AKP, o zaman başladığı saldırılara, 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu ve %50’ye
yakın oy aldığı 12 Haziran 2011 seçimleri sonrasında daha fazla baskı, daha
fazla saldırı, sürgün, ceza, gözaltı ve tutuklamalarla kendisine muhalefet eden
herkesi susturarak devam etmekte, mücadeleden yıldırmaya çalışmaktadır. Bu
bağlamda, gazetecilerden, suyu ve çayına sahip çıkanlara, yazarlara, öğretim
üyelerine, avukatlara, siyasilerden seçilmiş ve seçilmemiş olanlara kadar
herkese saldırmaktadır. Tarihin hiçbir döneminde cezaevleri bu kadar dolu
olmamışken, Türkiye OECD ülkeleri içinde cezaevi doluluğu açısından ilk
sıralara yükselmiştir. Halen cezaevlerindeki tutuklu sayısı, hükümlü sayısını
geçmiştir. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, cezaevlerinde İşkence, kötü muamele,
sağlık hakkına ulaşmada engeller, hasta tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerindeki
ölümlerinde artışlar, tecrit ve insan onuruna yakışmayan tavır ve davranışlar
alabildiğine artmıştır.
Başta sendikamız SES olmak üzere KESK ve KESK’e bağlı
sendikaların mücadelesini, emek ve demokrasi mücadelesini kırmak amacıyla
baskı, ceza, gözaltı ve tutuklamalara maruz kalmaktadır.
Bu bağlamda Ocak 2011 de tutuklanan sendikamız Bitlis Eski Şube
Başkanı Sedat Güler Van F tipi cezaevinde tutuklu iken, 23 Ekim ve 9 Kasım
günleri meydana gelen deprem nedeniyle, tutuklu ve hükümlülerin çevre illerdeki
cezaevlerine nakli kapsamında Rize Kalkandere L tipi cezaevine nakledilmiştir.
Çevre illere nakil açıklaması yapılırken 750 km. mesafede bir cezaevine nakil bir yana,
nakil sırasında ve Rize-Kalkandere cezaevine kabulde yoğun işkence, kötü
muamele, baskı ve tehditle karşı karşıya kalmıştır.
· Depremzede
tutuklu ve hükümlülere gerekli sağlık ve sosyal hizmet verilmesi gerekirken ve
deprem nedeniyle güvende olunması için çevre illere nakil söz konusuyken 750 km uzaklıkta bir cezaevine
nakledilmesi amacın korumaya ilişkin olmadığını düşündürmektedir.
·
Bu
nakil kabul edilse bile, nakil ve yeni cezaevine kabul sırasında insan onuruna
yakışmayacak çıplak arama, baskı, tehdit, işkence gibi davranışlara maruz kalma
kabul edilemez.
Uluslararası sözleşmeler bir yana, TBMM İnsan Hakları Alt
Komisyonu’nun 2008 yılında hazırlamış olduğu raporda sözünü ettiğimiz
muamelenin insanlık onurunu kırdığı ifade edilmiş, İnsan Hakları Derneği’nce
2-4 Kasım 2011 tarihinde yapılan inceleme sonunda yayımlanan raporunda
Rize-Kalkandere cezaevinde, başka cezaevlerinden nakilde de üst soyma biçiminde
ve tacize varacak biçimde arama yapıldığı ifade edilmektedir.
Tutuklu ya da hükümlü de olsa insan onuruyla bağdaşmayacak
bu muamelenin yapılması, buna karşı çıkanların tehdit edilerek baskı altında
tutulması kabul edilemez. Bu nedenle bu işlemi yapan görevliler hakkında işlem
yapmak üzere Adalet Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz. Suçlular hakkında derhal
işlem yapılmalıdır.
Sendikamız, baskı ve yıldırma amacıyla tutuklu bulunan
Bitlis Eski Şube Başkanımız başta olmak üzere tüm tutuklu ve hükümlülere karşı
yürütülen bu insanlık dışı muameleye karşı hukuksal ve demokratik mücadele
vermeye devam edecek ve mücadelesini sürdürecektir. Bu nedenle de bugün suç
duyurusunda bulunuyoruz. 02.12.2011
MERKEZ YÖNETİM KURULU