AKP’nin, başta Suriye ve Irak olmak üzere tüm Ortadoğu’da halkları birbirine düşman etmeyi amaçlayan savaş politikası ülkemizi sonu bilinmeyen bir maceraya sürüklemektedir.
4 yıla yakın bir süredir sınırlarımızı uluslararası hukuku yok sayarak kökten dinci, faşist silahlı çetelere açan AKP, bu çeteleri besleyip, eğitip ve lojistik destek sunarak Suriye içerisinde etnik ve mezhepsel farklılıkları olanların katledilmesine destek olmuştur.
Son olarak kendilerini Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak adlandıran çetelere sunduğu destekle Uluslararası kamuoyunun gözü önünde bir halkın katledilmesine destek sunan AKP, sözde çıkardığı teskere ile IŞİD’e karşı mücadele edeceğini ifade etmektedir.
Oysa teskere çıkar çıkmaz, sınıra asker yığınağı yapılmış, ülkenin dört bir yanından gelerek Kobani halkı ile dayanışma içinde olanlar ve basın emekçileri şiddete ve gaza maruz kalmışlardır. Halkın dayanışma duygularının ve basının haber alma özgürlüğü kısıtlanması AKP’nin niyetini gözler önüne sermiştir.
Toplumu gerilimle ve baskıyla yönetme yöntemi tahammül edilemez duruma gelmiştir. Özellikle son yirmi günde yaşananları hep birlikte görmekteyiz.
IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırıları boyutlanınca, yaşanacak bir katliamı izlemek istemeyen Türkiye halkları AKP’nin uyguladığı politikanın değiştirilmesi için demokratik tepkisini ortaya koymaya çalışmaktadır. Özellikle son iki gün yapılan eylem ve etkinliklerde halkın üzerine ateşli silahlarla ateş edilmiş, bu saldırı sonucunda şuana kadar 18 yurttaşımız bu şekilde öldürülmüş, yüzlerce insanımız yaralanmış, yüzlercesi ise gözaltına alınmıştır. Üstelik 2 gündür devam eden demokratik eylemlere müdahale ederken; 1990 lı yıllarda faili meçhul cinayetler ve katliamlarla ismini duyurmuş ırkçı ve gerici çeteleri de halka yönelik saldırılara dahil etmektedir.
AKP Halkın Sağlığını ve Güvenliğini Tehdit Ediyor!
Ülkeyi yönetememe krizi içerisinde olan AKP iktidarı, şiddet uygulayarak, insanların yaşamını sürebilme koşulunun ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Baskı ve zorla da krizden çıkacağını sanmaktadır.
Öyle ki, darbe dönemlerindeki uygulamaları (sokağa çıkma yasağı, insanların sokak ortasında öldürülmesi, demokratik eylem ve etkinliklere yandaşların saldırtılması vb.) aratırcasına hareket eden AKP, artık sonun başlangıcına gelmiş ve sadece Türkiye halkları için değil tüm dünya halkları için tehdit oluşturmaktadır.
Bu durum artık kabul edilebilir değildir. Tüm toplumun güvenliği ve sağlığı/yaşamı tehdit altındadır.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak Dünya Sağlık Örgütünü uyarıyoruz: Bugüne kadar uyguladığı savaş politikalarından vazgeçene, halkın sesine kulak verene kadar AKP, “karantinaya” alınmalıdır. Çünkü AKP sağlığa zararlıdır..!
Savaş politikalarından vazgeçilmesi, sokak yasağının kaldırılması, insanların sokaklarda infazının durdurulması, kimyasal gaz kullanımına derhal son verilmesi ile eylem/etkinliklere müdahale edilmesinin durdurulması, en önemlisi de ISİD’i desteklemekten vazgeçilerek Kobani sınırında insani yardım ve sağlık koridorunun oluşturulmasının sağlanması için KESK’in 09 Ekim 2014 tarihinde almış olduğu bir günlük iş bırakma kararını tüm Türkiye’de hayata geçireceğiz.
Ancak sokaklarda halkımıza yönelik uygulanan ve gün geçtikçe şiddetlenen durum göz önünde bulundurarak AKP’nin göstermediği sorumluluğu göstererek ACİLLER’i (acil ameliyat, yoğun bakım ve acil servis hizmetlerinin) güçlendirerek hizmet üretmeyecek ve diğer KESK bileşenleri ile birlikte alanlarda taleplerimizi haykıracağız.
Bu vesileyle halkımıza çağrımızdır: Ülkemizi şiddet ve savaş sarmalına çeken AKP politikalarına karşı hep birlikte karşı duralım. Acil durumlar dışında halkımızın sağlık kuruluşlarına gelmemesini alan eylemlerimiz de bizimle birlikte mücadelede yer almasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla. 08.10.2014
MERKEZ YÖNETİM KURULU