TBMM’nin tatilde olduğu bir dönemde AKP iktidarı, Bakanlar Kurulunu toplayarak, Kanun Hükmünde bir Kararname ile Kamu Hastaneler Kanunu çıkarmış ve aile hekimliğinden sonra özelleştirme politikalarının ikinci adımını atmış, bu süreci hızlandırmıştır. Asıl amacı özelleştirmeye zemin hazırlamak olan bu kanun ile kamu hastaneleri özel sektöre peşkeş çekilmek istenmektedir.
Van’da yaşadığımız depremleri fırsat bilen iktidar odakları, bir yılı aşkın süredir İpekyolu’nu atıl durumda bırakarak, lağvetmeyi istemektedirler. Bu süreç içerisinde dönem dönem çeşitli spekülasyonlarla hastanede hizmet sunan emekçilerin çalışma barışı, moral ve motivasyonu bozularak adeta mobbing uygulaması ile sindirilmeye çalışılıyor. Bir zamanlar çalışanlar açısından öncelikli çalışma yeri olan İpekyolu şu an farklı bir konuma getirilmiştir. Yıllardır hastanemize emek veren sağlık çalışanları bu süreç içerisinde kurumda istifalar ve kurum içi atamalarla hastanemizi terk etmeye, adeta kaçmaya başlamışlardır. Bu yıkım sürecinin hızlanması için ileri sürülen bazı iddialar şöyledir;
1- Hastanede yeterli sayıda pratisyen hekimin olmaması ve uzman hekimlerin acil servis nöbetleri tutmak istemeyişidir.
Son bir yıl içerisinde hastanemizden toplamda 50’ye yakın hekimin ilişkisini kesmiştir. Şu an, 50 hekimin kadrosu hastanemizde bulunmasına rağmen, başta bölge hastanesi olmak üzere 4 hekimimiz farklı kurumlarda geçici görevde bulunmaktadır.
Hastaneye ataması yapılan ve çok kısa sürede göreve başlamasını beklediğimiz 4 pratisyen hekimin il genel sekreterliği tarafından, başlar başlamaz geçici görev ile bölge hastanesinde çalıştırılması planlanmıştır. Hastanemizde göreve başlayan hekimlerin kendi branşların da halka hizmet üretmesi için gerekli alt yapı koşulların sağlanmaması, hekimlerin kalıcı olmamasına ve kısa sürede hastanemizden ayrılmasına neden olmaktadır. Geçen hafta içerisinde il genel sekreterliğine giderek, kendi branşlarında hizmet üretmek için yeterli tıbbi malzeme bulunmadığından yakınan bir gurup cerrahımıza, hastanenin kapatılacağı ve malzeme alımının gereksiz olduğu söylenmiştir. Ayrıca şu an aktif olarak Erciş devlet hastanesinde 17 pratisyen hekim bulunmaktadır. Pratisyen hekim dağılımının bilinçli bir şekilde adil yapılmamasını, İpekyolu’nun kapatılması için alt yapı oluşturan, art niyetli bir politika olarak görüyoruz.
2- Hastanenin fiziki koşullarının yetersizliğinden bahsediliyor ve 23.10.2011 tarihinde yaşadığımız 7,2 ve sonrasında 09.11.2011 tarihinde yaşanan 5,6 şiddetinki depremlerden sonra ağır hasar aldığı ve yıkılması gerektiği iddia ediliyor.
Hastane, duyarlı emekçileriyle afet günlerinde on binlerce kişiye sağlık hizmeti sunmuş, on binlerce vatandaşımıza barınak olmuş, dimdik ayakta kalmıştır. Sonrasında hastane yöneticileri tarafından “az hasar” aldığı açıklanmış, tadilattan geçirilerek fiilen hizmet sunmaya başlamıştır. İddiaların doğru olması halinde sorulması gereken sorular şunlardır; eğer hastanemiz ağır hasar aldıysa yüzlerce emekçisi ve on binlerce hastası hangi akla hizmet riske edilmiş, ağır harsalı bir binada çalıştırılmış ve hizmet sundurulmuştur? İddiaların doğru olması halinde yapılması gereken, bunun sorumlularının derhal açıklanarak, gerekli soruşturmalardan sonra bunun bedeli ödetilmelidir.
Ayrıca hastane Türkiye’de sınırlı sayıda hastanenin sahip olduğu İSO 9001–2000 Kalite belgesi almaya hak kazanmış ve geçtiğimiz ayın son haftasında yapılan kalite denetiminden 100 üzerinden 94 puan alarak ne kadar yüksek standartlarda hizmet sunulduğu resmi olarak ta belgelenerek teyit edilmiştir. Unutulmaması gereken bir husus da söz konusu kalite denetimlerinde hastanenin fiziki uygunluğu ve depreme karşı dayanıklılığı da göz önünde bulundurularak puanlama yapılmıştır.
3- Hasta sayısının düşük olduğu ve paralel hastane gelirinin de az olması ve hastanenin zarar ettiği söylemi!
