Bildiğiniz gibi 13 Mart’ta bir başlangıç olarak Ankara da miting
yaptık. Bu, bir arada yaptığımız bir çığlık/uyarı, moral günü, bir buluşma
oldu. Çok Ses Tek Yürek olduk.

Biliyorduk; sesimizi duyurmaya yetmezdi, yetmedi de.

9 Eylül Üniversitesi hastanesi çalışanlarının 5 günlük grev zaferi
bizlere bir kez daha göstermiştir ki; sağlıkçılar ve sosyal hizmet çalışanları,
hekimiyle, hemşiresiyle, ebesiyle, eczacısı, teknisyeni, Memuru, hizmetlisi,
laborantı, taşeronu yani tüm sağlık çalışanlarının bir arada kararlı duruşu,
mutlak zaferi getiriyor.

Sağlık hizmetini üreten biz sağlık çalışanları “Sağlıkta
Dönüşüm Programı”nın halk sağlığına bir katkısının olmadığını yıllardır anlatıyoruz.
Açık söylemek gerekirse uzun bir süredir giderek artan oranda, gerçek anlamda nitelikli
sağlık hizmeti sunmak yerine sadece ve sadece hastalarımıza “bakmaya” zorlanan
koşullardayız.

Giderek kötüleşen
çalışma koşulları, güvencesiz çalışma biçiminin 4/b, 4/c, 4924, sözleşmeli
statülerde yaygılaştırılması, yapılan yasa, düzenlemelerle yaratılan
belirsizlik ortamı, yöneticilerin çalışanlara yönelik rencide edici ve halka
hedef gösteren söylemi, sağlık ortamının ticarileştirilmesi ve performans
sistemi ile birlikte hastalarımız müşteri, çalışanlar ise sözleşmeli köle
yapılmak isteniyor.

 

Peki Biz sağlık
Emekçileri olarak ne istiyoruz;

·        
Sağlık çalışanları olarak bizler,
adaletsiz ve güvencesiz çalışmak istemiyoruz.

·        
Bizler tüm sağlık emekçilerinin görev,
yetki ve sorumluluklarının tanınmasını her meslek grubuna öz denetimini sağlama
imkanının verilmesini istiyoruz.

·        
Emeğimizin karşılığı olan kalıcı
güvenceli, yaşamımızı insanca sürdürebileceğimiz ücret ve özlük hakları
istiyoruz.

·        
Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları
istiyoruz.

·        
Halkımıza eşit, ücretsiz, nitelikli
sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.

·        
Sağlığın bir hak olduğu kabulüyle
herkese sağlık, güvenli gelecek istiyoruz.

·        
Öncelik sırası olmaksızın; iş
güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık, her türlü
katkı-katılım payının kaldırılmasını istiyoruz.

·        
Asistan hekimlerimizin çalışma
koşullarının ve özlük haklarının düzeltilmesini istiyoruz.

İşte bu nedenle
sağlık çalışanlarına çağrımızdır, halkımıza duyurumuzdur: 19–20 Nisan’da üretimden gelen gücümüzü
kullanacağız.

Hastalarımıza üzülerek söylüyoruz ki bakamayacağız/sağlık
hizmeti sun(a)mayacağız. Kuşkusuz acil hizmetler için gerekli tedbirleri alarak
hastalarımızı mağdur etmeyeceğiz.

Sağlık hizmetini üretenler başta olmak üzere, çalışan,
emekli olan, eğitim alanlar, çocuklarını bin bir emekle, fedakarlıkla nasıl
yetiştirdiklerini bilen anne-babalar, 
hastalarımız,  halkımız hepinizin
katılımını ve desteğini bekliyoruz.

19–20 Nisan tarihlerinde işyerlerimizi grevdeyiz, kitlesel
olarak bu sorunların yaratıcısı olan ve sağlık politikalarını halkın ihtiyacına
göre değil, sermayenin çıkarlarına göre hazırlayan IMF direktifiyle çalışan
sağlık bakanlığını uyaracağız.

Bu eylem gerçek anlamda sorunları
görmeyen, duymayan, algılamayanlara etkili bir uyarı olsun istiyoruz.
15.04.2011           

Çok Ses Tek Yürek                                                                     SES
İZMİR ŞUBESİ

Bu bilek bükülmeyecek!                                                                 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]