1.BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ “SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI” SONUCUNDA TAM BİR KAOSA SÜRÜKLENDİ

Facebook
Twitter
WhatsApp

 Sağlıkta “dönüşüm programı” adı altında her gün yeni yasalar, yönetmelikler çıkarılıyor. Çıkarılan yasa ve yönetmelikler sağlık ortamını; hem halk açısından hem de emekçiler açısından tam bir kaosa sürüklemiş durumda. Her yeni düzenleme bir öncekiyle yarışırcasına hekimlik başta olmak üzere sağlık mesleklerinin özüne zarar veriyor, yurttaşların ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti almasını olanaksız hale getiriyor.

Başından itibaren sağlık meselesine yaklaşımın hastalandıktan sonra muayene olmak anlamına gelmediğini ifade ediyoruz. Sağlığı olumsuz etkileyen tüm etmenlerin (barınma, sağlıklı beslenme, işsizlik, uygun konut, doğanın korunması, savaş, göç, her türlü şiddetten arınma, demokratik bir ortamda kendini yeterince ifade ve özgür olma hali vb) ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Böylesi yaşanılır bir ortamda koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği bir sistemin oluşturulması gerektiğini savunuyoruz. Ancak o zaman gerçek anlamda sağlıklı bir toplum ve gelecek nesiller yetiştirilebileceğini biliyoruz.

Bu gün itibari ile koruyucu sağlık hizmetlerini ücretsiz sunma görevi olan 1. basamak sağlık hizmetleri de paralı hale gelmiştir. “Aile fotoğrafınızda hekiminize de yer açın” diyerek reklamı yapılan sistemde muayenede ve yazılan her kalem ilaç için cepten para ödemek zorundayız.

Genel anlamda ifade edilen ve halk sağlığı açısından ifade ettiğimiz sağlığı olumlu/olumsuz belirleyen etmenlerde olumlu ilerlemeler kaydedilse bile sağlık emekçilerinin yaşadığı sıkıntılar nitelikli hizmet verme açısından ciddi engeller barındırmaktadır.

2002 yılından itibaren hızlandırılan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile 1. Basamak Sağlık Hizmeti veren Sağlık Ocakları tasfiye edilmiş, Aile Hekimliği sistemine geçilmiştir. Aile Hekimliği Sistemi yürürlüğe girdiğinden beri bu sistemin Türkiye gerçekleri ile uyumlu olmadığını, koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmesi yerine, giderek poliklinik ağırlıklı sistem getirildiğini, dolayısıyla koruyucu sağlık hizmetlerinin yeterince yerine getirilemediğini ifade ettik Aile Sağlığı Merkezleri’ne nöbet sistemi getirilerek sistem amacından koparılmakta, Aile Hekimleri ve personeline nerede ihtiyaç varsa orada çalıştırma dayatılarak özel bir çalışma alanı olmaktan çıkarılmaktadır.

Bu uygulama ile Sağlık Bakanlığının 663 sayılı KHK ile yeniden yapılandırılmasında birbirinden ayrılan üç ayrı bağlı kuruluş arasındaki ilişkiler karmaşıklaştırılmaktadır. Bağlı kuruluşlardan Halk Sağlığı Müdürlükleri yapılanması içinde bulunan Aile Sağlığı Merkezleri çalışanlarının, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bağlı Genel Sekreterliklerin yönetimindeki Yataklı Tedavi Kurumlarında, Seyyar Hastanelerde ve Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinde çalıştırılacak olmaları sistemin fiilen tasfiye edildiğini göstermektedir. Aynı personelin Acil 112 Ambulans Hizmetleri’nde görevlendirilme olasılığı ayrı bir karmaşanın önünü açmaktadır.  

Yine aile sağlığı birimlerinde görev yapan sağlık emekçilerinin meslek tanımları ortadan kaldırılmış ve eleman olarak nitelendirilmeye başlanmışlardır. Bu da yetmezmiş gibi iş güvenceleri ortadan kaldırılmıştır. TSM’lerde çalışan sağlık emekçileri ise adeta joker haline getirilmiş ve nerde boşluk varsa oraya gönderilmektedir. 112’lerde çalışan sağlık emekçilerinin görev dağılımındaki belirsizlikler de nitelikli hizmet önünde engeldir. Hekimsiz ambulans uygulanması yaygınlaşmaktadır.

Çalışma koşullarının ağırlığı, personel eksikliği yetmezmiş gibi aile hekimleri ve ASM çalışanları;

 

Okulun bile olmadığı Yurdumuzun en ücra köşelerinde şifa dağıtmaktadırlar. İş yükleri gerçekten çok fazladır. Çoğu zaman yazışmalar ve bilgisayarla ilgilenmekten hastalarının yüzüne bile bakmaya fırsat bulamamaktadırlar. Gebe İzlem, Bebek izlem, Aşı, Çocuk izlem, Loğusa izlem, gibi birçok işlerini evlerine gittiğinde bile Demokles’in Kılıcı gibi tepesinde hissetmekteler. Kaçırdıkları herhangi bir izlemde hem ceza puanına hem de ciddi maaş kesintilerine maruz kalmaktalar. Ayrıca, bunların yanı sıra bir işyerinin sorumluluklarından daha çok sorunlarla muhatap olmaktalar ( Elektrik, su, telefon, internet, kira, çalışan, sigorta, stopaj, jenaratör, kalibrasyon, muhasebeci, elektrik kesintisi, buzdolabı-aşı, ısıtma-soğutma, bilgisayar, bilgisayar programı, sterilizatör, boya-badana, temizlik, LCD TV, videolar, Kağıt havlu, Tuvalet kağıdı, Dezenfektan, deterjan, engelliler için rampa, rampanın eğimi, WC lere acil çağrı butonu  v.d.  gibi). Birde, 3 ayda bir bunları rutin olarak check listleri ile denetleyen İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Toplum Sağlığı Merkezi mevcut. Zaman zaman da TSM nin istediği bir takım acil bilgilerin hazırlanması ve gönderilmesi gerekiyor. Bu arada aile hekimleri için 1 yıldır devam eden ikinci aşama eğitim adı altında AHUZEM tarafından internete yüklenen önceleri haftada 3-5, son aylarda ise 2-3 konunun ön testi, videosu, ders notları, son testi gibi zaman alıcı konularda cabası.

Şimdiye kadar aktardıklarımız yaşanan sorunların bir kısmını ifade etmektedir. Sağlık emekçilerinin ve örgütlü kurumlarının görüşleri alınmadan yapılan bu düzenlemeleri ve demokratik olmayan çalışma ortamını kabul etmiyoruz.

Bu güne kadar olduğu gibi; koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği, sağlığın üretim-tüketim sarmalında metalaştırılmadığı toplumcu bir sağlık sistemi oluşturuncaya ve demokratik çalışma koşulları sağlanıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir.

Bu mücadele kapsamında;

iş-işyeri, ücret ve gelecek güvencesi; can güvenliği için, nitelikli bir hizmet verebilecekleri çalışma hayatı, toplumcu bir sağlık sistemi için; 14 MART 2014 günü Aciller dışında hizmet veremeyeceğiz. Tüm emekçileri 14 MART’a kadar yapacağımız eylem/etkinliklere katılmaya ve 14 MART günü taleplerimiz için alanlarda, omuz omuza GREV’ de olmaya davet ediyoruz.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×