilmiştir. Yine sağlık taramaları için yapılan görüşmelerde çocuk bezinin az sayıda dağıtımın yapıldığı ifade edilmiştir. Birçok çadır kentte sıcak su ve banyo sorunu olduğu için bebek ve çocuk temizliği noktasında sıkıntı yaşandığı da gözlemlenmiştir. En büyük sıkıntı yardımların ihtiyaç tanımı yapılmadan kampanya tarzında toplanıp gönderilmesidir. Bir diğer sorunda yardımların depolandığı yerlerde tasnif çalışmaları için çalışma yürütecek insan gücüne ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca illerden doğru yardımlar gönderildiğinde tasnifi yapılmış düzenli kolilere ayrıştırılmış ve ne oldukları üzerine yazılmış halinde gönderildiğinde sorunların çözümüne katkı sağlanmış olacaktır.

SAĞLIK AÇISINDAN YAPILAN FAALİYETLER ve TESPİTLER:

Genel olarak devletin sağlık konusunda bir programı bulunmamakta, öneriler ve yapılan baskılar sonucunda bazı şeyler yapılmaktadır. Bu güne kadar bir şekilde sağlık hizmetleri yürümüşse de başta Suruç halkının yaralıların arttığı dönemde adeta sağlık hizmeti hakkından feragat ederek hastaneye gitmemesi ve gönüllü sağlıkçıların yaptıklarıdır.

Kobani savaşının ilk yoğunlaştığı günden itibaren Suruç devlet hastanesine Türkiye’nin birçok ilinden SES, TTB ve DTK sağlık meclisi gönüllüleri tarafından sağlık personeli takviye edilmiştir. Suruç devlet hastanesinde ilk tedavileri yapılan yaralıların gönderildiği Urfa başta olmak üzere Diyarbakır, Batman Mardin, Ankara gibi illerde tedavilerinin takibi ve hastanelerle ilişkiler heyetlerimiz tarafından takip edilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte binin üzerinde yaralı Suruç devlet hastanesine gelmiş ve çeşitli illere sevk edilerek takipleri yapılmıştır. Durumun aciliyeti üzerine ilgili bakanlıklarla girişimlerde bulunulmuş özellikle uzman sağlık personeli ihtiyacı karşılanmaya çalışılmıştır. Gönüllü hekimlerden oluşturulan listeler KHK başkanlığı ve ilgili kurumlara verilerek geçici görevlendirme ile Urfa’ya gönderilmeleri istenmiş ancak kurumlar kabul etmemiştir. Buna rağmen gönüllülerle süreç yürütülmeye çalışılmıştır. Özellikle yapılan girişimler ve kamu sağlık kurumlarının sıkıştırılması ile bakanlık kendinden doğru geçici görevlendirmelerle sorunu aşmaya çalışmıştır. Bu süreç içerisinde Suruç devlet hastanesi ve Diyarbakır da belediye tarafından kurulan sağlık merkezindeki yaralılara karşı gözaltı ve polisin taciz olayları ile karşılaşılmıştır.

Kobaniden göç eden halka yönelik ilk etapta polio ve kızamık aşıları yapılmış diğer aşılar henüz yapılmamıştır. Hasta olan Kobanililerin muayene ve tedavilerinde ciddi sorunlar yaşanmaya devam edilmektedir. 100 bin üzerindeki göçmene yönelik rutin aşı takvimi başlatılmamıştır. Göçmenlerin büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Rapordan da anlaşılacağı üzere çok sayıda gebe de bulunmaktadır. Halen devlet organizasyonunda sağlık hizmeti yürütülmemektedir. Aile hekimleri sürece dahil edilmemiş ve hasta olan göçmenlerin ilaç temininde sıkıntılar yaşanmaktadır. Suruç ilçesinde 30 civarında aile hekimi bulunmaktadır. Maalesef aile hekimlerinin çoğu sadece hafta bir gün çalışmaktadırlar. Fakat yapmış olduğumuz gözlemlerde aile hekimliklerinin göçmenlere yönelik hiç çalışması olmadığı tespit edilmiştir. Son günlerde göçmenlerin AFAD kayıtlı yapılmaya başlanmıştır. Kimlik kartları çıkarılanlar kamu sağlık kurumlarında muayene olabilme olanağı elde etmiş olsa da ilaçlar için %20 katılım payı ve reçete başı 3 tl ödemek zorunda kalmaktadırlar. Bu durumdan kaynaklı olarak insanlar kamu sağlık kurumlarına gitmek yerine gönüllü sağlık hizmeti sunan revirlerimize başvuru daha fazla yapılmaktadır. Kamu kurumlarına gidenler ise katkı payı ödeyemedikleri için reçetelerini bizler aracılığıyla temin etme yoluna gitmektedirler.

