Bilindiği gibi Sağlıkta Dönüşüm Programının son aşaması olan Kamu Hastane Birliklerine geçiş 02 Kasım 2011 tarihinde 663 Sayılı KHK ile tamamlandı. Bir yıl bir süre zarfı içerisinde AKP hükümeti sağlıktaki bu yıkım yasalarını Anayasa Mahkeme süresini bile beklemeden hayata geçirmek için yoğun bir çalışma içerisinde. Buna rağmen bir Dünya Bankası ve İMF projesi olan sağlıktaki yıkım, özelleştirmeler kapsamında ki KHB’lerin geçişi bitmiş olmalıydı. Gerek SESin gerek TTB’nin birlikte verdiği birleşik mücadeleyle bu süreç geriletildi ve hayata geçirilmesi yönünde ciddi mücadelelerle halkımızda bilgilendirildi.87 Genel sekreterin atanmasıyla 2 Kasım 2012 tarihinde süreç fiilen başlamıştır. Bizler bu alanda sağlık hakkımız iş güvenceli, kamu eliyle yürütülmesi gereken nitelikli herkese eşit ve parasız sağlık mücadelemizi yürüteceğimizi ‘burası ne fabrika, ne darphane, hastane’ diyerek ifade etmiştik. Fiili olarak başlayan bu süreç, çalışanlar boyutuyla ciddi anlamda sıkıntılar içerdiği bilinmektedir.
Sağlık çalışanları ve toplumun sağlıkta özelleştirmenin Truva atları olan bu uygulamanın getirdiği kayıplar, sağlık alanında yol açacağı tahribat konusunda bilgilendirilmesi için SES Manisa Şube olarak Genel Merkezimizin tüm Türkiye de yaptığı gibi her düzeyde yoğun bir çalışma yürüttük. AKP’nin kendinden önceki hükümetler gibi halkın sağlık hakkını hiçe sayan ve tamamen yeni zenginler yaratmak için canhıraş şekilde çıkarmaya çalıştıkları yasal düzenlemelerle Sağlık alanındaki yıkım her geçen derinleşerek büyüyor. Kamu Hastane Birlikleri ve 10 bin 300 yeni yöneticilerle sağlıktaki tahribat ve özelleştirme çabaları ile sağlık paranın hükümranlığına teslim edilme yarışında. Uygulanan performans sistemi ile yarı işletmeye dönüştürülen hastaneler, şimdilerde Anayasa Mahkemesi sonucunu bile beklemeden alala acele yeni sözleşmeli yöneticilerle tam işletmeye dönüştürülüyor. Böylece bu uygulamayla yok edilen sağlık hakkımızın üzerine birde iş güvencesiz, sözleşmeli, esnek çalıştırma bütün bu yıkım üzerine tuz biber ekmiştir.
Sağlık emekçileri, her gün daha yoğun çalışıp, daha fazla hasta bakıyor olmasına rağmen bir türlü emeğinin karşılığını alamıyor. Emekçilere bin bir yalan ile dayattıkları performans sistemi ile eskiden alınan ek ücretler bile alınamamaktadır.
Türkiye’de sağlık alanında gerek sağlık çalışanlarını gerekse sağlık hizmeti alan bireyleri derinden etkileyecek dönüşümler yaşanmaktadır. Sağlık alanında yaşanan bu dönüşüm kamu hastaneler birliğine geçişle birlikte çalışanlar nezdinde kaygı uyandıran bir noktaya gelmiştir. Hastanelerin yönetim organlarında yaşanan değişime bağlı olarak hastaneler birer işletmeye dönüşürken, işletimin nasıl olacağı, nasıl kar sağlayacağı konusu birçok soru işaretini de beraberinde getirmektedir. Son süreçte KTÜ de taşeron işçilerin hastane karlılığı bahane edilerek işten çıkartılmaları bu alandaki kaygılarımızı doğrulamaktadır. Bizler emeğimiz ucuzlatan ve itibarsızlaştıran taşeronlaştıran tüm bu özelleştirme girişimlerine karşı iş güvencemiz için bundan önce olduğu gibi yine mücadele edeceğiz.
