TOPLUM AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI HAFTASINDA MÜCADELEMİZİ YÜKSELTEREK DEVAM EDİYORUZ!

Facebook
Twitter
WhatsApp

BASINA VE KAMUOYUNA

 

 

Bilimsel ağız ve diş sağlığı eğitiminin 22 Kasım 1908 tarihinde başlaması nedeniyle bu tarih; her yıl 22 Kasım’ı da içine alan hafta “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” adı altında kutlanmaktadır,

Ülkemizde ağız ve diş sağlığı en önemli halk sağlığı sorunları içinde yer almasına rağmen; gelir getirici bir kurum olarak değerlendirilmiş ve kamu hastaneler birliğine dahil edilmiştir. Bu alanda ciddi ve köklü çözümlere gidilmemiş sağlıkta dönüşüm programına kurban verilmiştir.

           Hastaların sadece insan oldukları için hak ettikleri nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasının yolu ise genelde sağlık çalışanlarının, özelde ağız diş sağlığı çalışanlarının çalışma koşullarının insani olmasından geçmektedir.

Sağlıkta dönüşüm programı; pratikte hastaları sağlık çalışanlarına karşı kışkırtan, hekim ve çalışanlar üzerinde bürokratik denetim ve disiplin aracına dönüştüren bir uygulama olmuştur.

Ağız ve diş sağlığı çalışanlarına, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması, mesleki özerkliğin güvence altına alınması, emekliliğe yansıyacak adil bir ücret ödenmesi, yeterli tıp ve uzmanlık eğitimi ile sürekli mesleki gelişim olanaklarının verilmesi, nitelikli sağlık hizmetinin zorunlu unsurlarıdır.

2002 yılından itibaren yapılan düzenlemelerin, sağlık hizmeti sunumunda sağlık çalışanlarının, Devletin, idari ve siyasi otoritenin müdahalelerine daha açık hale gelmesine zemin hazırladığı açıktır.

Mali sorumluluk sigortası;

Tıbbi kötü uygulama nedeniyle hekimlerden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak geri dönüşe karşı mesleki mali sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilmiştir

Malpraktisin oluşumunda sadece hekimi ve çalışanları sorumlu tutan bir yaklaşımla, sağlık hizmeti nedeniyle ortaya çıkan zararların karşılanmasında özel sigortacılık modeli benimsenmiştir.

Sağlık hizmeti sırasında ortaya çıkan zararların karşılanmasında kabul edilen bireye odaklı özel sigortacılık yöntemi nedeniyle hekimlerin tıbbi hataların bilinir olmasının ve hata nedenlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların önüne geçilmekte, çekinik tıp uygulamaları sonucu sağlık harcamalarının artışına açıkça zemin hazırlanmaktadır. Böylece hastaların sağlık ve yaşam hakkına yönelik olumsuz bir sağlık hizmet modeli oluşturulmuştur.

Performans;

Performansa dayalı ücretlendirme yöntemi, uzun çalışma saatleri, hastaların gereksinim duydukları sağlık hizmeti yerine puanı yüksek hizmeti almaları sonucunu getirdiği görülmektedir

Yarım asrı aşkın süredir sağlık çalışanlarının sahip oldukları iş güvencesi, ücretli izin ve dinlenme hakları, bu dönemde ciddi bir biçimde ihlal edilmiştir.

Hekim ve sağlık çalışanlarının, düşük ücretlerle uzun saatler çalıştırılmalarına yönelik sistemli düzenlemeler, ekip çalışmasını ve güven duygusunu parçalamıştır.

Sağlık Uygulama Tebliğleri ve ücretlendirme yöntemleri ağız ve diş sağlığı çalışanlarının, klinik karar verme özgürlüğünü ciddi bir biçimde zedelemekte ve etik sorunlara yol açmaktadır. Bu durum hastalara verilen sağlık hizmetinin niteliğinin olumsuz etkilenmesine ve yer yer sağlık hak ihlallerinin yaşanmasına neden olmaktadır.

Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi sonucu sağlık hizmet sunumu ilişkisinde hastaların tüketiciye dönüştürülmesi süreci aynı zamanda hekimlere ve diğer sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artışında önemli bir etken olarak değerlendirilmelidir

Hekim ve sağlık çalışanlarına, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması, mesleki özerkliğin güvence altına alınması, emekliliğe yansıyacak adil bir ücret ödenmesi, yeterli tıp ve uzmanlık eğitimi ile sürekli mesleki gelişim olanaklarının verilmesi, nitelikli sağlık hizmetinin zorunlu unsurlarıdır. Bu unsurları içermeyen düzenlemeler ağız ve diş sağlığı çalışanları ve hastalar zaman zaman birbirlerine de zarar veren mağdurlara dönüştürmektedir

Bir tür hizmet başı ödeme modeli olan performansa dayalı ücretlendirme, hasta sayısının artması sayesinde hekimlerin gelirlerine pozitif bir katkı sunmuş olsa da, tercih edilen bu politika hekimlerin daha yoğun çalışması ve mesleki tükenmişliği de beraberinde getirmiştir.

 

ŞİDDET;

Siyasetçilerin hekim ve sağlık çalışanlarına karşı kışkırtıcı söylemleri ve medyanın aynı üslubu yayınlarında kullanması, her kademede uygulanan katkı ve katılım payı ve ilave ücretler, hekim ve sağlık çalışanlarını, halkla karşı karşıya getirmektedir. Özellikle performans baskısı ve işletme anlayışı içinde kar amacı güden çalışma biçimi hasta yoğunluğunun artmasına verilen hizmetin niteliğinin düşmesine neden olmakta, hekim ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddete zemin hazırlamaktadır.

MESLEK HASTALIKLARI;

Ağız ve diş sağlığı alanında çalışan hekim ve sağlık çalışanları verdikleri hizmetin niteliğinden kaynaklanarak çeşitli meslek hastalıklarıyla karşı karşıyadır. Sağlıkta dönüşüm programıyla artan iş yükü bu etkiyi daha da artırmaktadır. Çeşitli ortopedik bozukluklar bunların başında gelmektedir. Ayrıca çeşitli enfeksiyon hastalıklarının bulaşması riski olağan hale haline gelmiştir. Son dönemlerde ölümle sonuçlanan silikozis vakaları kot taşlayıcılarında görünenin düzeylerine yükselmiştir. Buna rağmen ağız ve diş sağlığı alanında iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne bir kayıt ne de koruyucu önlemlere ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.

Öneriyoruz;

  • Gerek ağız ve diş sağlığı hizmetinin verilmesi ve gerekse çalışanların sorunlarının giderilmesi açısından hizmeti ticarileştiren sağlıkta dönüşüm programı derhal durdurulmalıdır. Başta koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmeti olmak üzere nitelikli kamusal hizmetin kadrolu güvenceli çalışanlar eliyle verilmesi mümkündür; bu bağlamda; taşeron çalışma sistemine son verilmelidir.
  • Performansa dayalı ödeme sistemi yerine emekliliğe yansıyan en düşüğü yoksulluk sınırı olan bir ücretlendirme sistemine geçilmelidir.
  • Ağız ve diş sağlığı merkezlerindeki personel eksiği bilimsel normlar doğrultusunda giderilmelidir.
  • Tüm sağlık alanında çalışanların iş sağlığı ve güvenliği gözetilerek uygun veri toplama ve buna yönelik koruyucu önlemler alınması sağlanmalıdır.
  • Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, mobing ve siyasi baskıların kaldırılması için başta yöneticilerin ve siyasilerin üslubu olmak üzere sağlık çalışanlarının hedef gösterilmesine son verilmelidir.
  • Tüm çalışanlara grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı verilmesi ve sendikal mücadele önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Hastanın müşteri, sağlık çalışanlarının köleye dönüştüğü bu karanlık sağlık sistemine dur demek için hep birlikte mücadeleyi yükselterek devam edeceğiz. 22.11.2012

                                                            

MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]