Çadır kentlerde, depolarda, boş dükkânlarda, ambarlarda yaşayan göçmenlerin barınma, ısınma, beslenme ihtiyaçlarının yeterince karşılanmamasından kaynaklı hastalanmaları daha kolay olmaktadır. Yine salgın hastalık riski bulunmaktadır. Çadır kentlerde yaptığımız taramalarda çok sayıda insanda cilt hastalıkları (uyuz, dermatit, bit, mantar vb) vakalara rastlanmıştır. Ayrıca yaşam koşullarından kaynaklı bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle ishal, üsye, iye gibi rahatsızlıklarda artışlar yaşanmaktadır. Yine beslenme bozukluğundan kaynaklı çok sayıda kişide ağız içi yaralar görülmektedir. Yaşam koşullarının düzeltilmemesi halinde kış koşulları da dikkate alındığında sağlık açısından çok daha büyük sorunlar yaşanacağı aşikârdır.

Gönüllü sağlık ekiplerimizce 2 çadır kentte kurulan revirlerde poliklinik hizmetleri yapılmakta muayene edildikten sonra gönüllüler meslek odaları ve STK’ların katkıları ile toplanan ilaçlar tedavi amaçlı verilmektedir.

Halk sağlığına bağlı TSM, çevre sağlığı, aile hekimleri, ap merkezi ile görüşmeler yapmakta sağlığa ilişkin yaklaşımlarımızı aktarıp çözüm arayışlarımız devam etmektedir. Özellikle aşılama, gebe ve çocuk izlemleri ile çevre sağlığı hizmetlerinin etkin bir şekilde yapılması için caba göstermekteyiz. Çadır kentlerdeki içme suyunun klorlanarak verilmesi için bir çaba olduğu tarafımızdan gözlemlenmiştir. Fakat devletin özelikle Urfa valiliği ve kamu sağlık kurumlarının bu konuya bütünlüklü yaklaşımında sıkıntılar olduğu da tarafımızdan tespit edilmiştir. Adeta göç edenler kaderlerine terk edilmiş gibi görünmektedir. Ancak girişimler ve demokratik kamuoyu baskısı ile işler zoraki yaptırılma durumundadır.

Ekiplerimiz çadırkentlerde poliklinik çalışmaları yanında koruyucu sağlık hizmetleri ile ilgilenmekte halka temas etmeye de çalışmaktadır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin etkin hale gelmesi için mevcut koordinasyonla barınma beslenme ve hijyen konularına ilişkin tespit ve önerilerini paylaşmakta sorunun çözümüne katkı sunmaya sağlamaktadır. Çadırkentlerde ekiplerimiz tarafından sağlık durumlarının tespitine yönelik çalışmalar sırasında ihtiyaç duyulan sağlık bilgisi paylaşımı da yapılmaya çalışılmaktadır. Halkla birebir temas en önemsediğimiz konuların başında gelmektedir. Çadır kentlerde yaşayanların sağlık durumunu takip etmek ve iyileştirmek için çadır halkından amatör sağlıkçı oluşturulmaya çalışılmaktadır.

