YATIRIM VE İSTİHDAMI GELİŞTİRME Mİ? YOKSUL KÜRT HALKININ BEDENİNİ İSTİSMAR ETME Mİ?

Facebook
Twitter
WhatsApp


Serbest Sağlık Bölgeleri: AKP hükümetinin sağlık alanında gündem yarattığı yeni tartışma alanı. Diyarbakır’da bu bölgelerin açılacağı yerler arasında. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı planladığı, Kürt halkının yaşam ortamını iyileştirmeye yönelik programlara sessiz kalan hükümet her nedense bu alanda çok tavizkar. Tüm aktörleri ile yerel politikacıları, yerel akademisyenleri ile işe sarılmış durumdalar.

Peki hedeflenen nedir? Diyarbakır’a, Kürt halkına getirilen nimetler nedir? Konu ile ilgili Ortadoğu Sağlık Turizmi Konseyi Genel Başkanı Op. Dr. Esin TAN şu müjdeleri Diyarbakırlılara veriyor “… özellikle Ortadoğu Ülkelerinden Diyarbakır başta olmak üzere bölgeye hasta akışının sağlanarak bölgesel ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmayı ve Diyarbakır ve bölge şehirlerinin sağlık turizmi alanında uluslar arası tanınırlığının artırılması ve marka haline gelmesi için ilk büyük adımı atma…”

Her nedense bu büyük adımı atarken Kürtleri de bu işe ortak etmeye çalışıyorlar. Kongre programında “Diyarbakır ve Bölge Sağlık Turizmi Potansiyelinin Geliştirilmesinde Siyaset Kurumunun Görev ve Sorumlulukları” başlıklı bir genel oturum ile çeşitli partilerden bölge milletvekillerinin sağlık turizmi konusunu ele alarak parti farkı gözetmeksizin bölge yararına gayret göstermeleri bekleniyor.

Serbest Bölge nedir? Sağlık alanında serbest bölge ne anlama geliyor?
Genel olarak Serbest Bölge; ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla birlikte gümrük hattı dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanıyor. Konu ile ilgili geliştirilen mevzuatta teşvike yönelik şu başlıklara yer veriliyor. Kamu arazilerinin tahsisi; vergilerden muafiyetler; çalışanların sigortalarının devlet tarafından ödenmesi; enerji indirimi; yabancı işçi çalıştırabilme olanakları. Bölge çalışanlara ne getiriyor: Asgari ücrete daralmış gelir, uzun mesai süreleri, yoğun, güvencesiz, esnek çalışma koşulları. İşçi sağlığı ve güvenliği hizmetleri, sendikalaşma, çalışma yaşamı ile hakların kullanımı konusunda vahşi bir tablo.

Bölgeden sağlıkta beklenen nedir? 2 Kasım 2011’de meclisi atlayarak çıkartılan 663 sayılı KHK’de amaç “… ülkenin sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getirilmesi, yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişinin hızlandırılması …” olarak tanımlanıyor.
Diyarbakır Sağlık Bölgesi marka haline getirilmek isteniyor. Yatırım yapacaklar için ne gibi avantajlar getirdiği önemli. Ulaşımın bu kadar geliştiği bir dünyada Diyarbakır’a gelmek ile olanakları daha fazla olan illere gitme arasında çok büyük fark olmadığının farkındayız.

Antalya Serbest Sağlık Bölgesi kendini turizm olanakları, sağlık ile ilgili yatırımların fazlalığı olarak tanımlıyor. Genetik Tanı Merkezi ve Organ Naklini en büyük avantaj diye sunuyor. Antalya organ transplantasyonu açısından hem sağlık kurumları hem de konu ile ilgili nitelikli sağlık çalışanlarının toplandığına yer veriliyor. Diyarbakır ise olsa olsa “donör” olanakları ile marka haline gelecektir. Yoksul Kürt halkının gönüllü (?) organ bağışı ve ilaç araştırmaları için gönüllü “kobay” olma ile serbest sağlık bölgelerine bedenlerini yatırması senaryosu bizleri ürkütüyor. Diğer yoksul ülkeler ile insan bedeni üzerinden yapılan rekabet. Tuzla’da olduğu gibi ucuz, güvencesiz emek gücü potansiyeli de önemli avantajlar olabilir.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden ne bekleniyor? Sakın kamu arazisi tahsisi olmasın…

Veremli hastaların yararlandığı bölgenin tek Göğüs Hastanesini kapatan zihniyetten sağlık alanı için “para” dışında başka bir şeyi tartışmayı beklememek gerekir. Zaten öyle de tartışıyorlar. Proje ile bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlanacağı ifade ediliyor.

