Ülkemizde AKP iktidarının son on yıldır hayata geçirdiği politikaların bir sonucu olarak kadına yönelik şiddetin sistematik olarak arttığı bilinmektedir. Bugün çok yönlü eril şiddetin tüm toplumu sardığı bir süreçten geçiyoruz.
Bundan yaklaşık yarım asır önce Mirabel kardeşler, ülkelerindeki diktatörlüğe karşı özgürlük mücadelesi yürütürlerken erkek devlet şiddetine maruz kaldılar ve vahşice katledildiler.
Bugün 2012 yılı Türkiye’sinde, hayata geçirdiği erkek egemen politikalarla AKP iktidarı, diktatörlük rejimlerini aratmayan uygulamalarını başta kadınlar olmak üzere, kendisi gibi düşünmeyen, iktidarına biat etmeyen tüm muhalif kesimlere dayatmaktadır.
Eril şiddetin türlü biçimleri ile karşı karşıya olduğumuz böylesi bir süreçte iktidar, karşı ses çıkaran tüm kesimlere olduğu gibi üyelerimize yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla Konfederasyonumuza yönelik saldırılarını da sürmektedir. Üst üste yapılan operasyonlarla onlarca üye ve yöneticimiz gözaltına alındı ve tutuklandı.
Bugün itibariyle iş kollarımızın genel merkez kadın sekreterleri, şube kadın sekreterleri ve kadın komisyonu üyelerimizden oluşan 14 kadın arkadaşımız ve toplamda 67 üyemiz tutukludur.
Emek ve demokrasi mücadelesini cinsiyet özgürlüğü mücadelesinden ayrı görmeyen, bu kapsamda kurulduğu günden bu yana kimseden icazet almaksızın, kendi ilkeleri ışığında mücadelesini yürüten Konfederasyonumuza yönelik bu saldırıları manidar buluyoruz. Mevcut hükümetin amacı bir taşla birkaç kuş vurmaktır. Bir yandan kadın üyelerimiz şahsında Türkiye’deki kadın mücadelesi, diğer yandan tüm üyelerimiz şahsında yürüttüğümüz emek ve demokrasi mücadelesi hedef alınmaktadır. Böylelikle kamu emekçilerinin örgütlü gücü etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır.
Buna karşın, biz KESK’li kadınlar; KESK’e yönelik bu saldırılara itiraz ediyor arkadaşlarımızı yanımızda istiyoruz. Bir kez daha haykırıyoruz: Özgürlük, barış, demokrasi, emek ve insanca yaşam mücadelesini içerde ya da dışarıda aynı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz olayları hız kesmeden sürüyor;
Bizzat başbakanın “kadın erkek eşit değildir “ diyerek açtığı yoldan ilerleyen devlet ve hükümet yetkililerinin her gün yeniden ürettikleri cinsiyetçi söylem ve pratikler, toplumsal yapıda yerleşik olan eşitsiz cinsiyet ilişkilerini daha da pekiştiriyor. Erkeğin küçük devleti olan aile dışında, kadının toplumsal yapı içinde kendi kimliğiyle var olmasına tahammül edilemiyor. Bu kısır çemberi aşmayı zorlayan birçok kadın taciz veya tecavüz ile olmadı canına kast edilerek durdurulmaya çalışılıyor. Kadına yönelik şiddet istatistiklerine yansıyan rakamlar, ne yazık ki bizleri haklı çıkarıyor. Türkiye’de kadına yönelik şiddet münferit değil sistematiktir ve son 10 yıllık AKP iktidarı döneminde belirgin bir artış göstermiştir.
Biz KESK’li kadınlar; “Şiddetten arındırılmış bir dünya bir Türkiye yaratmak” şiarıyla sendikalarımızda örgütlenmeye devam edeceğiz, iş yerimizde, sokakta şiddetin her türlüsüne hayır diyeceğiz, inadına susmayacağız inadına isyan edip haykıracağız.
Esnek güvencesi çalışma koşullarının dayatılması yanında, iş güvencemiz de tartışmaya açılmak isteniyor, yoksulluk yaşamı her geçen gün daha da zorlaştırıyor
İş güvencemizin kapalı kapılar ardında tartışıldığı bu dönemde, kadınlar daha çok ev işlerine mahkûm edilmek istenmekte, çalışma hayatının içinde direnen kadınlara da kölelik koşulları dayatılmaktadır. AKP iktidarının 19.yy kölelik düzenini aratmayan Ulusal İstihdam Stratejisinin güvencesiz, sendikasız, esnek ve ucuz işgücü ordusu için emekçilere fırlattığı saldırı okları en fazla kadınların sırtlarına saplanmaktadır. 10 yıllık iktidar sürecinde haklarımızı gasp eden ve bir 10 yılımızı daha ipotek altına almaya ant içmiş AKP hükümeti, “Hedef 2023” projesiyle daha ucuz ve daha korunmasız kadın emeğini, sağlık ve eğitim harcamalarını kısmayı, yaşlı, hasta ve çocuk bakımlarını artık kamusal bir hizmet olmaktan çıkarmayı ve evdeki görevleri katlanmış “köle kadınlar” yaratmayı hedeflemektedir.
