24 Ocak 2013 günü, tam da Kamu Hizmetlerinin tasfiyesinin startının verildiği 24 Ocak 1980’in yıldönümünde, AKP Hükümeti, kabinede revizyon yaptı.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlığı piyasalaştırarak, her kademesine katkı ve katılım payı getirerek ticarileştiren, Sağlığı Sosyal Güvenlik Kurumu’na devreden, sağlıkta taşeronu neredeyse temel çalışma haline getirip, çalışanları esnek-kuralsız, güvencesiz çalışma biçimine mahkum eden, çalışanlara şiddet olarak dönen sistemin mimarı Bakan, yerini, özel hastane patronluğunda sağlığın ticaretini öğrenip uygulamış olan bakana bıraktı.
2002 yılında sağlıkta dönüşüm programı uygulamaya başlandığı andan itibaren; İlk “görevdeyiz” eylemlerinden, kolera salgınına, kuş gribinden, Kırım – Kongo’ ya, toplu bebek ölümlerine, taşerondan hemşire, teknisyen alımının durdurulmasına, illerdeki ikna turlarında sergilenen dirence, Erzurum’ da kapatmak istediği hastanenin önünde yuhalanmasına, mitinglere, grevlere, sayısız basın açıklamasına…
Hiçbir bakan bu kadar uzun süreyle, inatla ve emekçilerin mücadelesiyle kovalanmamıştı, yıpratılmamıştı… 10 yıllık bir serüven. ‘Amansız yol’ ve ‘bitmeyen kavga’… Yorulmadık, bıkmadık, usanmadık… Program (İMF, DB, bilumum küresel ve yerel sermaye, iktidar vb. formülü olunca bakanın kim olduğunun hiç bir önemi yok!
Bakanların değişmesiyle değişmeyecek olan bu sistem, taşeron sağlık işçisi, hasta bakıcısı sağlık teknisyeni, hemşiresi ile sosyal hizmet uzmanı, hekimi ancak ve ancak Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) yükselerek devam eden mücadelesiyle değişeceğini ve gerçekleşeceğinin bilinmesini isteriz. 25.01.2013
MERKEZ YÖNETİM KURULU