19 Şubat 2013 tarihli operasyon kapsamında açılan davalara dün Bursa’da görülen dava ile devam edildi. Duruşma sonucunda 7 ayı aşkın süredir tutuklu bulunan 9 yönetici ve üyemiz tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Böylece mücadelemizi baskı altına almaya yönelik kuşatma operasyonlarının, kes-kopyala-yapıştır iddia-namelerin hukuksuzluğu bir kez daha ispatlandı.
Hatırlanacağı üzere Konfederasyonumuza yönelik baskıların devamı olarak; 19 Şubat 2013 tarihinde 28 ili kapsayan, aralarında Eğitim ve Örgütlenme Sekreterimiz Akman Şimşek ve Denetleme Kurulu üyemiz Erdoğan Canpolat’ın da bulunduğu 167 KESK üye ve yöneticisi arkadaşımız gözaltına alınmıştı. İlk etapta 58 arkadaşımız, ardından mahkemece serbest bırakılan 8 arkadaşımız savcılığın itirazıyla tutuklanmıştı.
Söz konusu operasyon kapsamında açılan davalardan Adana ve Malatya davalarında ilk duruşmaları yapılan arkadaşlarımızdan büyük bölümü tahliye olmuştu. Yine aralarında Eğitim ve Örgütlenme Sekreterimiz Akman Şimşek’in de olduğu 8 yönetici ve üyemiz ise 31 Temmuz 2013 tarihinde Ankara TMK 10. Madde ile görevli “Özgürlük” Hâkimliği’ne yapılan tutukluluğa itiraz sonucu serbest kalmıştı.
19 Şubat 2013 operasyonu kapsamında açılan davalardan Bursa Davası ise dün görüldü. Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 9’u tutuklu 7’si tutuksuz olarak yargılanan yönetici ve üyemiz ilk duruşmasına çıktı.
Mücadele değerlerine sahip çıkmak ve arkadaşları ile dayanışmak için KESK’liler dün Bursa’daydı. Kent meydanından Bursa Adliyesine yürüyen KESK’liler sloganlarla tutuklama ve baskıları bir kez daha kınadılar. Adliye önünde yapılan kitlesel basın açıklamasında konuşan Genel Başkanımız Lami Özgen “Türkiye’nin 28 ilinde uyduruk gerekçelerle başlatılan bir operasyonun ilk duruşmasındayız. Elbette KESK olarak bize yönelik yapılan antidemokratik ve hukuksuz bu operasyonları gayet iyi biliyoruz. Adı ne olursa olsun, hangi gerekçelerle açılmış olursa olsun, bu operasyonlar birbirinin benzeri ve tekrarıdır. Kolluğun yıllardır KESK yöneticilerine ve üyelerine karşı geliştirdiği değişik kampanyalar ve uyduruk fezlekeleri, bunun iddianamelere dönüştürüldüğünü çok iyi biliyoruz. Hukuksuz bir şekilde sendikalarımız, iş yerlerimiz ve üyelerimiz, dinlenilmek suretiyle, sözüm ona suç olan iddialar toplanıyor. Bunlar hukuki zemine dönüştürülmek isteniyor. Dinlediğiniz arkadaşlarda ne buldunuz? Hiçbir şey bulamadınız. Suç diye söylediğiniz şeyler, bizim her gün iş yerlerinde, sendikalarda ve Türkiye kamuoyuna açık bir şekilde anlattığımız düşüncelerimizdir” dedi.
Konfederasyonumuzu bertaraf etmeyi hedefleyen diğer operasyonlar gibi 19 Şubat operasyonunun mesnetsiz iddlara dayanan hukuksuz bir kuşatma operasyonu olduğuna dikkat çeken Genel Başkanımız “İlk gözaltına alındığı günden bu yana, kolluk ve iddia makamı, arkadaşlarımıza ne sorduysa bugün o iddianamelerde aynı şey vardır. Bunun üzerine herhangi bir şey konulamadı. Arkadaşlarımız 7 aydır hukuksuz bir şekilde adeta düşmanca tutuklanarak peşinen cezalandırıldı. Biz hem güvenlik güçlerinin ve hem iddia makamının hukuksuz tutumunu kınıyoruz. Biz yasa dışı değiliz. Biz onların haksız yere ve uyduruk iddialarla tutuklandığını biliyoruz. Bu çerçevede arkadaşlarımızla kendimizi savunarak kolluğun iddia makamıyla birlikte bize karşı yürüttüğü komploları boşa çıkartacağız. Arkadaşlarımız salıverilecek ve onlarla birlikte gideceğiz” diye konuştu.
Akşam saatlerine kadar süren duruşma sonucunda 7 ayı aşkın süredir tutuklu bulunan 9 yönetici ve üyemiz tahliye oldu. Bir sonraki duruşma 18 Kasım 2013 tarihinde görülecek.
Duruşma Sonucunda Tahliye Olanlar:
Eğitim Sen Bursa Şubesi Üyeleri: Mustafa Tuna, Özgür Yılmaz, İsmail Doğan, Eğitim Sen Balıkesir Şube Üyeleri: Mehmet Cafer Keleş, Ferhat Doğan, Erdoğan Koç, Eğitim Sen Çanakkale-Biga Temsilcisi Emin Ali Mollaoğlu, SES Çanakkale Şube Üyesi Gökhan Top ve SES Bursa Şube Üyesi Derviş Lermi
KESK olarak tahliye olan arkadaşlarımızın başta aileleri olmak üzere tüm yakınlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Mücadelemizi baskı altına almaya her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında sessiz kalmayacağımızın altını bir kez daha çiziyoruz. Konfederasyonumuzu itibarsızlaştırma, kriminalize etme çabalarına karşı verilecek yanıtın, emeğin, demokrasinin, barışın ve özgürlüğün sesini yükseltmekten geçtiğini biliyoruz. Emeğin hak ettiği değeri aldığı demokrasinin, barışın ve özgürlüğün hüküm sürdüğü bir dünya kurana dek mücadelemize devam edeceğiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tek suçları sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi vermek olan arkadaşlarımızın serbest bırakılması için örgütlü mücadelemizi sürdüreceğiz.