Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2 Polis, 1 Asker, 1 Öğretmen ve 1 hemşire olmak üzere 5 kişi tarafından, sağlık personellerinden Rabia YEŞİM ÖNAL, Gülay ATEŞ, Emrullah SEVİM, Veysi İLAN darp edildi. Darp edilen Hemşire Rabia YEŞİM ÖNAL, kafa travması nedeniyle Nuroşiruji (Beyin Cerrahi) kliniğinde yatmaktadır.
Sağlık çalışanlarına darp ile ilgili Sağlık Bakanlığı önünde demokratik kitle örgütlerinin de destek verdiği basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasını Genel Başkanımız Çetin Erdolu okudu. Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Saadet Ülker ve Konfederasyonumuz KESK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Berberoğlu birer konuşma yaptılar.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENİ “SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI”DIR
DERHAL DURDURULMALIDIR…….!
Sağlık çalışanlarına bir şiddet olayı daha. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde iki hemşire, üç hastane temizlik işçisi, yoğun bakımdaki hastalarını ziyarete izin vermedikleri için hasta yakınlarının saldırısına maruz kaldı.
Hastayı korumak, yoğun bakım kurallarını uygulamak, hemşire Rabia Yeşim ÖNAL’ın kafa travması nedeniyle yoğun bakım Servisi’nde tedavi altına alınmasına neden oldu. Saldırıya uğrayan tüm sağlık çalışanları yaralı, yaralayanlar hasta yakınları, meslekleri polis ve jandarma.
Gün geçmiyor ki bir hastanede sağlık çalışanları saldırıya, sözlü ve fiili şiddete, tacize maruz kalmasın. Üstelik bu tür olayların birçoğu kamuoyuna yansımıyor. Şiddet yalnız hasta ve hasta yakınlarından mı? Değil. Güvenliği sağlamakla yükümlü kolluk kuvvetleri, yöneticiler, bürokratlar, milletvekilleri.
Aynı kentte bir kaymakamın sağlık emekçisini, bir hekimi yerlerde tekmelediği bilinmektedir. Acil servis çalışma koşullarının getirdiği yük, hasta ve hasta yakınlarının Alo184’e asılsız şikayeti ve bunun üzerinden başlatılan soruşturma nedeniyle hastanenin altıncı katından atlayarak hayatına son veren Melike Erdem olayı daha tazeliğini koruyor. Bir hasta yakınının öldürdüğü Ersin Arslan’ın da ölümü unutulmadı. Başkentin göbeğinde, 29 Ekim günü halka saldıran polisin istediği adli raporu vermeyen Numune Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Servisi çalışanlarına polis, bürokrat ve hastane yönetimi tarafından uygulanan baskı, tehdit ve şiddet de akıllardadır. Sağlık bakanlığını defalarca uyardık, şiddetin önlenmesi için raporlar verdik, meclis şiddet araştırma komisyonuna öneriler ilettik.
Tüm bunlara karşı önlem almak, şiddeti ortadan kaldırmak için yeni bir ölüm mü bekleniyor?
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin nedeni hükümet ve bürokratlarının uyguladığı sağlıkta dönüşüm programıdır.
Bakan ve başbakan başta olmak üzere yöneticilerin kullandığı, tüm sorumlulukları sağlık çalışanlarına yükleyen kışkırtıcı üsluplarıdır.
Şiddetin nedeni, katkı ve katılım paylarının her gün arttırılması nedeniyle acil servislere başvurularda patlama ve hasta yığılmalarıdır.
Şiddetin nedeni, yetkililerin mükemmel diye göstermeye çalıştığı, ama karşılaşınca böyle olmadığı görülen sağlık hizmetinin getirildiği durumdur, parası olanın ulaşabildiği bir sağlık hizmetidir.
Şiddetin nedeni on yıldır parça parça uygulamaya geçirilen, hükümetin eline yüzüne bulaştırdığı Sağlıkta dönüşüm programıdır..
“Sağlık Çalışanlarına yönelik şiddette azalma vardır”,”şiddete maruz kalan çalışanlara bakanlık hukuk desteği verecektir”, “güvenliği arttıracağız” gibi açıklamalarla, sorunu yalnızca güvenlik sorunu gören, hukuki destekle geçiştirmeye çalışılan yöntemlerle çözülemez. Çözüm, sağlığın, halkın değil, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlendiği “Sağlıkta Dönüşüm Programı”ndan vazgeçilmesidir.
Yurttaşlarımıza bir kez daha hatırlatıyoruz. Sağlık hizmetine ulaşamamanın nedeni sağlık çalışanları değil, sizi onlarla karşı karşıya getiren hükümettir, hükümetin uyguladığı sağlık sistemidir. Sağlık çalışanları gecelerini gündüzlerine katarak iyi bir hizmet için büyük bir özveriyle çalışmaktadır.
Sözün bittiği yerdeyiz……
Hastanın müşteri, hekimin tüccara dönüştüğü, çalışanların güvencesiz kölelere dönüştürüldüğü bu sağlık sistemine daha fazla kurban vermemek için; hastası, hekimi, hemşiresi, sağlık teknisyeni, laborantı, sekreteri, taşeron sağlık işçisi dahil olmak üzere; birlikte mücadele etmeye kararlıyız. Parası olanın değil, herkesin ulaşabileceği, eşit, ücretsiz, nitelikli, anadilinde sağlık hizmeti sunmak için iş güvencesi, can güvencesi, gelir güvencesi ve gelecek güvencesi istiyoruz.
Kararlıyız, alacağız. Çünkü sözün bittiği noktadayız. 22.01.2013
MERKEZ YÖNETİM KURULU