Engellilere yönelik politikalarda da sosyal
devlet ilkesinden uzaklaşılması çözüm yollarını kapatmıştır. Engellilerin
eğitim, istihdam, bakım ve sosyal yaşamdaki sorunları her geçen gün artmakta
yaşam kaliteleri düşmektedir.

BASINA VE KAMUOYUNA

Bugün 3 Aralık Engelliler Günü…

Ne yazık ki senede bir gün 8,5 milyon
vatandaşımızın hatırlandığı bir gün!

3 Haziran 2011’de çıkarılan 633 sayılı KHK ile yalnızca bazı
kurumlar kapatılmamış (SHÇEK, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Kadının Statüsü Başkanlığı)
aynı zamanda nüfusumuzun %12,29’unu oluşturan engelli vatandaşlarımızda bir kez
daha mağdur edilmiştir. Özürlüler İdaresi Başkanlığı kapatılarak Özürlü ve Yaşlı
Hizmetleri Genel Müdürlüğü oluşturulmuştur. Engelli bireylerin sorunları yaşlılığın
içine gizlenmeye çalışılmıştır.

2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Özürlüler
Kanunu ile bazı değişiklikler yapılmış olsa da, bu değişiklikler uygulamada
kendini göstermemiş, hayata geçmemiş, engelli bireyler yaşamın her alanında
kaderlerine terkedilmiştir.

Engellilere yönelik politikalarda da sosyal
devlet ilkesinden uzaklaşılması çözüm yollarını kapatmıştır. Engellilerin
eğitim, istihdam, bakım ve sosyal yaşamdaki sorunları her geçen gün artmakta
yaşam kaliteleri düşmektedir. Engelli vatandaşlarımızın sosyalleşmeleri ve
farkındalıklarının artması için somut çalışmalar yapılmamaktadır. Davutpaşa’da
yaşanan patlama, trafik kazaları, iş kazaları ve Van depremi gibi doğal
afetlerin sosyal afete dönüştüğü olayların ardından engelli sayısı artmakta, bu
nedenle de devletin daha somut politikalarla alana yönelmesi gerekmektedir. Engelli
bireylerin sorunlarının çözümünün yanı sıra koruyucu -önleyici çalışmalarda bir
o kadar önemlidir.

Özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerini
yürütmek sosyal devletin yükümlülüğü olduğu halde bu alan özel sektöre
devredilmiş, rekabet ve rant kapısı haline dönüştürülmüştür. Özel eğitim yaşam
boyu devam eden, kesintisiz bir süreçtir. Özel eğitime ve rehabilitasyona
ihtiyacı olan bireylerin bu alanda yeterli ve gerekli eğitimi görmüş, alana
hakim kişiler tarafından tam zamanlı bir eğitime tabii olmaları gerekmektedir. Oysa
ülkemizde bu tablo incelendiğinde karşımıza çıkan sonuçların hiçte iç açıcı
olmadığı çok açıktır. Bugün kayıtlara bakıldığında 8,5 milyon engellinin
yalnızca 200 bini özel eğitimden yararlanmaktadır. Ancak özel eğitim veren
okullar tam günken bu bireyler, devletin ödediği paranın yetersiz olmasından
dolayı bu okullardan kesintili olarak yararlanmaktadırlar ve bunun yükü yine
ailelerin sırtına yüklenmektedir. Yani özel eğitim hizmetlerinden aileler maddi
gelirleri oranında yararlanmaktadırlar.

Çalışmak bir insan hakkıdır. Toplumun tüm
bireyleri için ulaşılmak istenen bir hedeftir. Toplumun tüm bireyleri için
önemli olan çalışma hakkı engelliler için toplumsal yaşama katılım açısından
kilit rol oynamaktadır. Engelli bireylerin istihdam edilmeleri bedensel ve
zihinsel çaba harcayarak başkalarına yük olmadan kendilerine toplumda yer
edinebilmelerinin en önemli aracıdır. Ancak toplumun tamamının yaşadığı
işsizlik sorunu gibi engellilerinde istihdamında yoğun sorunlar yaşanmaktadır.
Nüfusun %12,29’unu oluşturan engelli nüfusunun %22,19’u işgücüne dahildir. Bugünkü
politikalar ve yasalardaki hakların uygulanmaması engellilerin istihdam
sorunlarını artırmaktadır.

Ülkemiz koşularını göz önüne alırsak herhangi
bir engeli olmayan insanların bile yaşamın her alanında yaşamlarını devam
ettirmeleri bu kadar güçken engelli ve özel eğitime gereksinim duyan bireyler
için ise bu tablo çok daha acımasız ve karanlıktır. Bizler bu karanlık tablonun
biran önce değiştirilmesini istiyoruz. Engelli ve özel eğitime ihtiyaç duyan
bireylerin yaşam koşullarının düzeltilmesini, hali hazırda var olan yasaların
iyileştirilmesini ve biran önce hayata geçirilmesini, gerek devletin gerek
yerel yönetimlerin üzerine düşen görevleri ve yükümlülükleri yerine
getirmelerini istiyoruz.

Bizler Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası olarak aşağıda sıralayacağımız taleplerimiz doğrultusunda devletin
hiç zaman kaybetmeden biran önce görmeyen gözlerini, işitmeyen kulaklarını
açmasını ve bu alandaki taleplerimizi yerine getirmelerini istiyoruz.

·       Özürlüler İdaresi Başkanlığı tekrar açılmalıdır,

·         
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi İhtiyari Protokolü
imzalanmalıdır,

·  Anayasa da yasalarda ve uluslar arası sözleşmelerde yer alan
engelli haklarının hayata geçirilmesi ve uygulanması için denetimler yapılmalıdır,

·       Engellilere yönelik sosyal hizmet ve sosyal yardımlar için eylem
planları oluşturulmalıdır, 

·      1998
tarihli Kadın Konukevleri Yönetmeliğine göre kendi işini göremeyecek bir engele
sahip, ruh sağlığı bozuk, bulaşıcı ya da sürekli tedaviyi gerektiren ağır
hastalığı olan, engeli yüzünden sürekli bakıma ihtiyaç duyan kadınlar, şiddete
maruz bile kalsalar kadın sığınma evlerine kabul edilmemektedir. Bir an önce bu
uygulamaya son verilerek,  bu engelli gruba
yönelik kadın konukevleri açılmalıdır,

·      Engelli
istihdamında kota-ceza destekli istihdam ve korumalı istihdam yöntemleri
uygulanmalıdır,

·     Özürlü
kotasını doldurmadığı için işverenden kesilen para cezalarının toplandığı Fon
engellilerin istihdamı, eğitimi ve sosyal refahları için kullanılmalıdır,

·      Kamu
ve özel kuruluşların fiziki koşulları engelli çalışanlarda gözetilerek yeniden düzenlenmelidir,

·      
Kamu
ve özel kuruluşlarda hizmet veren personele engelleler ile iletişimlerini
kolaylaştırıcı eğitim programları uygulanmalıdır,

·     
Yerel
yönetimler engellilere uygun çevre düzenlemeleri yapmalıdır,  

·     Engellinin
istihdamına yönelik %3 ve %4 kotaların uygulanması gerekmektedir.

 MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]