Adana Balcalı Hastanesi’nde, yapılan
ihalelerin muvazaalı olduğu ve tüm işçilerin ilk işbaşı yaptıkları tarihten
itibaren Çukurova Üniversitesi’nin işçileri olduğu
13 Ocak 2010 tarihinde
Çalışma Bakanlığı ve Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından alınan kararlarla
kesinleşmişti. Bu gerçekliğe rağmen 22
Ağustos 2011 günü bir kez daha tümüyle hukuksuz olarak yapılmaya çalışılan
ihalelere karşı hakları için direnen 25 sağlık işçisi arkadaşımız ihale salonu
kapısında gözaltına alındı. Adana 1.
Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye göre Sendikamız Devrimci
Sağlık-İş Merkez Yönetici ve üyesi 27 taşeron sağlık işçisi hakkında “ihaleye
fesat karıştırmak” suçlamasıyla 27’şer yıl hapis cezası isteniyor.
12 Mart 2012 tarihinde yapılan duruşmaya, aralarında Genel
Başkanımız Çetin ERDOLU, TTB Merkez Konsey Başkanı Eriş BİLALOĞLU, Dev Sağlık
İş Genel Başkanı Arzu ÇERKEZOĞLU, DİSK Genel Sekreteri Adnan SERDAROĞLU, siyasi
partiler, sivil toplum örgütleri ve sendikalar katılmıştır.
TAŞERONA KARŞI
GÜVENCELİ İŞ MÜCADELESİ YARGILANAMAZ!
Bugün burada görülmekte
olan dava önemli, çünkü;
İşlerine, emeklerine sahip çıktıkları için 27 taşeron sağlık
işçisine 27’şer yıl hapis istemiyle dava açılmış olması ülkemizi yönetenlerin
demokrasi anlayışını gösteriyor.
Bugün burada görülmekte
olan dava önemli, çünkü;
İçinde yaşadığımız “ileri demokrasi”nin sadece gazetecileri,
bilim insanlarını, yazarları, öğrencileri değil Balcalı Hastanesi’nde yaşandığı
gibi işine, emeğine sahip çıkan işçileri ve seçilmiş sendika yöneticilerini de
onlarca yıllık hapis cezaları ile baskı altına almaya çalıştığının açık bir
göstergesi.
Bugün burada görülmekte
olan dava önemli, çünkü;
Bu dava ülkemizin içine sokulduğu “yürütmenin keyfiliği ve
yargı terörü” cenderesinin çok net resimlerinden birini oluşturmaktadır.
Bugün burada görülecek
olan dava önemli, çünkü;
Bir “hukuk devleti”nde Çalışma Bakanlığı’nın kararından
sonra yapması gerekenin yasalarda yazılan uygulamanın geciktirilmeden yerine
getirilmesi iken 2 yıldır bu konuda hiçbir şey yapmayan Rektörlük’ün yeni
ihalelerle taşeron firma çalıştırmaya devam etmekte olduğunu ve hukuk tanımaz
tutumunu açığa çıkarmaktadır.
Öykümüzü çoğunuz biliyorsunuz, ama kısaca özetleyelim:
Adana Balcalı Hastanesi’nde, yıllardır verdiğimiz fiili ve hukuksal
mücadele sonucunda yapılan ihalelerin muvazaalı olduğu ve tüm işçilerin ilk
işbaşı yaptıkları tarihten itibaren Çukurova Üniversitesi’nin işçileri olduğu
13 Ocak 2010 tarihinde Çalışma Bakanlığı ve Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından
alınan kararlarla kesinleşmişti. Bu
gerçekliğe rağmen 22 Ağustos 2011 günü bir kez daha tümüyle hukuksuz olarak
yapılmaya çalışılan ihalelere karşı hakları için direnen 25 sağlık işçisi
arkadaşımız ihale salonu kapısında gözaltına alındı. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen
iddianameye göre Sendikamız Devrimci Sağlık-İş Merkez Yönetici ve üyesi 27
taşeron sağlık işçisi hakkında “ihaleye fesat karıştırmak” suçlamasıyla 27’şer
yıl hapis cezası isteniyor.
Oysa çok açıktır ki, 22 Ağustos günü yapılmaya çalışılan ihaleler hukuksuzdur,
yasadışıdır ve buna rağmen ihale yapmaya kalkışmak “fesatlık”tır. Sendikamız ve işçi arkadaşlarımız aksine
ihaleye “fesat” karıştırılmasına engel
olmuşlar ve “mücadeleyle kazandık, ihale masasında kaybetmeyeceğiz” diyerek
yapılmaya çalışılan hukuksuz ihalelere karşı haklarını savunmuşlardır.