Elde edilen gelir gerçekten Diyarbakır’ın gelişmesine katkı mı sağlayacak? Yatırımın serbest bölgede yapılması bu konuda ne getiriyor? Serbest bölge ile elde edilen avantajlardan birisi de “Sağlık serbest bölge faaliyetlerinden elde edilen kazanç ve gelirler, hiçbir izne tabi olmaksızın yurtdışına veya yurtiçine serbestçe transfer edilebilmesi” olarak sunuluyor.
Başka söze gerek yoktur herhalde…

 

Kurulmaya çalışılan serbest sağlık bölgelerinin sistem eliyle bozulan halkımızın sağlık göstergelerinin düzeltilmesine hiç bir faydası olmayacaktır.

 

Çünkü;

 

Coğrafyamızda yürütülen savaş; insanları göçertmiş, açlığa, yoksulluğa sefalete mahkum etmiştir. Buda yetmemiş yoksullaştırılan halka dağıtılan kalitesiz kömürlerle havamız kirletilmiş, güvenlik amaçlı barajlar, yürütülen savaşta kullanılan kimyasal silahlarla ekosistemimiz bozulmuş, doğamız tahrip edilmiştir. Özgürce kimliğini, dilini kullanmamanın yarattığı bunalım, eril zihniyetin şiddeti bireysel ve toplumsal travmaya neden olmuştur. Yetmezmiş gibi halkımızın seçtiği belediyelere yeterli kaynak aktarılmamış, bu kıtlığa rağmen halkı ile birlikte çalışan belediyeler suçlu ilan edilmiş, yöneticileri tutuklanmıştır.

 

Bizi sağlıksız kılan bu kadar şey yapılıyorken, “serbest sağlık bölgesi” kurarak yapılmak istenen Belediyeleri de sürece katarak sağlığın; kapitalist üretim-tüketim sarmalı içinde daha fazla metalaştırılmasını sağlamak, en fazla işsizliğin olduğu Diyarbakır ve bölge gençlerini ucuz iş gücü olarak çalıştırmak, halkımızı “dönür” ve “kobay” haline getirmektir.

 

Buradan hükümete sesleniyoruz; serbest sağlık bölgeleri oluşturmaktan vazgeçin. Diyarbakır’daki sağlık kurumlarının gerekli ihtiyacını karşılayın. Bölge nüfusuna yetecek tarzda personel ve ekipman desteği ile donatılmış sağlık kurumları açın. Her şeyden önemlisi 12 ile hizmet eden göğüs hastalıkları hastanesini yeniden açın. 2. basamak sağlık kurumunun olmadığı ender illerden biri olan Diyarbakır’da halkın rahat ulaşacağı yoğun yaşanan mahallelerde devlet hastaneleri açın. Mevcut çalışan personelin tamamını güvenceli statüye kavuşturun. Yeni alınacak personel için bölge gençliğine öncelik verin. İnsanların anadilinde sağlık hizmeti almasını sağlayın.

 

Buradan belediyeler başta olmak üzere; yerel tüm demokratik kitle örgütlerine ve siyasi partilere sesleniyoruz. Bölgede; yatırım olacak, işsizlik azalacak, cazibe merkezi haline gelecek söylemlerine kanmayın. Bu oyuna gelmeyin. Bu projeye destek vermeyin. Kurumlarınızda bu projenin reklamının yapılmasına dahi izin vermeyin.

 

Biz Diyarbakır Sağlık Platformu olarak; sağlığın kapitalist üretim-tüketim sarmalı içinde metalaştırılmasını kabul etmeyeceğiz. Toplumcu, ihtiyacı olanın ihtiyacı kadar aldığı, ücretsiz, nitelikli ve herkese anadilinde hizmet sunumu yapılacak bir sağlık sistemi inşa edilinceye kadar mücadele etmeye çağırıyoruz. 10 Mayıs 2012

 

 

DİYARBAKIR SES ŞUBESİ

DİYARBAKIR ECZACILAR ODASI

DİYARBAKIR TABİP ODASI

DİYARBAKIR DİŞ HEKİMLERİ ODASI

DİYARBAKIR DEVRİMCİ SAĞLIK-İŞ ŞUBESİ

DİYARBAKIR VETERİNER ODASI

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]