Değerli Basın Emekçileri,
Son yıllarda emek ve demokrasi güçleri olarak hiçbir
dönemle kıyaslanmayacak düzeyde bir kuşatma altına alınıyoruz. Hemen her gün
yapılan operasyon ve baskınlarla demokrasinin olmazsa olmazı kurumlarından
sendikalarımızın, konfederasyonumuzun mücadelesi engellenmek isteniyor.
Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın yönetici ve
üyelerinin sendikal faaliyetlerinden dolayı, istifaya zorlama, sürgün,
görevden çıkarma gibi engellemelerle karşılaşması sıradan olaylar haline
gelmişken çalışanlarımıza kadar uzanan gözaltı ve tutuklama operasyonlarında
son dönemde ciddi artışlar yaşanmaktadır. Toplumun tüm muhalif kesimlerini
hedefine alan bu politikaların arkasında AKP’nin, emekçilerin giderek
genişleyen fiili meşru mücadelesinden duyduğu korku bulunmaktadır.
13 Şubat Günü sabahın erken saatlerinde bir kez daha,
son dönemlerde adeta rutin hale gelen baskın ve gözaltı haberleri ile uyandık.
Evlerine gerçekleştirilen baskınlarda Ankara’da KESK Kadın Sekreterimiz Canan
ÇALAĞAN, KESK eski Kadın Sekreterimiz Songül MORSÜMBÜL, SES Kadın Sekreterimiz
Bedriye YORGUN, TÜM BEL-Sen Kadın Sekreterimiz Güler ELVEREN’in de aralarında
bulunduğu toplam 15 kadın yönetici ve üyemiz gözaltına alınmıştır.
Konfederasyon çalışanımız Semahi AYDIN’ın, polis olduğunu söyleyen kişiler tarafından
telefonla aranarak taciz edilmesi baskıların çalışanlarımıza kadar uzandığını
göstermektedir. Diğer
taraftan konfederasyonumuz üzerinde son yıllarda yoğunlaşan baskılar, temel hak
ve özgürlüklerin genişletileceği bir anayasa hazırlığı içinde olduğunu öne
sürenlerin, “yargı paketleri” hazırlayanların samimiyetini de göstermektedir.
Değerli Basın Emekçileri,
Bir taraftan hazırladığı yasa tasarılarıyla emek
düşmanı politikalarına hız veren AKP iktidarının, diğer taraftan bu
politikalarına boyun eğmeyerek mücadelesini sürdüren emek ve demokrasi
güçlerine yönelik baskılarını arttırmaktadır. “8 Mart’ın resmi tatil olması”
temel talebi ile mücadele programının ilan edildiği bir dönemde, 2009 yılından
beri süren bir soruşturma gerekçe gösterilerek Kadın yönetici ve üyelerimize
yönelik yapılan bu operasyon manidardır. Yine Kadına yönelik şiddet, taciz ve
cinayetlerin arttığı bir dönemde, kadın mücadelesinin öncülüğünü yapan KESK’in
mücadelesini engellemeye yönelik bu operasyonu kınıyoruz.
Son olarak MİT olayında yaşandığı gibi ucu kendisine
dokunduğunda yasaları eğip bükerek yargıyı, adaleti işlevsiz hale getirmek
isteyenler her zaman olduğu gibi yine gündem saptırmanın peşindedir. Bilindiği
gibi 4688 Sayılı Yasada değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı, uzun bir
süredir toplumun gündemindedir. Ancak bu konuda henüz hiçbir gelişme
olmamıştır. KESK olarak kamu emekçilerini sefalet koşullarına mahkûm etmeyi
amaçlayan bu yasa tasarısına karşı mücadeleyi ülke genelinde sürdürüyoruz. 21
Aralık’ta yüz binlerce kamu emekçisi, sefaleti kabul etmeyeceğini KESK’in
çağrısıyla greve çıkarak göstermiştir.
Değerli Basın Emekçileri,
Tamamıyla keyfi olarak yürütülen bu gözaltılarla onurlu
mücadelemizi sindirebileceğini sananlar büyük bir yanılgı içerisindedirler. Sendikal mücadelemiz üzerinde
şaibe yaratarak, KESK ve bağlı sendikalarını kamuoyu nezdinde yıpratma
amacı taşıyan baskıların bir parçası olan bu operasyonlar, amacına
ulaşamayacaktır.
Bilinmelidir
ki hakikati dile getirmekten bir an olsun vazgeçmeden yürüttüğümüz
mücadelemizde; şiddete karşı barışın sesini yükseltmekten, emekçilerin
haklarına sahip çıkmaktan ve eşit, özgür, demokratik bir Türkiye talebini ifade
etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. AKP’nin
büyük baskı ve gözaltı düzenine karşı onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an
olsun vazgeçmeyeceğiz.
Bilinmelidir ki üyelerimizin yarattığı ortak
değerlerimiz ve mücadelemiz; tüm yöneticilerimiz gözaltına alınsa dahi
sürecektir. Emek ve
demokrasi mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı uygulamanın karşısında
olmaya, gözaltına alınan, tutuklanan üyelerimizin haklarını her zeminde koruyup
savunmaya devam edeceğiz.
Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı Konfederasyonumuz ve bağlı
sendikalarımız üzerindeki baskılara,
yıldırma ve sindirme uygulamalarına derhal son verilmelidir.16.02.2012
Yaşasın KESK!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
KESK DİYARBAKIR ŞUBELER PLATFORMU