Öte yandan hastanelerde yaşanan sorunlar, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını zorlaştıran uygulamalarla birleşince durum acil müdahale edilmesi gereken bir noktaya gelmiştir. SES Manisa Şube olarak bizde daha önce birçok hastane ve iş yerlerinde yaptığımız gibi gerek üyelerimizin gerekse diğer sağlık çalışanlarının sorunlarını tespit etme yönünde bir çalışma başlattık
3 Kasım 2012 tarihi itibaren ilimizde de Kamu Hastane Birliklerine Sözleşmeli Yöneticiler atanarak uygulama fiilen başlatılmıştır. İstihdam ve işleyişte de değişiklikler yaşamaya başlamıştır. Hastanelerde çalışanların görev yeri ve iş değişiklikleri, il içi ve il dışı görevlendirmeler, hiyerarşik ilişkilerde değişiklikler, görevden alma vb sorunların yaşandığı Sendikamız’ İzleme Komisyonlarına’ iletilmiştir. Bunların yanı sıra Hastanelerimizde Sağlık hizmeti verirken biz sağlık çalışanlarının hastalarımızın ve hasta yakınlarına yönelik olarak da yeni süreçte işletme – müşteri ilişkisi yönünde değişik uygulamaların hayata geçirilmeye çalışıldığı ve iş güvenceli çalışma hayatımızın sözleşmeli yöneticiler tarafından da baskılanarak işleyişte de farklılıklar yaratılmaya çalışıldığı, çalışanlar üzerinde gelecek kaygısı yaratacak bu davranışların motivasyon bozukluğu ve çalışma barışını bozmaya yönelik uygulamalar varlığı Sendikamıza aktarılan bilgilerde anlaşılmaktadır. Manisa SES Şubesi olarak bizlerde merkez ve ilçelerden gelen bilgiler doğrultusunda Genel Merkezlerimize iletmek üzere’ İzleme Komisyonu’ topladığımız rahatsızlıkları raporlaştırdık. Kamu Hastane Birliklerinin hayata geçme sürecinde kamuoyuna bildirilen hastanelere ve yeni yöneticilerin 6 Aylık karneler verileceği bilgisine dayanarak bizlerde izleme komisyonu raporlarımızı 6 aylık süreçlerde başta Genel Sekreterlik olmak üzere Genel Merkezimizle ve kamuoyuyla paylaşmayı planlamaktayız. İlk olarak Manisa Ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde bir rapor düzenleyerek çözüm önerilerimizle sunduk. Daha sonrasında tüm merkez ve ilçe hastanelerimizi ziyaret ederek sorunları tespit için çalışma yaptık. Yaptığımız bu çalışmada gerek üyelerimizi gerekse üyemiz olmayan hemşire, doktor, personel, sağlık memuru ve taşeron çalışan işçilerle birlikte sağlığın bir ekip hizmeti olduğu bilinciyle tüm çalışanların bu süreçteki sorunlarını dinleyerek kapsamaya çalıştık. Onların yaşadığı sorunları kendi ağızlarından dinleyip notlar aldık. Çözüm önerilerini birleştirdik. Bu süreçte KHB sürecini izleme komisyonları kurarak takipçisi olacağımızı ifade ederek, KHB sürecinde genel Sekreterlerin hastanelere vereceği 6 aylık karneler gibi bizde sorun çözme için geldiklerin iddiasında olan yöneticilere bu izleme raporumuzu ve halkın sağlığını koruma görev ve sorumluluğumuz gereği olarak kamuoyuyla paylaşıyoruz.
KHB genel sekreterliğine sözlü olarak alanda ki tüm sorunlarımız ilettikten sonra yazılı olarak ta raporlaştırdık. Hem sağlık hakkımız ve sağlığın nitelikli ve parasal değerlerle kirletilmeye çalışıldığı bu zihniyete karşı hem de halkımızın sağlığı açısından bu raporu çok önemsiyor ve sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Raporda: Acil olarak öncelikli konulardan sırasıyla,
*Kamu hastaneler birliğinin oluşması ve sonrasında hastanelerin işletmeye dönüşmesiyle hastaların birer müşteri bizlerinde sözleşmeli olma durumları söz konusu iken, sağlık çalışanlarının bu durumdan nasıl etkileneceklerine dair duyulan kaygı ve belirsizliklerin öne çıkması.
