altKESK Araştırma Departmanı KESK-AR, 4 kişilik bir aile için 2012 yılı Eylül ayına ait açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Yapılan araştırmada 4 Kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması olan açlık sınırı 1,118 TL; açlık sınırının tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen yoksulluk sınırı ise 3,533 TL olarak gerçekleşti.

 alt

Hesaplamaya göre 4-6 Yaş Kız Çocuğu için açlık sınırı 215.61TL, 15-19 yaş erkek çocuğu için 214.50TL, yetişkin kadın için 288.60TL ve yetişkin erkek için 299TL olarak gerçekleşti.

alt

ENFLASYON ARTIYOR, ÜCRETLER YERİNDE SAYIYOR!

Gelir dağılımında adaletsizliğin giderek bozulduğu ülkemizde kamu emekçileri de günden güne yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum edilmektedir. Toplu Sözleşme döneminde KESK-AR tarafından belirlenen, geçmiş yılların refah kayıplarını da karşılayacak %22 zam oranını dikkate almayan, kamu emekçilerinin iradesini yok sayarak 175 TL brüt zammı Memur Sen ile birlikte belirleyen AKP hükümeti, hayatın giderek pahalılaşmasının önünü açmakta, kamu emekçilerinin emeklerinin karşılığını almalarının önünü ise kapamaktadır.

2014-2015 yılları Toplu Sözleşmede varılan mutabakata göre; 2014 yılı için taban aylığa 175 TL artış yapılmıştır. 175 TL brüt artış olup Ocak 2014’te 123 TL olarak maaşlara yansıyacaktır. En düşük maaş alan kamu emekçisi Eylül 2014’te vergi dilimine girdiğinde bu miktar 116’TL’ye kadar düşecektir.

116 TL’lik Artış Sadece Gıda ve Giyim’deki fiyat artışını karşılıyor.

Kamu Emekçileri İçin 116 TL’nin Anlamı: Yoksulluğa Devam!

Birimimiz tarafından TÜİK ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri üzerinden yapılan çalışmaya göre; 2014’te vergi dilimine girdiğinde 116 TL’ye düşecek olan ücret zammı sadece bir yıl içinde gıda ve giyimde yaşanan fiyat artışlarını kompanse ediyor. Diğer bir ifade ile kamu emekçileri ücretlerine yapılan artış, başta kira, elektrik, su vb konut harcamalarına, ard arda yapılan ulaşım zamlarına, paralı birer hizmete dönüştürülen eğitim ve sağlık harcamalarına yetmiyor. Ve elbette, hükümet kamu emekçilerinin kültürel ve sosyal yaşamları için bütçelerinden pay ayırmalarına imkan sağlamayarak, bu ihtiyaçların karşılanmasını mümkün kılmamaktadır.

ENFLASYON TIRMANIYOR!

alt

Dünya ülkeleri içinde en yüksek enflasyon oranına sahip ülkelerin başında gelen Türkiye’de enflasyon tırmanmaya devam ediyor. Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,31 oranında arttı ve yıllık enflasyon yüzde 8,88’e yükseldi. Enflasyonda bu yüksek artışın kaynakları incelendiğinde ise gıda fiyatlarındaki artış dikkatleri çekmektedir. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon yüzde 12.72 olarak gerçekleşmiş, gıda fiyatları her zamanki gibi TÜFE üzerinde bir artış kaydetmiştir. Ekmek ve tahıllar alt grubu fiyatlarındaki artış eğilimi korunmuş, grup yıllık enflasyonu yüzde 11,63 olmuştur. Üretici fiyatlarında da, bitkisel ürünler ile meyve ve sebze fiyatlarında aylık yüzde 0,93’lük artışın ileriki aylarda tüketici fiyatlarına yansıyacağı düşünülürse, meyve-sebze fiyatlarındaki artışın devam etmesi beklenmektedir. Dayanıklı tüketim mallarında ise yıllık bazda artış 3,47’ye yükselirken, bu grupta otomobil ve mobilya fiyatlarındaki yükseliş ön plana çıkmıştır. Uluslararası petrol fiyatlarındaki yükseliş ve Türk lirasında gözlenen değer kaybı sonucunda yurt içi akaryakıt fiyatlarında gözlenen artış % 3,02; tüp gaz fiyatlarında ise yüzde 2,48 artış gerçekleşmiştir. Toplamında enerji grubunun yıllık enflasyona katkısı yüzde 11,30 olmuştur.

