KESK’li Kadınlar Farabi Direnişi’ne Destek Verdi!

Facebook
Twitter
WhatsApp

 altKTÜ Farabi Hastane’sinde işten atılan işçilerin direnişi 58 gündür sürüyor. 28 şubat perşembe günü sabah saat:09.00’da çadırlarını açmak için toplanan işçilere güvenlik görevlileri saldırdı. Kadın işçilere yönelik aymazca saldıran özel güvenlikle yaşanan arbede sonucu çadırlarını kurtaran işçileri KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, KESK Genel Meclis üyesi İlknur Başer, SES Merkez Kadın Sekreteri Bedriye Yorgun, EĞİTİM SEN MYK üyesi Betül Korkut, BES MYK üyesi Meryem Çağ, ESM Kadın Sekreteri Emel Emre, EĞİTİM SEN Ankara 2 No’lu Şube Kadın Sekreteri Güldane Erdoğan ziyaret etti.

alt

KTÜ öğrenci platformunun da yürüyüş yaparak kitlesel katıldığı açıklamada SES Trabzon Şube Başkanı Ümit Pamuk basın açıklaması gerçekleştirdi. 

alt

Ardından KESK Kadın Sekreteri Canan ÇALAĞAN yaptığı konuşmada; “Sabah  özellikle kadın işçilere yapılan erkek, patron, devlet şiddetini kınıyoruz, bu saldırıyı KESK’li kadınlar olarak kendimize yapılmış görüyoruz. Buradan kamuoyuna duyuruyoruz, direnişteki kadınlarla dayanışmamızı bundan sonra da sürdüreceğiz ve saldırılar devam ederse KESK’li kadınlar olarak daha da kalabalık geleceğiz” diyerek Farabi Hastanesi’ndeki taşeron işçilerin mücadelesini selamladı. 

Açıklamalardan sonra çadırda işçilerle mücadele ve dayanışmaya dair sohbet edildi.

KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan’ın açıklama metni aşağıdadır. 

Hepinizi Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.  Dostlar, uzun süredir fırtınalar içinde olduğunuzu biliyoruz. Üzerinize çöken kar bulutlara karşı kurduğunuz çadırınızı yıkmaya kadar varan emek düşmanlığını tanıyoruz. 

Ekmeğimize, aşımıza, işimize çocuklarımızın geleceğine göz koyan bu fırtına uzun zamandır hepimizin yaşamını alt üst ediyor. İşçi, memur, çiftçi, küçük esnaf demeden tüm çalışanlara, hepimize kölelik koşulları dayatıyorlar.  

Halkın, yani bizim vergilerimizle kurulan bütün kamu işletmelerini, köprü ve otoyollara varıncaya kadar sattılar. Sağlığı ve eğitimi bile de piyasanın insafına terk ettiler. Daha fazla kar etmek için tüm hizmetleri bizim sırtımızdan geçinen taşeronlara emanet ettiler. 

Yine de gözleri bir türlü doymak bilmiyor.  

Ülkeyi taşeron cehennemine çevirenler milyonlarca insana 773 TL’lik asgari ücreti bile fazla görüyor. Açlık sınırının altında bir yaşama mahkûm ettikleri milyonlarca insanın ekmeğine bile el uzatmaktan çekinmiyorlar. İnsanlar işsiz kalmış, aşsız kalmış umurlarında değil. 

Tek dertleri ticarethaneye çevirdikleri hastanelerin, kamu işletmelerinin daha fazla kar etmesi. Buradaki işten çıkarmalara ilişkin olarak “Bu kararı almak zorundaydık. Kurum için daha ekonomik olacağını düşündük, borçların ödenebilmesi için böyle bir karar aldık” diyen başhekim de bunu itiraf ediyor.

Biz de buradan KTÜ rektörüne ve hastane başhekimine soruyoruz: 

Halka düzenli sağlık hizmeti vermesi gereken hastanelerde kar zarar hesabı yapılır mı?

Yıllarca bu hastaneye emeği geçen, asgari ücrete, sendikasız, güvencesiz çalıştırdığınız insanlar mı bu hastaneyi zarara uğrattı?  

Kim suçlu?   Yıllarca emeğini taşerona sömürttüğünüz, hemşirelik, hasta bakıcılık dâhil her işi yaptırdığınız işçiler mi yoksa halkın sağlığında bile kar zarar hesabı yaparak hastaneleri ticarethaneye, yurttaşları müşteriye çevirenler mi? 

Kim suçlu?  Bir yılbaşı günü kapının önüne koyduğunuz işçiler mi yoksa yılbaşını yurt dışında, kayak merkezlerine karşılayan asalak, sömürgen takım mı?

Andıra kalsın taşeron cehennemiz!

Andıra kalsın işimize, ekmeğimize göz koyan düzeniniz!

Hepimizin insanca bir yaşam sürmesinin temel koşullarından birisi güvenceli istihdam ve ücret güvencesidir. Biz KESK olarak bunun önündeki tüm engellere, taşeronluğa, güvencesizliğe karşı yıllardır mücadele eden bir konfederasyonuz. Bundan sonra da, işçi- kamu emekçisi, kadrolu- güvencesiz- taşeron demeden bizleri bölmek isteyenlerin oyununa gelmeden, hepimize kölelik dayatanlara karşı ortak mücadeleyi yükseltemeye kararlıyız. 

Bu nedenle sizlerin mücadelesini kendi mücadelemiz olarak görüyor, yan yana omuz omuza olmaktan onur duyuyoruz.  

Bu mücadelenin zorlu, engellerle dolu olduğunu biz de siz de çok iyi biliyoruz. 

Ama unutmayalım ki, Mücadele Edenler Belki Her Zaman Kazanamaz, Ama Kazananlar Hep Mücadele Edenlerdir.

Dünyanın en onurlu mücadelesinde, iş, ekmek kavgasında hepimize kolaylıklar, başarılar diliyorum.  

alt

alt

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]