BASINA VE KAMUOYUNA
Bizler Güvencesiz-Esnek Çalıştırmaya, Taşeronlaştırmaya,
Sendikasızlaştırmaya Karşı Direnenler, Mücadele Edenler Olarak yaşanan bu yıkım
Sürecini Bilinç ve Dayanışmayla Donatmak Amacıyla, Ortak Taleplerimizi duyurmak
İçin burada bulunuyoruz. Yine Bir Adım Daha Atıyoruz
20 emek örgütü güvencesizleştirmeye ve taşeron sistemine karşı 3 Nisan’da Ankara’da olacaklarını açıkladılar.
13 Martta ‘çok ses tek yürek’ olmayı başaran biz Emek örgütleri,
güvencesizleştirmeye ve taşeron sistemine
karşı birleşik bir emek hareketi yaratmanın haklı gururuyla bir kez daha bizi
yok saymaya çalışanlara sesleniyoruz.
ALANA, EYLEME
ÖZGÜRLEŞMEYE!
Sermaye sınıfı krizden çıkarken krizin faturası adeta biz
çıkarmışçasına davranıp biz emekçilerin sırtına yüklemeye çalışıyor. Yangın
yeri giderek büyüyor. Ve biz emekçilerin yüz yılı aşkın süredir elde ettiği
mevzilerimiz ve kazanımlarımız yok edilip, sermayedarlara yağmalatılıyor.
Kamusal bir hizmet olması gereken başta eğitim, sağlık gibi tüm hizmetler
piyasalaştırılırken, bizlerde, farklı istihdam biçimleri yaratılarak
parçalanıyor, güçsüzleştirilmeye çalışıp, güvencesizleştiriliyoruz.
Birçok işkolunda, başta taşeronlaştırma olmak üzere
güvencesizleştirmenin değişik biçimlerde çalıştırılıp, korkutularak,
köleleştirilmeye çalışılan insanlar, bunun bir kader olmadığını bilmelidirler.
Buna karşı yaptığımız haklı eylemler ve elde ettiğimiz kazanımlarımız toplumda
geniş yankı uyandırmaktadır. Yaşamları parçalanan ama kaderleri birleşen bizler
bir kez daha buradan ‘Güvenli İş,
İnsanca Yasam için mücadele çağrısı yapıyoruz.
SÖZLEŞMELİ KÖLE
OLMAYACAĞIZ!!
NE İSTİYORUZ?
4B, 4C,
50D, 4924, Vekiller ve buna benzer statüsünde çalışan tüm sözleşmeliler kadroya
geçirilmelidir.
4C li çalışanların diğer
çalışanlar gibi aile yardımı alması sağlanmalı, fazla mesai ücretleri ödenmeli,
izin hakları kullandırılmalıdır.
Üniversiteler piyasa endeksli sistemde bilim üretemezle. 50D li
araştırma görevlileri, akademik yaşamlarının devamlılığı ve verimliliği için iş
güvencesine kavuşturulmalıdır.
Taşeron çalışanlar kurum personeli kadrosuna alınmalıdır.
Aynı işi yapan
emekçilerin eşit mali ve sosyal haklarından yararlanması sağlanmalıdır.
Şimdi; İşten atılmalara, sendikasızlaştırmaya, ücretlerin
ödenmemesine, keyfi muamelelere, angaryayla, ayrımcılığa karşı verdiğimiz
mücadelelerimizi, yoksul halkın temel hizmetleri olan en başta sağlık ve eğitim
olmak üzere tüm kamu hizmetlerini almak için giriştiği mücadelelerle
bütünleştirmemiz ve yeni mücadele ve örgütlenme biçimleriyle tarih sahnesine
çıkmamız gerekmektedir. .
YAŞASIN SINIF
DAYANIŞMASI!
“Bizler tüm bir hayatın
güvencesizleştirilmesine, esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, sendikasızlaştırmaya
karşı direnenler, mücadele edenler olarak, omuzlarımızın ve yüreklerimizin
üzerinde yükselen bu süreci bilinçle ve dayanışmayla donatarak, ortak
taleplerimizi ortaya koymak için yeni bir adım daha atıyoruz. Farklı
istihdamların ortadan kaldırılıp ‘İhaleyle insan çalıştırılamaz’ diyerek ‘İş
güvenceli bir gelecek’ kurmak amaçlı Taşeronların ve tüm sözleşmeli personelin
kadroya alınması için bugünden başlamak üzere 10 Mayıs’a kadar Başbakanlığa
iletmek üzere Hastanelerde, İşyerlerimizde, SGK önlerinde imza kampanyası
açacağız. Daha sonra topladığımız bu imzaları basının önünde Başbakanlığa
postalayacağız.
İMF ve Dünya bankasının taşeronluğunu yapan AKP’nin, uyguladığı neoliberal programın
mağdurları olan biz Emekçilerin siyasete aktif olarak müdahale etmesi acil bir
demokrasi sorunu olarak durmaktadır. Bu sesin gücü ise hepimizin ortak çabasına bağlı olacaktır
KAHROLSUN IMF
İŞBİRLİKÇİ AKP
Emeğimize, geleceğimize,
iş güvencemize yönelik saldırılar sürerken bu saldırılara karşı emek cephesi
olarak bizlerin birleşik bir şekilde mücadele etmesi gerekmektedir. Bu ruhu
Nisan ayında 13 Mart ‘çok Ses, Tek Yürek’ mitinginde Ankara’da verdiğimiz
‘Grev’ Sözün de de, 1 Mayıs’ta canlı tutacağız
Bizlerin sorunları
karşısında kapı duvar olan AKP iktidarı Söz konusu Arap ülkelerindeki liderlere
olunca onlara ‘halkın sesini dinleyin’
nasihatini veriyor. Kendi ülkesindeki emekçilerin sesini duymak istemeyerek
‘İleri Demokrasi’ de sınır tanımıyor. Torba yasalarla örgütlenmemizin önüne
engeller koyan hükümete buradan bir kez daha sesleniyoruz.’Emeğimiz
Onurumuzdur’.Ona sahip çıkıp geleceğimizi karartmayacağız.
“Burada bir ezberi
bozuyoruz” . Onlar parçalayarak kolay yönetip köleleştirmek istiyor, bizlerde
ısrarla birleşerek dayanışmayı örüyoruz. Saldırıları geri püskürtmek için
örgütlü mücadeleyi yükseltiyoruz.
Yaşasın Örgütlü
Mücadelemiz. Yaşasın Sınıf Dayanışması
KURTULUŞ YOK TEK
BAŞINA
YA HEP BERABER YA HİÇ
BİRİMİZ
KESK
Şubeler Platformu adına
SES
Şube Başkanı Serpil DENİZ