alt

Kaynak: TÜİK, TCMB

TCMB DOLAR YÜKSELİYOR, ÜRETİMİN MALİYETİ ARTIYOR! FATURA İSE TÜKETİCİYE!

Dolar kurunun 2TL’ye ulaştığı şu günlerde, ithalata bağımlı üretime bağlı olarak imalat sanayi fiyatlarında da belirgin bir artış izleniyor. Temmuz ayında yüzde 1,16’lık bir artışla sert bir çıkış yapan imalat sanayide artış, TL’deki değer kaybıyla da birlikte göz önüne alındığında tüketici fiyatlarında da gelecek artışların sinyallerini taşımaktadır. Elektrik, Gaz ve Su da artış yüzde 19’a yaklaştı! Üretici fiyat artışında en yüksek artış ise elektrik, gaz ve su fiyatları artışında görülmektedir. Yıllık bazda yüzde 18,54 olarak gerçekleşen artış, üretim maliyetlerini oldukça yukarılara taşıyor.

DİKKAT: ŞİMDİ HAYAT DAHA DA PAHALANACAK!

TL’nin değer kaybı ve gıda fiyatlarındaki sert sıçrama, Merkez Bankası’nın daha önce yüzde 5 olan enflasyon hedefinin yüzde5,2-7,2 aralığına yükselmesine neden oldu. Ne var ki daha önce Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri para pompalayarak finanse eden ABD Merkez Bankası’nın küresel piyasalara ilişkin yeni kararına ilişkin beklenti, bu hedefin de tutmasının oldukça zor olduğuna işaret ediyor.

Mayıs ayından bu yana Türkiye’den para çıkışı devam ediyor. Neoliberalizmin sahte refah algısının ABD ve Avrupa başta tüm dünyada yıkıldığı kapitalizmin uzun süredir devam eden bunalım döneminde ABD sisteme geçici bir nefes aldırmak adına yeni bir hamle yaparak küresel piyasalardan ABD’ye doğru parayı çekme girişimi, Türkiye’nin de içinde bulunduğu spekülatif piyasalara ve ithalata bağımlı ekonomilerin tepetaklak bir seyir içine girmesine neden oluyor.

Türkiye ise başta cari açığının diğer ülkelere göre açık ara farkla yüksek olmasından kaynaklı, bu süreçten en fazla etkilenecek ülkelerin başında yer alıyor. Geçen yıla göre 6 milyar dolara yakın artışla 6 aylık cari açık 35,9 milyar dolara ulaştı. 2011 yılında kriz döneminde milli gelire oranı yüzde 10’lara dayanan cari açığın 2013 yılında yüzde 7-10 bandında olması Türkiye’nin önemli bir finansman sorunuyla karşılaşacağı beklentilerini kuvvetlendiriyor. Öte yandan Merkez Bankası’nın döviz rezervi 105.6 milyar dolar iken, kısa vadeli dış borç stoku 125.7 milyar dolara ulaşması bu finansman krizinin çok da uzak olmadığının altını çizmekte.

Dolayısıyla bugün enflasyonun önemli kaynaklarından biri olan TL’de değer kaybı arttıkça, enflasyonda özellikle çift haneler olmak üzere yeniden rekor artışlar görmek kaçınılmaz olacaktır. Özellikle üretici fiyatlarındaki artışın da TL’deki değer kaybına eşlik etmesi neticesinde sanayi mallarına zam ve yerel seçimlere kadar belirgin ölçüde zamdan kaçınması beklenen hükümetin seçimlerden sonra elektrik ve doğalgaza yapacağı zam beklentimiz kuvvetlidir.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]