SES 16 YAŞINDA
HERKESE SAĞLIK GÜVENLİ GELECEK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM
1965-1971 yılları arasında meslek Sendikaları vardı. 1971 yılında kapatıldı. 1971’ den sonra Dernekler kuruldu. 1980 darbesiyle onlarda kapatıldı. 1989 yıllarında Sendikalaşma çalışmaları başladı. Özellikle kapatılan TÜS-DER üyeleri, TSD, Türk Hemşireler Derneği, TTB bu çalışmalara katıldı. Önce Kamu çalışanları Sendika platformu, eşgüdüm gibi kuruluşların çalışmaları sonucunda, işkolumuzda 1990’ da Sağlık Sen, 1991’ de Genel Sağlık İş, Tüm Sağlık Sen, 1992’ de Sosyal Hizmet Sen Sendikaları kuruldu. Daha sonraki aşamalarda bu dört Sendika sağlık iş kolunda 1996 yılında birleşerek SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) olarak 8 Aralık 1995’ de kurulan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonuna (KESK) dahil oldu.
SES yalnız ücret Sendikacılığı yapmaz, demokratik, özlük, ekonomik sorunları ile ilgilenir. Fiili ve meşru temelde mücadelesini sürdürür. Din, dil, ırk ayrımı yapmaz. Şovanizme karşı kardeşliği, savaşa karşı barışı, faşizme karşı özgürlüğü savunur. İş yerlerinde örgütlenir, üyelerine inanır. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri iş yerlerinde (Sağlık Bakanlığı, Üniversite Hastaneleri, Sosyal Hizmet İş yerleri, Adli Tıp) çalışmalar yapar. Bu iş yerlerinde örgütlü diğer örgütlerle beraber çalışmalar yürütmeye çalışır.
SES meslek Sendikacılığını değil iş kolu Sendikacılığını savunur. Ekip hizmetini, sağlığın bir bütün olduğunu savunarak kadrolu, kadrosuz, 4/B, 4 /C, Taşeron ile Hemşiresinden Öğretim Üyesine kadar tüm çalışanları aynı çatı altında örgütlemeye çalışır.
SES her Genel Kurulda kendini yenileyerek tabanın söz sahibi olduğunu, seçilenleri seçenlerin görevden aldığı demokratik kitle ve sınıf Sendikacılığını, üyelerinin hakları için Grevli Toplu Sözleşmeli Sendikacılığı savunur.
SES işverenden icazet almaz, işveren tarafından örgütlenmez. Tüm gücünü emekçi üyelerimizden alır.
SES’ in kurulduğu günlerde de
Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika Yasasını savunuyordu, Sağlıkta Kamuculuğu, koruyucu sağlığı, tam günü savunuyor, sağlık çalışanlarının yıpranma payı alması gerektiğini, ücretlerin yetmediğini, insanca yaşayabilecek bir ücret, güvenli iş, iyi emeklilik istiyordu. Sağlıkta işletmeciliğe, Genel Sağlık Sigortasına, SSK’ ların Sağlık Bakanlığı’ na devrine, Aile Hekimliğine kısaca Sağlıkta Özelleştirmeye karşı çıkıyor, mahsurlarını anlatıyordu. Bunların uygulanmamasına karşı mücadelemizde durduramadıysak da geciktirdik. Bu gün bu sorunlar katmerleşerek arttı. Sağlıkta Dönüşüm bizce Sağlıkta Yıkım programı ile sağlık ticaretleştirilerek piyasaya terk edildi. Performansa dayalı çalışma ile çalışanlar birbirleri ile yarışıyor. Ekip hizmeti, dostluk, arkadaşlığı bitirdiler. Döner Sermaye katkı paylarını performansa bağladılar. Eşit işe eşit ücret ödenemez oldu. Tam Gün değil tam gün çalışma istiyoruz. Emekliliğe yansımayan bir ücretlendirme istemiyoruz.
Genel Sağlık Sigortası yasalaştı. Sağlık vergisi vermeye başladık, bu da yetmedi 14 kalem altında katkı payı ödenmeye başlandı. Bu da yetmedi Tamamlayıcı Sağlık Sigortası şartı koydular. Sonuç olarak ne kadar paran varsa o kadar sağlık dediler.
