DİSK, TTB’nin öncülüğünde bir araya gelen emek-meslek örgütleri, demokratik
kitle örgütleri ve siyasi partiler, Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele
Kanunu`nun kaldırılması için “Milyonlar
Adalet İstiyor” adlı bir inisiyatif kurdu.
İnisiyatifin
oluşumu 16 Mart Cuma günü (bugün) Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde
düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı.
“Milyonlar
Adalet İstiyor” şiarı ile bir araya gelen örgütler adına deklarasyonu Genel
Başkanımız Lami Özgen okudu.
Toplumla
Mücadele Yasası-Özel Yetkili Mahkemeler Kaldırılsın
Biz
aşağıda imzası bulunan sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler,
demokratik kitle örgütleri ve kurumlar, aydınlar, sanatçılar, kültür
merkezleri, basın örgütleri, gazeteciler AKP iktidarının demokratik hakları
ortadan kaldırmaya, muhalif olanı tasfiye etmeye, hakkını arayanı baskı
altına almaya yönelik saldırıları karşısında birleştik. Bu saldırıları
sürdürürken iktidarın etkin olarak kullandığı Toplumla (Terörle!) Mücadele
Yasası ve Özel Yetkili Mahkemelerin adaletsiz çarklarını durdurmak için
mücadele etmek üzere bir araya geldik.
Mücadele
ediyoruz;
- Çünkü basın özgürlüğü ayaklar altında. 100’ü
aşkın gazeteci parmaklıklar ardında. Gazeteler kapatılıyor. Sesini
yükselten, iktidar politikalarını eleştiren, gerçekleri yazan, söyleyen
susturulmaya çalışılıyor. Gazeteciler “terörist” ilan edilerek
hapsediliyor. Dokunan yanıyor.
- Çünkü Kürt halkının seçtiği belediye başkanları
hapiste. İki milyon yurttaşın oyunu alan Barış ve Demokrasi Partisi’nin
6400 üyesi ve yöneticisi hapsedildi. Kürt sorununa demokratik bir çözüm
isteyenler dalga dalga tutuklanıyor.
- Çünkü seçilmiş milletvekilleri hala tutuklu.
- Çünkü onlarca sendika yöneticisi ve üyesi hala
tutuklu.
- Çünkü düşüncesini açıklayan; parasız
eğitim isteyen, bilim özgürlüğünü savunan; özgür ve eşit bir toplum için
mücadele eden 600 öğrenci hapsedildi.
- Çünkü özgürlük için haykırılan her sloganda
“örgüt bağlantısı” saptayan Özel Yetkili Mahkemeler, Hrant Dink’in
katledilmesinde “örgüt” bulamadı.
- Çünkü Hopa’da Metin Lokumcu’yu katledenler
hakkında soruşturma dahi açılmazken, deresini savunan, çayına sahip çıkan
Hopalılar, Hopa’da halka yönelen saldırının karşısında sokaklara çıkanlar
en ağır cezalarla yargılanıyor.
- Çünkü kentsel dönüşüme karşı çıkarak mahallesine
ve evine sahip çıkanlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
- Çünkü siyasi davalara bakan avukatlar da
müvekkillerinin kimliğinden ötürü “terörist” ilan ediliyor, tutuklanıyor.
- Çünkü bu ülkenin İçişleri Bakanı, tuvale yapılan
resmi, dergiye çizilen karikatürü, kağıda yazılan şiiri “terör faaliyeti”
sayıyor. Müzik grubunun niteliğine göre; konser düzenleyenlere ve biletini
satanlara “örgüt üyeliği” gerekçe gösterilerek onlarca yıla varan cezalar
veriliyor.
- Çünkü Türkiye 13,000 politik tutsakla dünya
birincisi oldu. Dünya TMY tutuklularının üçte biri Türkiye’de. Tutuklu
gazeteci, avukat ve öğrenci sayılarında da dünya lideriyiz!
- Çünkü bu topraklarda yaşayan herkes tutuklama
tehdidi altında. Herkesin telefonları dinleniyor. Kentler kameralarla
elektronik kafese çevrildi.
- Çünkü tüm baskılara rağmen emek düşmanı
politikalara boyun eğmeyen sendika yöneticileri ve üyelerinden örgütlenmek
isteyen işçiye, meslek odalarında halk yararı ve meslek etiği için
mücadele edenlerden, dere başında HES’lere karşı nöbet tutanlara kadar tüm
toplumsal kesimler, haklarında açılan onlarca davayla, verilen cezalarla
karşı karşıya.
- Çünkü bu iktidar “kendinden olanı” koruyan
kendisine karşı duranı hedef alan adaletsizlik çarkını derinleştiriyor.
Sivas, Gazi gibi toplu katliamları gerçekleştirenleri, sokak ortasında
insanları katleden, işkence yapan kolluk güçlerini koruyor.
Biz, bu tabloyu değiştirmek için bir araya geldik.
Böyle gitmez. Gitmeyecek.
Biz,
ifade vermek değil ifade etmek istiyoruz.
Biz,
söz, eylem, örgütlenme ve basın özgürlüğü istiyoruz.
Biz,
AKP’nin “demokrasi” adı altında dayattığı baskı düzenini değil, demokratik hak
ve özgürlüklerimizi istiyoruz.
Biz,
demokratik hakların önünde büyük bir engel olan Toplumla (Terörle!) Mücadele
Yasası’nın kaldırılmasını istiyoruz. DGM zihniyetinin kılık değiştirmiş hali
olan Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasını istiyoruz.
2006 yılında
siyasi iktidarın yenilediği TMY ve DGM’lerin yerini alan Özel Yetkili
Mahkemeler eliyle oluşturulan ‘özel’ hukuk, bir olağanüstü hal hukuku
yaratmaktadır. Siyasi iktidara muhalif tüm kesimleri ezmenin fiili aracı haline
getirmektedir. Anayasada, yasalarda tanınan haklar derhal rafa kaldırılmakta,
hukuksuzluk ve keyfilik hukuk aline gelmektedir.
Bizler,
AKP iktidarının elinde en kapsamlı uygulamasını bulan TMY ve ÖYM’lerin
özgürlükleri ve demokratik hakları unufak eden çarklarını durdurmak isteğiyle
bir araya geliyoruz. Biliyoruz ki, bu çarklar, yarın, onlara sessiz kalan
kesimleri de yutacaktır.
Bu ülke
halklarının demokrasi mücadelesi geleneği köklüdür, yıllardır süren inatçı ve
direngen mücadelenin birikimlerini temel alan bizler, bütün bu mücadeleleri
birleştiren yeni bir zemini birlikte kurmak ve yeni bir mücadele dönemini
başlatmak için bir araya geldik.
Hak
alıcı bir mücadeleyle zorbalığa geri adım attıracağız. Toplumda biriken
adaletsizliğe isyan duygusunu sokağa, eyleme taşıyacağız. Milyonların adalet
talebini susturamayacaklar, engelleyemeyecekler.
Toplumla
Mücadele Yasası (TMY) ve Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) kaldırılsın!
Söz,
eylem, örgütlenme ve basın özgürlüğü!
İfade
vermek değil ifade etmek istiyoruz!
Sırayı
bozuyoruz, adalet istiyoruz!
Baskıcı
yasalar değil, demokratik haklar!
Politik tutsaklara özgürlük!