Biz KESK’li kadınlar; eğitim ve sağlık sistemiyle, hukuksal düzenlemeleriyle, gelenek, görenek, örf ve adet sistemiyle her türlü dayatmayı içeren bizi ikincil cins olarak gören ataerkil sisteme ve cinsiyet ayrımcılığını pekiştiren neo-liberal politikalara karşı mücadele edeceğiz.
Hükumet İçerde ve dışarıda savaş naraları atıyor, diyalog ve müzakere yoluyla çözüm üretmek yerine sorunları daha da derinleştiriyor.
Ülkede 30 yıldır süren çatışmalı ortamın, en ağır sonuçlarını biz kadınlar yaşadık. Kürt sorununda, diyalog ve müzakere yoluyla çözüm yerine, şiddeti temel alan bildik politikalarda ısrar edilmesi, yaşanan acıları katlamak dışında bir sonuç getirmedi. Bu çerçevede Kürt sorununun demokratik çözüm yolunu açmak için kendi bedenlerini ortaya koyan binlerce tutuklu ve hükümlünün, yürüttükleri açlık grevi eylemlerini 68. günde sona erdirmeleri, ülkemizde onarılması imkânsız derin yaraların açılmasının önüne geçti. Başta tutuklu ve hükümlülerin anneleri olmak üzere duyarlı tüm insanların yüreğini ağzına getiren bu sürecin barış için bir fırsat olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Yıllardır söyledik yine söylüyoruz; her savaşın ortak düşmanı kadınlardır. AKP hükümeti 10 yıldır, içeride çeşitli biçimlerde eril şiddeti sürdürürken, şimdi bir de Ortadoğu ve Suriye’ye savaşı körüklüyor. Silahlı çatışmalar kadına yönelik şiddeti tırmandırır ve tecavüz, cinsel kölelik, ev içi şiddet, yoksulluk ve göç kadınların kaderi haline gelir.
Biz KESK’li kadınlar yaşanan savaşın son bulması için, daha fazla insanın ölmemesi için, anaların daha fazla ağlamaması için, bu savaştan medet uman ve kar sağlayanlara karşı, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için eşit, özgür, barışçıl ve demokratik bir Türkiye özlemimizi bıkmadan, usanmadan haykıracağız.
Böylesi bir atmosferde KESK’li Kadınlar olarak gerçekleştireceğimiz “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Gününde, ” biz KESK’li Kadınlar olarak eril şiddetin her türlüsüne karşı yine alanlarda olacak ve taleplerimizi haykıracağız.
Bu kapsamda;
- 19 Kasım 2012 PAZARTESİ
İş yerlerinde “Kadına Yönelik Şiddete Sürüyor, İsyanımız Büyüyor Susmuyoruz, Örgütleniyoruz, Durduracağız” temalı kokartlar takılacak, hafta boyunca iş yerlerinde iş kolu özgün sorunlarını ve taleplerini de içeren basın açıklamaları yapılacaktır
- 21 Kasım 2012 ÇARŞAMBA
Dayanışma amacıyla, tutuklu kadın üyelerimize kart gönderilecek ardından eril şiddetin her türüne karşı “Şiddetin karanlığına karşı, ışık olmak için alanlardayız.“ şiarıyla, kent merkezlerinde basın açıklaması yapılacak, açıklama esnasında alana mumlar yakılarak bırakılacaktır.
- 23 Kasım 2012 PERŞEMBE
Halen Sakarya ilinde sürmekte olan Ö.Ç. Davasının 2. Duruşmasına, çevre illerden (İstanbul, Kocaeli, Düzce, Bolu) durumu uygun olan kadın üyelerimizin katılımı ile kitlesel destek sunulacaktır.
- 25 Kasım 2012 PAZAR
25 Kasım günü var olan illerde, kadın platformları veya demokratik kitle örgütleri ile birlikte, olmayan yerlerde KESK şubeler platformu olarak güçlü alan eylemleri, basın açıklamaları yapılacaktır.
Son söz olarak diyoruz ki;
Kadına yönelik şiddet sürüyor, isyanımız büyüyor!
Susmuyoruz!
Örgütleniyoruz!
Durduracağız!