Hastaneler sınıflara ayrıldı. Tedavi olurken parana göre sınıflandırma getirildi. Kamu Hastane Birlikleri de yetmeyecek Kamu Özel Ortaklığı Holdingleri, Şehir Hastaneleri kurulacak.
Sağlıkta şiddet arttı. Yurttaş Sağlık Hizmetine yeterli ulaşamayınca tüm acılarını sağlık çalışanlarından alıyor.
KESK Grevli Toplu Sözleşmeli bir Sendika Yasası isterken 1999 İktidarı zamanında birden bire üyesi artan Devlet destekli Sendika sayesinde Grevsiz Toplu Görüşmeye müsaade eden 4688 sayılı Sendika Yasası çıktı. Bu dönemde bu yasa ile Kamu çalışanları bir hak elde edemedi. Nedendir bilinmez 2012 yılında bu günün İktidarının yandaş Sendikası desteği ile ne olduğu belirsiz Toplu Görüşmenin, Toplu Sözleşmeye değiştirildiği Grevsiz bir 4688 iyileştirilmiş oldu.
Bizim Ülkemizde nedendir bilinmez SES (KESK) e karşı her İktidar bir yandaş Sendika yaratıyor.
KESK dolayısıyla SES üzerinde baskılar her dönem olduğu gibi artarak devam ediyor. Kadınların örgütlenmesinde, öğrencilerin örgütlenmesinde, gözaltılar tutuklanmalar oldu, oda yetmedi Genel Merkez Yöneticilerinin bazıları tutuklandı. KESK bileşenleri dün olduğu gibi bugünde susmayacaktır. Haklarını fiili ve meşru yollardan savunmaya devam edecektir.
Son bir yılda 8 Ekim 2011’ de Ankara’ da KESK, DİSK, TMMOB, TTB olarak, insanca bir yaşam, eşit özgür demokratik Türkiye mitingi, 21 Aralık 2011’ de Sağlık örgütleri ile beraber Kamu Hastane Birliklerine karşı insanca yaşayacak ücret için, 19-20 Nisan 2012’ de şiddete karşı Dr. Ersin ARSLAN için, 23 Mayıs da 4688 Sayılı Yasaya karşı Toplu Sözleşme görüşmeleri için kitlesel eylemler yaptık.
Kamu Hastane Birlikleri Yasası, Tam Gün, Grevli Toplu Sözleşme yasası için, insanca yaşayabilecek ücret, eşit işe eşit ücret, herkese sağlık güvenli gelecek için, Genel Sağlık Sigortası, sağlıkta katkı payları için, iş bırakmalar, paneller, konferanslar, basın açıklamaları yaptık.
Sağlık çalışanlarına şiddet arttı, İlimizde de Adana Devlet Hastanesinde, Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Yüzüncü Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde, Adana Doğumevi Hastanesinde sağlık çalışanlarına görevi başında saldırılar oldu. En acısı Gaziantep de Dr. Ersin ARSLAN öldürülmüştür. Bunlar protesto edildi.
Baskılar oldukça artmış, Genel Sekreterimiz, Genel Kadın Sekreterimiz, Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanımız, bazı Şube Yöneticilerimiz, öğrenci kolu üyelerimiz gözaltındadır. Şubemizde de 12-14 Ekim 2011’ de 4688 Sayılı Yasa, 3 Aralık 2011 Emek ve Demokrasi güçleri olarak yaptığımız basın açıklaması, 21 Aralık 2011 iş bırakma eylemleri için Adli ve İdari Soruşturmalar açıldı. En son 13 Şubatta gözaltına alınan Genel Kadın Sekreterimiz ve 25 Haziranda gözaltına alınan Genel Sekreterimiz için, neden destek amaçlı basın açıklaması yaptığımız için soruşturma açılabiliyor.
Katkı payları, GSS, Kamu Hastane Birlikleri için paneller, konferanslar yapıldı. İki defa Merkezi Sendika eğitim verildi. Üyelerimizin özlük hakları, Döner Sermaye Katkı Payları, geçici görevlendirmelerinde mücadele edildi, haksızlığa uğradıklarında yanlarında olduk. İş kolumuzdaki tüm meslek guruplarının sorunları ile ilgilendik.
4+4+4 diye bilinen Milli Eğitim Yasasına karşı kendi sorunumuz kabul ederek Eğitim Sen’ in yanında olduk.
