olaylarda yıldırma ve, bastırma amaçlı gazların aşırı kullanımına devam
ediliyor. Bütün bir yıl içinde kullanılmak üzere alınan gazlar,
kaybolmadığına göre, aşırı kullanım sonucu beş ayda tüketilmiş, Başbakanlık
örtülü ödeneğinden yeniden alım yapılmıştır.
Emekçilere, öğrencilere, Kürtlere, toplumsal muhalefetin
nerdeyse tüm örgütlü taleplerine karşı aşırı şekilde kullanılan ve sn son Hopa
olaylarında yeniden gündeme oturan gazların aşırı kullanımı ve ölümlerin,
hastalanmaların meydana gelmesi dışında geçmişte buna bağlı olmuş
sakatlanmalara dair örnekler de vardır.
Ancak;
· 31
Mayıs 2011 günü Başbakan’ın Hopa’yı ziyaretinde, suyuna, çayına ve geleceğine
sahip çıkmak için eylem yapanlara polis saldırmış, aşırı gaz kullanımı sonucu
emekli öğretmen Metin LOKUMCU kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiştir.
· İzleyen
günlerde Hopa olaylarını protesto etmek amacıyla Türkiye’nin çeşitli illerinde
yapılan eylemlerde de benzer bir olay yaşanmış, İzmir’de 49 yaşındaki işçi,
aşırı gaz kullanımı sonucu kalp krizi geçirmiştir.
· Olaylar
bununla da bitmemiş, 12 Haziran seçimlerinin sonuçlarının açıklanmasını izleyen
saatlerde seçimi kutlamak isteyen Şırnak’lılara saldırılmış, aşırı gaz
kullanımı burada da kendini göstermiş, gazdan yaralanan 54 yaşındaki Hatice
İDİN yaralanmış, şimdi de beyin ölümü gerçekleşmiştir.
Eylem bastırmak ve
yıldırmak amacıyla kullanılan gazların aşırı kullanımı sonucu ölümcül
olabilecek etkilerinin olabileceği bilimsel araştırmalardan da anlaşılmaktadır.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD öğretim üyesi
Prof.Dr.Fatma EVYAPAN’ın bununla ilgili yayımlanmış araştırmalardan derlediği
rapor ekte verilmiştir. Rapordan da anlaşılacağı gibi, dış ortamda ve kontrollü kullanılmaları koşuluyla bu gazların nispeten
güvenilir olabileceği, ama özellikle duyarlı kişilerde ve uygun olmayan
biçimlerde kullanıldığında önemli hasarlara ve ölümlere yol açabilecekleri
görülmektedir.
“İLERİ DEMOKRASİ”
söylemini her defasında tekrar eden AKP Hükümetinin, kendi için demokrasiden
vazgeçmesi, kendisine muhalif sesleri kesmeye yönelik uygulamalara ve
demokratik mücadeleleri engellemeye son vermesi için çağrıda bulunuyoruz.
Hükümetin buna son vermemesi halinde de Emek, Demokrasi, Özgürlük ve Barış
mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz. 05.07.2011
MERKEZ YÖNETİM KURULU