ÖNERİLER:

  • Her çadır kent barındırdığı nüfus oranıyla bir kent özelliği taşımaktadır. Bu nedenle çadır kentlerdeki insanların toplumsal yaşama kolektif katılımı için meclisler oluşturulmalıdır. Genel olarak çadır kentler kamp mantığı ile organize edilmektedir. Kamp sistemleri bir nevi yarı açık cezaevi gibi görünmektedir. Özelikle savaş travmasına maruz kalmış bir halkın çadır kent yaşamı rehabilitasyonu da gözetecek bir yerden toplumsal kolektif yaşam alanına çevrilmelidir. Bunun içinde çadır kentlerde ortak mutfaklar, sosyal alanlar düşünülerek organize edilmelidir. Çocukların eğitimleri için göç eden öğretmenlerle birlikte kendi dillerinde devam edecek olanaklar yaratılmalıdır. Çadır kent ihtiyaçları çadır kent halkından kurulacak meclislerce tespit edilmesi, organizasyonun birlikte yapılması faydalı olacaktır.
  • Çadır kentlerin çevresel şartlarının bir an önce düzeltilerek uygun yaşam alanı haline getirilmesi. Isınma, hijyen ve sağlıklı içme/kullanma su temini yapılarak hastalıkların önüne geçilmelidir.
  • Mevsimin kış olmasından kaynaklı, başta kadın ve çocuklar olmak üzere kışlık kıyafet ihtiyaçları acilen giderilmelidir.
  • Beslenme konusunda öncellikle gebe, emzikli kadınlar ve çocuklar için planlamalar yapılmalıdır. Saklama koşulları uygun olmadığı için süt, yumurta, yoğurt, et gibi besin maddeleri az miktarda dağıtılmaktadır. Bunlara uygun koşullar yaratılmalıdır. Günlük ihtiyaçlar temelinde dağıtımlar yapılmalıdır. Yine meyve dağıtımı çok az yapılmaktadır. Kadınlarda anemik tablo yaygındır. Bu nedenle de pekmez tahin ve protein takviyesi yapılmalıdır.
  • AFAD’a ait çadır kentte sadece devlet organizasyonu bulunmaktadır. Diğer bütün yerlerde (çadır Kent, köyler vb) ise organizasyon Suruç belediyesi, DBP, HDP, DTK ve STK’lar eliyle yürütülmektedir. Tüm faaliyetlere ilişkin kamu ve gönüllü kurumların ortak organizasyonu sağlanmalı, devlet olanaklarını acilen kullanıma açmalıdır.
  • Kobanide 2-3 yıldır süren savaş ve ambargo nedeniyle çocukların aşılarının yapılmadığı gözlemlenmiştir. Sağlık bakanlığı ve ilgili kurumlar bir önce aşı kampanyaları başlatmalıdır. Aile hekimleri arasında göçmen nüfus paylaştırılarak hem tedavileri hem de gebe ve çocuk izlemleri sağlıklı bir şekilde yapılmalıdır. Aile hekimlerinin sayısının yetmemesi halinde takviye personel görevlendirilmesi yapılmalıdır. Muayene ve tedavi önündeki tüm engeller kaldırılarak her türlü ilave ücret alımından vazgeçilmelidir. AFAD ın eczanelerle yaptığı sözleşmedeki “kamp dışı” ibaresi çıkarılmalıdır. Kobani halkı geri dönünceye kadar devlet hastanesine personel takviyesi yapılmalı ve nüfus yoğunluğu dikkate alınarak acil olarak ek poliklinikler açılmalıdır. Çok hızlı bir şekilde kronik hastalıkları bulunanların tedavileri yeniden düzenlenmelidir.
  • Kobanili doktorlarla yaptığımız görüşmelerde Kobani de 8-10 bin sivilin bulunduğu ifade edilmiştir. Bu sivillerin temel insani ihtiyaçlarının giderilmesi için insani yardımların önünün daha fazla açılması gerekmektedir. Yine sağlık yardımları içinde devlet duyarlılık göstermelidir.
  • Şu ana kadar ilaçlar ağırlıklı olarak yardımlar üzerinde karşılanmıştır. Ancak zaman zaman miadı geçmiş ilaçlar ve akut durumda kullanılmayan ilaçlar gönderilmektedir. İlaç yardımları için Suruç’ta bulunan sağlık koordinasyonu ile irtibat kurularak gönderilmesi daha faydalı olacaktır.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]