*Yıllardır mücadele edilerek kazanılmış olan 8 saatlik çalışma mesaisinin öğle saati uygulamasıyla fiili olarak 9 saate çıkarılmasından dolayı duyulan rahatsızlığı
*Kamu Hastane Birliklerine geçildikten sonra sözleşmeli olan kimi idarecilerin çalışanlara karşı davranışlarında saygı çerçevesinde kabul edilemeyecek tavırlarını ve yıllardır fedakârlıklarla çalışan sağlık personeline hürmetsiz davranışlar sergiledikleri, nöbet ve hafta sonu baskın tarzında yapılan denetlemelerin çözüm odaklı değil de mevcut sorunların çalışanlara fatura edilir tarzda ki olumsuz tutum ve söylemlerin çalışanlarda yarattığı olumsuzlukları,
*KHB sürecinde Sağlık personelinin ve çalışanların iş güvencesi üzerinde yaratılan baskı ve sindirme çalışmalarının
*Açıkça sicil yönetmeliğinde belirtilmense rağmen bazı meslek guruplarının(Sağlık memuru, diyetisyen, fizyoterapist v.b) Başhekimliğe bağlı olması gerekirken, yetki karmaşası yaşanarak Sağlık hizmetleri müdürlüğünün alanda yetkili gibi davranması
*112’lerin ve B Tipi ambulansların hekimsiz çıkmasıyla ilgili yasal olmayan alandaki uygulamaları
*Acil servislerde görev yapan Sağlık memurlarının görev tanımı içerisinde olmayan uygulamalara zorlanması.
*Sendikamızın örgütlenme önündeki baskı ve sindirme çalışmaları ve 4688 sayılı Sendika yasası gereği örgütlenme özgürlüğü ve yönetici-idarecilerin demokratik hakların kullanılmasında eşit mesafede ve yasa uygulayıcı olması gerekliliğini hiçe sayan eski kimi Başhekim ve idarecilerin KHB sürecinde de yönetici olması kaygıyla karşılanmıştır.Ülkemizin demokratikleşmesi önünde ki en önemli engellerden biri olan elinde ki yetkileri kötüye kullanan bu eski şimdi yeni yöneticilerin Sendikamızın tüm girişimlerine rağmen yasa tanımaz tutumları hiçe sayılmış haklarında herhangi bir idari soruşturma açılmamıştır.Geçen yaklaşık bir yıllık süreye rağmen sendikal örgütlenme ve üyelerimiz bilgilendirmemizde olmazsa olmazımız olan eğitim toplantı ve örgütlenme özgürlüğümüzü engelleyen Dr. Zeki Kaygusuz, Dr.Ahmet Ayer, Hemşire Nurdan Kocabıyık, Adsm de yönetici olan Yüksel Ülker hakkında gerekli soruşturmanın açılmasını talep ediyoruz.
Gerek 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasası ve gerekse bu yasanın uygulanmasına yönelik Yönetmelik ile Genelgeler, İşveren Devlet Temsilcisi konumundaki yöneticilerin işkolunda mevcut sendikalara aynı mesafede olmalarını emretmektedir.,Bundan sonra Yöneticilerin işkolunda mevcut sendikalara aynı mesafede durması; muhataplık, sendikal çalışma, işyeri toplantıları için salon tahsisi, pano ve temsilcilik odası için olanak sağlanması gibi konularda sendikalar arasında ayırımcı davranış gösterilmemesi için azami özen gösterilmesi hususlarının ısrarcı takipçi olacağımızın bilinmesini isteriz.
Buradan sizler aracılığıyla da Kamu Hastane Birlikleri sürecinde sağlıkta yaşanacak yıkımları ve alandaki tüm sorunlara çalışma barışı açısından müdahil olacağımızı vurgulamak isteriz. Hem hazırladığımız raporun arkasında duracağımızı buradan bir kez daha ifade ederek halkımızın ve bizlerin ‘sağlık hakkımız’ için mücadele ederken, hastane yönetiminin bu konuda atacakları adımların takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz.
SES olarak her zaman sağlık emekçilerinin sesi olmayı ısrarla sürdüreceğimiz gibi, mücadele dinamiği olmaya devam edeceğiz. Sağlıktaki ticaretin ölüm getireceğini bildiğimizden, sağlığın nitelikli, ulaşılabilir, eşit ve parasız ve kamu eliyle verilmesi gerekliliğiyle, iş güvencemizde ki ısrarımız devam edecektir.
SES
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası Manisa Şube Yönetim Kurulu