Uzun süredir Ortadoğu’da halklara karşı bir savaş yürütülmektedir. Ortadoğu’da onbinlerce insanın öldürüldüğü, milyonlarcasının göçe zorlandığı ve savaşla büyük tahribata uğratıldığı bir dönemi bu güçler bize yaşatmaktadır. Son günlerde IŞİD katliamları ile bu durum daha yaşanılmaz hal almıştır.
Bu sürece ilişkin bir doğrumuz, bir eleştirimiz ve birde önerimiz var.
Doğrumuz, geçtiğimiz yüzyılın başında emperyalizm tarafında Ortadoğu’da halkların inkarı temelinde oluşturulan statükocu devlet yapıları her an topluma zulüm yapmakla varlığını sürdürmektedir. Kabul edilemez olan bu zulümlere karşı Ortadoğu halkları da isyanını yükselti ve yükseltmeye de devam edecek gibi görünmektedir. Geçtiğimiz yüzyıl Ortadoğu’da yaşanan zulüm bu yüzyılda da devam edecektir. Bunun ancak emekçilerin ve halkların taleplerinin görünür kılındığı ve demokratik bir ortamın oluşması ile bu süreç olumlu olarak sonuçlanabilir. Aksi takdirde ise tekçi, iktidarcı, milliyetçi, gerici ve baskıcı rejimlerin uzun süre yaşama şansı olamaz ancak katliamlarla kısa bir süreliğine ömrünü uzatabilirler.
Eleştirimiz, AKP ve öncesi hükümetlere hep temel uyarımız, içteki politikanız ile toplumu geriyorsunuz ve giderek daha baskıcı bir rejim oluyorsunuz. İç politikanız dışarıda gerilim yaratıyor. Dıştaki politik tutumunuz içi geriyor. İçte emekçilere uygulanan baskıcı politikalar ile ülkeyi her yönüyle kar hırsına kurban ediyorsunuz. Aynı tutum halkların inkarı üzerinde Ortadoğu’da kapitalizmin aşırı kar talebine cevap olmak için mevcut baskıcı rejimler ve uzantıları ile işbirliğine giriyorsunuz. Ülkede tekçi politikalarda ısrar ederek, bölgede de buna uygun partner arıyorsunuz.
Gelinen aşamada Türkiye’deki Kürt, Alevi, Kadın, emekçiyi ve taleplerini görmemek, baskı altında tutmak için Ortadoğu’da geliştirilen politika ve ilişkiler IŞİD’in gelişmesine zemin oluşturmuştur. Şu an itibariyle IŞİD sadece emekçilerin ve halkların sorunu değil aynı zamanda bölgedeki egemenlerinde sorunu olmuştur. Tıpkı ikinci dünya savaşı zamanında HİTLER’de olduğu gibi. Fiilen Suriye de ve Irakta 3. Dünya savaşı yürütülmektedir. Unutulmasın ki emekçilere ve halklara karşı geliştirilen bu savaş egemenleri de vuracaktır.
Önerimiz, herkes bu gün Ortadoğu’da televizyonlarda canlı olarak bizlere iletilen bu katliama dur demek için bir şeyler yapmalıdır. Göç ettirilen yüz binlere insanı yardım ulaştırma kanalları açılmalıdır. Bunun için öncelikle ülkemizde uzun bir süredir sürdürülen büyük çoğunluğu çocuklardan oluşan, en son olarak Adana’da 15 yaşındaki İbrahim Aras’ın devlet şiddetiyle gerçekleşen ölümlerine DUR demek gerekir. Hemen sınırımızda bulunan Suriye ve Rojava sınırının silah değil sağlık ve insani yardıma açılması gerekir.
Biz SES olarak bu süreçlerin takipçisi olacağız, üzerimize düşeni yapacağız. Katliamlar ve ölümlere seyirci kalmayacağız. Ve katliamı gerçekleştirenlerden hesap sorulana kadar da mücadele edeceğiz.
Çünkü sağlık yaşamla başlar. 18.06.2014
MERKEZ YÖNETİM KURULU