İMZA
KAMPANYASINA KATILARAK, DESTEK OLUNUZ.
Arkadaşlarımız Osman Küçükosmanoğlu ve Ömer Eşki, “19-20 Nisan GöREV eylemimiz için bilgilendirmeyapmak, halkın sağlık hakkını savunmak, sağlık konusunda bilgilendirmelerde
bulunmak, AKP’nin sağlıkta yaptığı dönüşümün halka zarar verdiğini ve bu
dönüşüm ile AKP’nin halkı kandırdığı” şeklinde yaptıkları
konuşmalar bahane edilerek 29 Nisan 2011’de çalıştıkları kurumlarda sağlık
hizmeti sunmakta iken Özel Yetkili Savcı’nın emriyle terörle mücadele
ekiplerince gözaltına alınmışlar ellerine plastik kelepçe vurularak adliyeye
sevk edilmişler ve aynı gün savcılıkta alınan ifadeleri sonrasında tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardı. Bu gelişmelerin ardından
Prof.Dr.Osman Küçükosmanoğlu hakkında Üniversite yönetimi Valiliğin
bilgilendirme yazısına istinaden hakkında SORUŞTURMA başlatmıştır.
Sağlık Müdürlüğü’de Dr.Ömer Eşki hakkında DİSİPLİN SORUŞTURMASI başlatmıştır.
Ayrıca Adana Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi “TERÖR ÖRGÜTÜ
PROPAGANDASI YAPMAK” suçlamasıyla terörle mücadele kanununun 7/2 Maddesi
uyarınca dava açmıştır.
Arkadaşlarımız Prof.Dr.Osman Küçükosmanoğlu ve Dr. Ömer
Eşki’nin duruşmaları 27 Haziran 2011 Pazartesi günü saat 10.20’de Adana
adliyesi 7.Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacaktır.
Demokrasi mücadelesinde emeği ve katkısı herkes tarafından
çok iyi bilinen arkadaşlarımızın sağlık hakkını savunmak, örgütümüzün 19-20
Nisan’daki grev etkinliği kararını halka duyurmak ve destek istemek, hükümetin
sağlıkta dönüşüm projesinin aslında IMF-Dünya Bankası kaynaklı olup halka zarar
verdiğini ve AKP’nin sağlık konusunda halkı aldattığını söylemek yoluyla
Anayasada yer alan düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kullandıkları
açıktır. Arkadaşlarımız benzer açıklamaları daha önce kamuoyu önünde panel,
konferans, basın açıklamaları, televizyon programları, gösteri yürüyüşü, siyasi
parti ve kurum ziyaretleri v.b yoluyla defalarca yapmışlardır.
Osman Küçükosmanoğlu ve Ömer Eşki’nin maruz kaldıkları bu
gözaltı ve yargılanma süreci toplumda önder olan kişileri itibarsızlaştırmaya
yönelik kişisel gözdağı verme amacı yanında mesleki onurumuza ve mesleki
bağımsızlığımıza saldırı niteliği taşımaktadır. Arkadaşlarımızın açıklama
yaptıkları “Demokratik Çözüm Çadırı” yasal bir siyasi partinin kurduğu,
defalarca başka kurum ve kişiler tarafından ziyaret edildiği bilinen bir
yerdir.
Arkadaşlarımızın ziyaretinden 2 hafta sonra söz konusu
çadıra yapılan müdahale sırasında ele geçirildiği ve suç unsuru taşıdığı iddia
edilen fotoğraf ve propaganda malzemesinin delil olarak dava dosyasına
eklenmesi en temel hukuk kurallarını ihlal etmektedir.
“Bu ülkenin aydın ve onurlu insanları
olarak; en temel insan hakları arasında yer alan ve Anayasal güvence altında
bulunan düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünü savunmak
bizim görevimizidir, sağlık hakkı yargılanamaz.”
diyorsanız, aşağıdaki linkleri tıklayarak,
İMZA KAMPANYASINA KATILMAK İÇİN >>>