Duymayan kulağa, görmezden gelen göze, her geçen gün yükselen sesimize karşı bir şey söylemeyenler için; körler, sağırlar ve dilsizleri; üç maymunu oynayanlara kendimizi, yedi yüz bin sağlık çalışanını bir kez daha hatırlatmak için buradayız.
On yılı aşkın süredir halkın ve bizim; Hekiminden Hemşiresine-Ebesine, Sağlık teknisyeninden Sosyal hizmet uzmanına, Taşeron Çalıştırılandan Kadroluya; tüm Sağlık ve Sosyal hizmet çalışanının sağlığıyla oynanıyor.
On yılı aşkın süredir adına “Sağlıkta Dönüşüm Programı” denen yeni bir sistemle yaşıyoruz. Neler oldu bu on yılda?
Sağlıkta TAŞERON sayısı onbin’lerden, yüzbin’lere çıktı, yüz kırk bine dayandı. Sosyal Hizmet alanında Taşeron sayısı, kadrolu çalışanı geçti.
Sağlık Çalışanları’nın iş ve işyeri güvencesi yok olmaya doğru gidiyor, bu güvence yalnızca mevzuatta kaldı.
Bu on yılın son yarısında, hizmeti birlikte verdiğimiz değişik mesleklerdeki bileşenleri olan biz sağlık çalışanlarını bölen, parçalayan, birbirimizle rekabete sürükleyen, bizi bize düşman ederek iş barışını bozan, sağlık çalışanını işini yaparken baskısı altına alan, her ay farklı ödenen, ödenip ödenmeyeceği de belirsiz, geleceğimize, emekliliğimize yansımadan “PERFORMANS” uygulamasıyla yaşıyoruz.
Hepimizin mesleği değersizleşti, görev tanımlarımız ve sınırları değişti, her işi yapar olduk.
On yılda, onlarca arkadaşımızı kurban verdik: Ya şiddete, ya iş kazasına ya da meslek hastalığına. Saldırı ve şiddet sonucu yaralananların sayısını bilmiyoruz, unuttuk.
On yılda poliklinik sayısı üç kat, ameliyat sayısı dört kat arttı, artan bu yükün altından kalkmaya, halka nitelikli bir hizmet vermeye çalıştık.
Bu programdan yalnız biz değil, hizmet verdiğimiz insanlar da etkilendi: Hizmete ulaşmak için yoğun çaba harcadılar, harcıyorlar. Bu on yılın son yarısında da, her kademede katkı, katılım payı ve ilave ücretler ödeyerek, bazen hayati ilaçlara ulaşmak için daha fazla ücretler, bazen de eşdeğer ilaç farkı, özetle aldıkları hizmetin neredeyse yarı parasını cepten ödeyerek hizmet alabilecek duruma getirildi ve bu ödemeler giderek artıyor. Son on yılda sağlık için yapılan cepten harcamalar dört katına çıktı.
Sağlık hak olmaktan çıkarıldı, “Paran Kadar Sağlık” dönemi yaşanıyor. Biz sağlık çalışanları, iş ve işyeri güvencesi, ücret güvencesi, gelecek güvencesi ve can güvenliği olmadan çalışmaya, yoğun çalışmaya mahkum edildik.
On yılı aşkın süredir bu gelişmelere karşı uyarılarımızı yapıyor, mücadele yürütüyoruz. Bu 14 Mart’ta da 14 Acil talebimizi ilettik, kamuoyu ile paylaştık, hep yanıt bekledik. Ama görüyoruz ki hükümet sağlıktaki bu devasa sorunları çözmeye değil, kendi bildiği, doğru bildiği yolda yürümeye kararlı.
Biz de kararlıyız, her zaman olduğu gibi kararlıyız, mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Önce 14 Acil Talebimizin karşılanması için mücadele etmeye, ama sağlığı hak olmaktan çıkaran, paran kadar sağlık dönemini getiren, çalışanları köleleştiren “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na karşı sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız. Bu amaçla önümüzdeki günlerde sağlık alanındaki tüm emek ve meslek örgütleriyle, sağlık hakkına sahip çıkan tüm kesimlerle birlikte mücadele için alanlarda olacağız. 14 Mart 2013
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI
DEV SAĞLIK İŞ
TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ
EBELER DERNEĞİ
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ
TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ
SAĞLIK HİZMETLERİ SINIFI ÇALIŞANLARI DERNEĞİ
TMRT DER
TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ
SÖZ SEN