İş yeri Sağlıkçılar Meclisi, Sağlık Halk Meclisleri kurmak için çalışıyoruz. Sağlık sorunlarının yalnız bizim çözeceğimiz bir sorun değildir. Beraberce mücadele etmeliyiz.
İş yerlerinde gördüğümüz aksaklıkları dile getirdik, özellikle Toki Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki Acil inşaatındaki çarpıklığı dile getirdik.
Ç.Ü.Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde Rektör baskısı ile karşılaştık. Temsilcilik odamız kırıldı, Kurumdan panomuz kaldırıldı, Sendikamıza Mobbing uygulandı, Aktivist üyelerimiz sürgünlerle cezalandırıldı. Her ne kadar üyelerimiz eski görevlerine döndürüldüyse de, üyelerimizde istifalar olmuştur. Adli makamlar şikayetlerimize cevap vermemiştir.
Taşeron sayısı artmaktadır. İş güvenlikleri yoktur. İhale ile insan çalıştırılıyor. Dev Sağlık İş’ in Adli kazanımları dikkate alınmamakta ama her türlü baskılar yapılmaktadır. Enerji Sen üyelerine de destek verilmiştir.
Şubemiz iş kolunda Dev Sağlık İş ve Adana Tabip Odası ile beraber hareket etmiştir. Diğer Sağlık Örgütleriyle aynı birliktelik sağlanamamıştır.
Promosyonlarla, Mobbingle ilgili mahkemelik olduk, davalarımız devam ediyor.
Doğal afetlere ilgisiz kalamazdık, bu konu ile ilgili dayanışmayı gösterdik. (Van depremi, Kozan Gökdere faciası)
Bu dönemde Sağlık Bakanlığı Teşkilat Yasası, Kamu Hastane Birlikleri Yasası çıktı. Bunların sonuçlarında sağlık çalışanları çok etkilenecek, bu konularda bilgilendirmeler yapıldı. Aynı şekilde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Teşkilat Yasası da çıktı. Sosyal Hizmetlerinde özelleştirilmesinin ilk adımlarının atılması oldu.
SES dün olduğu gibi gelecekte de iş yerlerinde örgütlenerek, üyelerine güvenerek, mücadelelerine devam edecektir. Hiçbir zaman İdarecilere biat etmeyerek sağlık çalışanlarının hakları için çalışacaktır.
İptal edilen Tam Gün yasasının yerine yeni bir yasa yapılacaktır. Dileriz 1979 yıllarındaki gibi Tam Gün çalışma yasası çıkar. Sağlık çalışanlarının da, yurttaşlarımızın da memnun olacağı, performansa dayanmayan, adaletli bir yasa çıkarırlar.
Kamu Hastane Birlikleri Yasasının iptal edilerek, piyasacı, özelleştirilmiş bir sağlık hizmeti değil, Kamusal, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir bir sağlık hizmeti sunumu için halkımızla beraber mücadeleye devam edeceğiz.
Sağlıkta herkesin kadrolu, Sendikalı çalıştığı, güvenceli, insanca yaşayabilecek ücretli, çalışırken aldığı ücretin emekliliğinde alabileceği, kendi ücretinin kendi sendikasının Toplu Sözleşme imzalayabileceği, grevli toplu sözleşmeli bir Sendika Yasası için, eşit işe eşit ücret için, her iş yerinde çocuklarımız için kreşin olduğu bir iş yeri için, kısacası iş güvencesi, iş güvenliği, ücret güvenliği için mücadeleye devam edeceğiz.
Emekçilerin aleyhine olan, Kıdem Tazminatı Fonu, esnek çalışma, bölgesel asgari ücret, istihdam büroları, kiralık işçi yasa çalışmalarına son verilmesi için mücadele edecektir.
İş yerlerinde promosyon dağıtımında, bankalarla yapılan sözleşmelerde her çalışana eşit miktarda alabildiği günün şartlarına uygun düşen bir ücret için mücadele etmeye devam edecektir.
Bu güne kadar bu mücadelede katkısı olan tüm üyelerimize ve dostlarımıza teşekkür eder yitirdiğimiz şimdi aramızda olmayan mücadele arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
SES ŞUBE YÖNETİM KURULU
Adına
ŞUBE Başk. Muzaffer YÜKSEL