Konfederasyonumuzun emek ve demokrasi mücadelesine yönelik artan baskı ve saldırılar sonucu, gözaltı ve tutuklamalarla devam eden operasyonlar eşliğinde bugün hala 54 yönetici ve üyemiz tutuklu bulunmaktadır. En son 19 şubat ta yönetici ve üyelerimize yönelik yapılan saldırılarda bir çok arkadaşımız gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.Bu kapsamda hukuksuzluğa dikkat çekme için her ayın 19 ‘da tüm illerde KESK Şubeler Platformu olarak basın açıklaması yapmaktayız.
Kamu emekçileri sendikal hareketinin kurucusu ve sözcüsü olan örgütümüzün yıllardır verdiği emek mücadelesini sindirmeye çalışanlara, yine sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayanlara karşı;
KESK, mücadele kararlılığını SUSMAYACAĞIZ! DİRENECEĞİZ! BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ! şiarı ile sürdürecek, bizleri ve mücadelemizi baskı altına almayı amaçlayan her tür hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında sesiz kalmayacağını haykıracaktır.
Değerli kamuoyu
Konfederasyonumuza yönelik özellikle 2012 yılında yoğunlaşan operasyonların sonuncusu 19 Şubat 2013 tarihinde yapıldı. Ülke genelinde yapılan gözaltı operasyonuyla 167 arkadaşımız gözaltına alındı ve bu arkadaşlarımızdan 67 kişisi tutuklandı. ilk mahkemede bir çok arkadaşımız serbest kaldı. Eylül 2013 itibariyle cezaevlerinde 54 üyemiz bulunmaktadır.
Değerli Basın Emekçileri,
Zulmün ve zorbalığın efendileri, “iktidarımıza biat edecek kullar istiyoruz” diye ferman buyuruyor. “Köleliğe Uyum Programını” hayata geçirmek için hazırlanan makbul vatandaş rehberinde herkese yeni fasıllar açıyorlar.
Diyorlar ki;
“Gazetecinin, bizim dediğimizin dışında bir şey yazmayanı,
Avukatın, hakkı – hukuku çiğneneni değil, çiğneyeni savunanı makbuldür”
Diyorlar ki;
“Üniversitelinin, parasız, bilimsel, demokratik, anadilinde eğitim talep edeni değil YÖK’ü bağrına basanı,
İşçinin, her gün beşer onar kurban gittiği iş cinayetlerini kaderden sayanı,
Sendikacının, yandaş olanı başımızın tacıdır.”
Diyorlar ki;
“Asgari ücretlinin, ucuz iş gücü olmak için kendi yerini dolduracak üç çocuk yapanı,
Kamu emekçisinin, güvencesiz, esnek çalışmanın performansı yüksek, günün koşullarına uygun hükümet memuru olanı dışındakiler makbul değildir.”
Diyorlar ki;
“Kimse örgütlenmesin, zinhar hakkını aramaya kalkmasın, herkes 4+4+4’lük ileri demokrasimize kendini emanet etsin.”
Bu makbul vatandaşlık tanımına uymayanların, uymamakta ısrar edenlerin, hele hele örgütlenenlerin nelerle karşı karşıya kaldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu kapsamda, KESK’in emek ve demokrasi mücadelesini engellemeye yönelik operasyonların rutinleştiği tüm kamuoyunca bilinmektedir.
Ardı ardına yaşadığımız operasyonlara baktığımızda hiçbirisinin tesadüfî olmadığı, amacının açık olduğu rahatlıkla görülmektedir. Ne zaman kamu emekçilerinin hakları gasp edilecekse KESK’e yönelik itibarsızlaştırma ve kriminalize etme operasyonları için düğmeye basılmaktadır.
Değerli Basın Emekçileri,
Yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, emeğin hakkının yok sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Demokrasiden de sendikal hak ve özgürlüklerden de söz etmenin mümkün olmadığı bu ülkede, KESK’in neden hedef alındığı yeterince açık değil mi?
Her türlü baskıya rağmen sesini yükselten, kamu emekçilerinin vicdanın sesi olmaya devam etme kararlılığından ödün vermeyen KESK’e yönelik ardı ardına operasyonlar yapılması şaşırtıcı değildir.
Sömürü ve yağmaya karşı emeğin hakkını, savaşa karşı barışı, emperyalizme karşı bağımsızlığı, ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların kardeşliğini kararlılıkla savunan KESK’in, bu değerlerin düşmanlarınca hedef tahtasına konması doğaldır.
Görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, yazmayan kalemlere inat bir daha ifade ediyoruz. Bizler, bu topraklarda gerçek bir demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin de ağır olduğunu biliyoruz. Ancak “hak verilmez mücadeleyle alınır” şiarını ilke edinen, baskılara mücadeleyi daha da yükselterek cevap veren, “acıyı bal eyledik” diyen bir gelenekten gelen KESK’liler baskılar karşısında asla yılmayacaktır.
Bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında sessiz kalmayacağımızı haykırıyoruz. KESK olarak bugüne kadar olduğu gibi tutuklu arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşması için hem örgütlü gücümüzle hem de hukuksal olarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Tek suçları sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi vermek olan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. 19.09.2013
İSMET KARADAĞ
KESK ŞANLIURFA ŞUBELER PLATFORMU DÖNEM SÖZCÜSÜ