Öncelikle ve çok net olarak
bilinmelidir ki, sendikamızın ve üyelerimizin Adana Balcalı Hastanesi’nde
tutumlarına dayanak oluşturan önceki mahkeme ve Bakanlık kararları dikkate
alındığında, ihale karşısındaki tutumları HUKUKİDİR…
Kendi çalışma koşulları, çocuklarının
geleceği ve bir bütün olarak Taşeron çalıştırma biçiminin vicdansızlığına karşı
gösterdikleri tepki MEŞRUDUR…
Tüm bu gerçeklere rağmen hukuku yok
sayan işveren-patron sıfatıyla Üniversite Rektörlüğü, bağlı olduğu YÖK –
Başbakanlık ve biber gazlı müdahale ile işçileri darp eden polislerden sorumlu
İçişleri Bakanlığının işçi düşmanı sermaye-patron yandaşı tutumuna karşı
gösterdiğimiz ve göstereceğimiz tepkilerimiz DEMOKRATİKTİR…
Kazanılmış haklarını korumak ve
çocuklarının geleceğini ihale masalarında pazarlanmasına karşı çıkmak için
yasadışı ihalelere karşı direnen sağlık emekçilerine karşı yürütülen baskıları
şiddetle kınıyoruz.
Tepeden tırnağa kadar haksız, hukuksuz
ve kirli olan taşeron sistemine karşı yıllardır verdiğimiz mücadele ile
kazandığımız haklarımızı ihale masalarında kaybetmeyeceğiz.
Her türlü baskıya, gözaltılara,
tutuklamalara karşı dimdik ayaktayız, daha fazla yan yanayız, daha güçlü, daha
örgütlüyüz!
27 arkadaşımızı 27 yılla
yargılayabilirsiniz, ama tarih de sizi yargılayacak!
Bugün
burada adalet arıyoruz. Balcalı işçileri adalet arıyor. İhaleye fesat
karıştıranlar kasalarını doldururken haklarını savunanlar adaleti savunanlar
yargılanıyor. Adalet arayan sadece Balcalı işçileri değil! Tüm işçiler adalet
arıyoruz. Bu gün burada emeğinden başka bir sermayesi olmayanlar adalet arıyor.
Bu ülkede
adaletsizlik ürkütücü boyutlara vardı. Van depreminde hayatını kaybedenler
adalet arıyor; ama ne yazık ki tek tutuklanan valilikten çadır isteyen bir
depremzede: valiye hakaretten tutuklandı. Uludere halkı adalet arıyor; ama ne
yazık ki tutuklanan beş kişi bombalarla öldürülen çoğu çocuk insanlarımızın
akrabaları: suçları kaymakamı protesto etmek. Hopa halkı, Metin Lokumcu’nun
ailesi ve arkadaşları adalet arıyor; ama ne yazık ki tutuklanan 35 kişi Metin
Lokumcu’nun arkadaşları: suçları Metin Lokumcu’nun katledilmesini protesto
etmek. Deniz Feneri tarafından dolandırılanlar adalet arıyor; ama ne yazık ki
dolandırıcılar serbest bırakılırken savcılar görevden uzaklaştırılıp
yargılanıyor. Sivas’ta yakılanların akrabaları adalet arıyor; ama ne yazık ki
yarın zaman aşımından dava düşecek ve yakarak insan öldüren caniler tek bir gün
bile hapis yatmadan affedilecek. Çünkü AKP insanlığa karşı işlenen suçlarda
zamanaşımını yasaklayan yasayı çıkartmıyor. HES şirketlerine karşı derelerini
savunanlar, altın şirketlerine karşı doğalarını, ormanlarını savunanlar,
gerçekleri yazmaktan başka suçu olmayan gazeteciler adalet istiyor, seçilmiş
milletvekilleri, belediye başkanları adalet arıyor.
Bu
örnekleri elli hatta yüz misline çıkartmak mümkün.
İnsanlar adalet arıyor. İşçiler, emekçiler adalet arıyor, demokrasi
arıyor. Halk adalet arıyor. Çünkü adalet halkın ekmeğidir. Kadınlar adalet
arıyor. İşçiler adalet arıyor. Milyonlar adalet arıyor.
Haklarını
arayanlar, adalet arayanlar yargılanıyor. Öğrenciler yargılanıyor, gazeteciler
yargılanıyor, bilim insanları yargılanıyor, haklarını arayanlar yargılanıyor,
işçiler yargılanıyor, modern kölelik olan taşerona karşı emeğini savunanlar
yargılanıyor.
TAŞERONA KARŞI MÜCADELE YARGILANAMAZ!
GÜVENCELİ İŞ MÜCADELESİ YARGILANAMAZ!
İNSANCA YAŞAM MÜCADELESİ YARGILANAMAZ!