İstanbul Aksaray; Onur Bilgiç ve onun nezdinde yapılan baskıları protesto ediyoruz

Facebook
Twitter
WhatsApp

Sağlık Hakkı Meclisi olarak (SES, İTO) Dr. Onur Bilgiç ve onun nezdinde yapılan baskıları protesto etmek için 11 Mart 2013 Pazartesi Saat:12.30’da CTF Hastane bahçesinde basın açıklaması yaptık.

 

Basına ve Kamuoyuna,

             Toplumdaki tüm muhalif kesimlere karşı AKP hükümetinin susturma, yıldırma, sindirme aracı olarak kullandığı gözaltılar ve tutuklamalar şiddetini artırarak devam ediyor. Her geçen gün daha fazla emekçi haksız gerekçelerle tutsak ediliyor. En yakın örneğini 19 Şubat’ta yaşadığımız Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yönetici ve üyelerine yönelik gözaltı dalgasında çok sayıda sağlık çalışanı arkadaşımızın onurbilgicda aralarında bulunduğu 164 kamu emekçisi gözaltına alındı. Son dalga ile yapılan 61 tutuklama ile birlikte, son dönemde dördü hekim olmak üzere sağlık çalışanı arkadaşlarımızın da aralarında bulunduğu tutuklu kamu emekçisi sayısı 119’a ulaşmıştır.

                Fakültemiz Psikiyatri Anabilim Dalı Asistanı, KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) üyesi, İstanbul Tabip Odası Hastane Temsilcisi ve İstanbul Tabip Odası Temsilciler Kurulu Divan Heyeti üyesi Dr. Onur Bilgiç  de 19 Şubat 2013 günü sabah saat 05.00 civarı evine yapılan baskında eşiyle birlikte gözaltına alındı. Hemen ertesi gün basına servis edilen haberlerde mesai arkadaşımız, meslektaşımız Dr. Onur Bilgiç ve yine memur olan eşi ile ilgili asılsız haberler tüm yayınlarda yerini aldı. Gizlilik kararı olduğu gerekçesiyle soruşturma dosyanın ilgili avukatlara dahi gösterilmediği, savunma hakkının gasp edildiği bir ortamda, Dr. Onur Bilgiç ve gözaltında bulunan diğer kamu emekçileri ile ilgili bir çok sözde delil çarpıtılarak basına servis edildi. Arkadaşımızın isminin ve fotoğraflarının kolayca tanınabilecek şekilde ifşa edilmesi sağlandı. Arkadaşımızın evinde bulunan, gönüllü sağlık taramalarında sosyal güvencesi olmayan kişileri tedavi etmek için kullandığı ilaçlar, suç aleti ve terör örgütüyle ilişki olarak yorumlandı. Yani bir hekimin evinde bulunan ilaçlar en önemli delil olarak alındı ve medyayla paylaşıldı. Bu yolla itibarsızlaştırma, kamuoyunun gözünde değersizleştirme yoluna gidildi.

             Bu AKP hükümetinin ve polisinin sık başvurduğu yöntemlerden biri olduğu için bizler yalanlarını görüyoruz. Bizler KESK’ e yönelik operasyonlarla çok sayıda üye ve yöneticinin tutuklandığı sırada 657 sayılı Devlet Memurluğu Kanunu ile ilgili memurlar aleyhine değişiklikler için görüşüldüğünü, hükümetin daha önce birçok kamu kurumunda iş güvencesini ortadan kaldırma girişimlerini artık ülkenin tüm memurları için uygulamayı planladığını biliyoruz. Buna karşı yapılabilecek tüm sendikal mücadeleyi sendika üyelerinin tutsak ederek ortadan kaldırmaya çalıştığını da biliyoruz. Tıpkı sağlık emekçisi arkadaşlarımızın gözaltına alındığı aynı hafta Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı yasa tasarısının Meclis Genel Kuruluna getirildiğini bildiğimiz gibi. Sağlıkta Dönüşüm Programına karşı direnişini ve mücadelesini devam ettiren kurumların, eğitimde yaratılan eşitsizliğe karşı duranların, her türlü demokratik hakkını savunmak için sesini yükselten tüm muhaliflerin bu gözaltlılarla sindirilmeye çalışıldığını bildiğimiz gibi.

                Tutuklu yargılanma talebiyle mahkemeye çıkarılan arkadaşlarımız Dr. Onur Bilgiç ve Dr. Talat Koparan 23 Şubat 2013 günü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Ancak halen içlerinde sağlık çalışanlarının da bulunduğu onlarca kamu emekçisi arkadaşımız tutuklu bulunuyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın tamamı adli muayene sırasında işkenceye maruz kaldılar. Kendi iradeleri dışında, fiziki şiddet ve güç kullanılarak DNA analizi için zorla tükürük örnekleri alındı.

             Dün olduğu gibi bugün de arkadaşlarımızın yanındayız. Serbest bırakılan hekim arkadaşlarımızın ve tutuklanan kamu emekçilerinin yaşadıkları tüm hukuksuzluklara karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Onların davası bizim de davamızdır. Onları gözaltlılarla ya da tutuklamalarla sindirebileceklerini zannedenler bilmelidirler ki arkadaşlarımız bu mücadelede yalnız değildir. Kamu emekçileri sermayenin güvencesiz iş koşullarını ve özelleştirmelerle sermayenin kölesi haline getirilmeyi asla kabul etmeyecektir. Tüm baskılara, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen bu süreçten halkımızın da desteği ile daha da güçlenmiş olarak çıkacağız. Saygılarımızla… 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]