Dünya Bankası programı olan SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI’nı uygulamanın yasal
zeminini oluşturmaya başladı.
Aradan geçen
on yıla yakın sürede bizim yıkım dediğimiz, sağlıkta dönüşüm adına yasal
düzenlemeler hız kazandı. KHK ile hızlandırılacak olan sağlığın
özelleştirilmesiyle ilk karşılaşacak iller arasında Manisa da yer almaktadır.
Sağlık büyük ölçüde özelleştirildi, Sosyal Hizmeti
tasfiye çalışmaları başlatıldı, Sosyal Güvenlik; hak olması bir yana,
emekliliğe ulaşma hayal haline getirildi, başta Sağlık ve Sosyal Hizmet alanı
olmak üzere, kamu alanında güvencesiz-taşeron çalıştırma temel çalışma modeli
haline getirildi. Hükümet şimdi de Mayısta aldığı Kanun Hükmünde Kararname
yetkisini kullanarak Sağlık alanındaki bütün yapıları değiştirmeye
başladı.
KHK ile SHÇEK kapatıldı, taşra teşkilatı tasfiye
edildi,
Bir taraftan GSS ile halkın Sağlık Hizmetine ulaşım
hakkı giderek zorlaştırılmıştır. Genel Sağlık Sigortası kapsamı içine girmek ve
ceza işlemine maruz kalmamak için “Gelir Tespiti” yaptırmak üzere kuyruklar
uzarken; Hükümet yaptığı yasal düzenlemeler, çıkardığı yönerge ve tebliğlerle,
bir yandan Genel Sağlık Sigortası kapsamı içinde verilecek hizmetleri azaltırken,
bir yandan da katkı ve katılım paylarını arttırmakta, alınacak bazı sağlık
hizmetleri için ücret farkları getirmektedir:
Diğer taraftan 2 Şubat 2012 tarihinde yayınlanan
Sağlık Bakanlığı Taşra teşkilat yönetmeliği
ile yeniden sağlık emekçilerinin geleceğine, onlara sorulmadan karar
verilmiştir. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmeti üretme ve hak sahiplerine sunma
görevinden çıkarılarak, düzenleyici, denetleyici, koordinatör bakanlık haline
getirilmek isteniyor. Özellikle Aile Hekimliği çalışanları, TSM merkezi
çalışanları ve ebelerin çalışma koşullarının ne olacağına dair netlik olmayışı
sağlık emekçileri arasında huzursuzluk yaratmıştır.
Kamu-Özel Ortaklığı ve Kamu Hastane Birlikleri
yasasıyla birlikte Kamu hastanelerindeki sağlık emekçileri de iş güvencesi ve
gelecek kaygısı yaşamaktadır. Sağlıkta özelleştirmenin tamamlanması, mülkiyet
devri ve tüm çalışanları güvencesizleştirilmesi anlamına gelen bu düzenleme
kabul edilemez. Sağlık çalışanlarının güvencesini ortadan kaldıracak bu
yasalara karşı ne yazık ki, sendikamız
SES dışında hiçbir sendikanın yürüttüğü bir mücadele de yoktur.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak
başından beri; Halkın sağlık hakkını ortadan kaldıran, sağlığı özelleştirerek
“Paran Kadar Sağlık” dönemini başlatan, çalışanların iş güvencesini
yok eden, taşeron çalıştırmayı kural haline getiren bu programa karşı
mücadelemiz devam etmektedir, Sendikamız
bu mücadeleyi yürütürken, yapılan saldırılardan etkilenen halkın tüm kesimleriyle
buluşmayı da önüne hedef olarak koymaktadır.
İlimizde kurulan Manisa Sağlık
Hakkı Meclisiyle de birlikte Sağlık da
yaşanan yıkıma dur demek ve emek
alanının demokratikleştirilmesi için gerekli her tür eylem ve etkinliği yapmaya devam edecektir.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerini yıldırmaya,
mücadelelerinden alıkoymaya yönelik tüm baskı, sürgün, soruşturma, ceza ve
tutuklamalar bizi yıldırmadı, bundan sonra da yıldıramayacak.. Hükümetin bu
politikaları sürdükçe, kadrolaşmasını yaygınlaştırdıkça mücadelemiz daha da
büyük bir ivme ile sürecektir. Bilinmelidir ki, mücadelemiz her şeye rağmen
devam edecek, baskılar bizi yıldırmayacaktır.
Figen
PEHLİVAN
SES
Şube Sekreteri