Geçen hafta hastane psikiyatri servisindeki hastaları ziyarete gelen siyasi bir partinin kadın kollarına eşlik eden hastanenin sağlık ve tedavi hizmetleri müdiresi Gülşen DAL DALAZ, heyet ile birlikte gezen basın mensuplarına hastanenin ortopedi servisinde bulunan boş yataklarını göstererek, hastanenin hasta potansiyelinin düşük olduğunu ve hastanenin halk tarafından yeterince rağbet görmediğini ve zarar ettiğini söylemiştir. Amacı hastanenin halkın nazarında değersizleştirmek olan hastane idarecisi biliyor ki aynı gün, hastanenin cerrahi ve dâhiliye servisinde yeterli yatak olmayışından servis çalışanları arasında tartışma yaşanmıştır. Hastanenin ortopedi uzmanları, diğer bütün hekimler gibi kendi alanlarında Van’ın en iyi cerrahlarından olup, halka hizmet konusunda ellerinden geleni yapan kişilerdir. Yatakların boş olmasının sebebi ise bazı hastaların ameliyatta olması ve cerrahi hizmetlerin yeterince sunulmasını engellemek için ortopedi malzemelerinin bilinçli olarak alınmamasıdır. Ayrıca Kamu Hastaneler Kanununa (KHK) göre hastanelerin yeteri oranda hizmet sunamamasının gereği olarak hastane idarecilerinin yetersiz ve sorumlu görülerek görevden alınması gerekir. Aksi durumda, biz emekçiler olarak, söz konusu hastane yöneticisini istifaya davet ediyoruz.
Türkiye’de yaşanmış büyük depremler tarihine geçmiş, yakın zamanda yaşadığımız iki büyük depremden sonra çok ciddi bir şekilde yaşanan hekim sıkıntısına rağmen hastanemizin son 6 ay içerisinde hizmet sunduğu hasta sayısının aylara göre dağılımı şöyledir;
Ait olduğu ay yatan hasta ayakta tedavi toplam
8. ay 254 29623 29877
9. ay 289 31283 31572
10. ay 289 31283 33226
11. ay 369 32857 38796
12.ay 549 38631 39180
1. ay toplamı:43501 hasta bakılmıştır.
Son 6 ay içerisinde hastanemizden sağlık hizmeti alan hastaların genel toplamı ise 216152’dir. Ayrıca bu süre zarfında 5321 hasta ameliyat edilmiştir. Bu sayılar azımsanamayacak kadar önemlidir ve İpekyolu Devlet Hastanesi’nden sağlık hizmeti alan hasta sayısında sürekli olarak bir artış gözlemlenmektedir. Bu da İpekyolu Devlet Hastanesi’nin Van halkı tarafından ne kadar tercih edildiğinin göstergesidir. Nitekim birçok ilin devlet hastanelerinden daha çok hizmeti, İpekyolu Devlet Hastanesi’nin tek başına sunduğu ortadadır.
AKP iktidarı ile başlayan, “sağlıkta dönüşüm” diye adlandırılan, asıl amacı sağlıkta yıkım olan, hastaneleri birer işletmeye çeviren, doğal bir insanlık hakkı olarak sağlık hizmetlerinden faydalanmak isteyen hastalara müşteri gözüyle bakan ve sağlık emekçilerinin köleleştirildiği bu sistemin ürünü Kamu Hastaneler Birliği Kanununda, kar etmeyen hastanelerin öncelikle idari kadrolarının değiştirilmesi ve zarar durumunun devam etmesi halinde kapatılması gerektiği vurgulanmaktadır. İpekyolu Devlet Hastanesi’nin hasta ve çalışan sayısına bakıldığında Van’ın en faal hastanesi olduğunu anlamak çok güç değildir. Bunca hastaya rağmen hastanenin zarar etmesi mümkün değildir. Şayet öyle bir durum olsa bile bu, hastane yöneticilerinin liyakat sistemine uyulmadan, iktidar bağlantılarından ötürü yönetici olarak atanmalarından kaynaklanmaktadır.
İpekyolu Devlet Hastanesi’nin kapatılmasına yönelik iddialar, veri ve istatistiklerle yalanlanmış, söylemlerin hastanenin kapatılması için yürütülen asılsız politikalardan ibaret olduğu gözler önüne serilmiştir. Peki, bu denli faal ve 30 yılı aşkın bir süredir Van halkına aralıksız bir şekilde hizmet sunan, bölge ve araştırma hastanesinin arasında, merkezde bulunan tek devlet hastanesi konumunda olan küçük ve orta büyüklükteki ameliyatların kolaylıkla yapılmasına olanak sağlayan, bölge ve araştırma hastanesinin yükünü hafifleterek halkın sağlık standartlarını yükselten, nitelikli sağlık hizmetine erişimi kolaylaştıran, Van’ın gözbebeği konumundaki İpekyolu Devlet Hastanesi neden kapatılmak isteniyor?
İpekyolu Devlet Hastanesi taşınarak çocuk hastanesine çevrilmek isteniyor. Hastanemizin fiziki koşullarının çocuk hastanesi olarak hizmet vermeye uygun olmadığı, bu uygunluğun sağlanması için ciddi paralar harcanarak tadilattan geçmesi gerektiği, TOKİ tarafından Çocuk Hastanesi’nin inşasına başlanmış olmasına ve TOKİ’nin her türlü yapının teslim süresini 6 ay olarak belirlemesine rağmen, İpekyolunun ısrarla yok edilmeye çalışmasının çeşitli nedenleri vardır. Van şehir merkezinde hizmet sunan tek devlet hastanesi durumunda olan İpekyolu devlet Hastanesi’nin taşınma kararıyla şehir merkezinde yeni özel hastanelerin açılması çalışmalarının aynı sürece denk gelmesi manidardır. Her ay on binlerce kişiye sağlık hizmeti sunan bir hastanenin, yılların birikimi tüm cihazları atıl duruma düşürülerek milli servete de çok ciddi zarar verilmektedir. Van şehir merkezi özel hastanelerin eline bırakılarak iktidar yandaşlarının ekmeğine yağ sürülmektedir…
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak bu durum karşısında eylem ve etkinliklerimizi sürdüreceğimizi İpekyolu devlet Hastanesinin kapatılması durumunda olayı yargıya taşıyacağımızı bir kez daha belirtiyoruz.