SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM VE KADIN SAĞLIK EMEKÇİLERİ >>>

AKP
Hükümeti tarafından 2003 yılından bu yana uygulanan “Sağlıkta dönüşüm”ün kamu
sağlık çalışanları üzerine etkilerini değerlendirme amacı ile sendikamız 2010
yılında “sağlık çalışanı anketi” çalışması yapmıştı.

Yapılan anket aynı zamanda
PSI’ ya üye Doğu Avrupa ülkeleri sendikaları tarafından da uygulanmıştır. Bu
anketin genel sonuçları sendikamız tarafından, 9 Aralık 2010 tarihinde basın
açıklaması ile kamuoyuna duyurulmuştu.

 Aynı
anketin sonuçlarını bir de kadın kamu sağlık çalışanları üzerinden değerlendirerek,
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kamuoyu ile paylaşmak istedik.
Çünkü  her bölgeden 23 ilde ulaşılan 2562 sağlık
çalışanının %65’i (1665) kadındı.

Sağlıkta
dönüşüm programı, sağlık ve sosyal güvenlik alanında toplumun büyük bir
bölümünün sağlık ve sosyal güvenlik hakkını ihlal etmenin yanı sıra, sağlık
emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını da son derece olumsuz etkiledi.
Dönüşüm ile birlikte, sağlık emekçilerinin büyük bir bölümü iş güvencesini
kaybederken, performans sistemi üzerinden birbirine yabancılaştırma ve rekabet
yaygınlaştırıldı. Çalışma ve fazla mesailer ciddi bir sorun olarak belirdi,
sağlık emekçilerinin işlerini ve ekip arkadaşlarını algılayışlarında önemli
değişimler yaşandı.  Şimdiye kadar kamu sağlık alanında yaşanmayan pek çok
yeni sorun ortaya çıktı ve emekçilerin işe ilişkin beklentileri olumsuz yönde
değişti. Kadın sağlık emekçileri de bu sürecin önemli mağdurları arasında yer
almaktadır. Kadın Sağlık emekçileri ile ilgili değerlendirmemizi  beş
başlık altında toparladık.

I- Çalışma Koşulları

Kamu
sağlık alanı, güvenceli bir alan olma özelliğini yitirmektedir. Yaptığımız
çalışmaya göre kadın sağlık emekçilerinin yaklaşık %77’si çalışma koşullarının
mükemmel olmadığını belirtmiştir. Çalışma koşullarını mükemmel olarak
nitelendiren kadın sağlık emekçilerinin oranı %17,5 ile sınırlıdır.

Sağlık
alanındaki ticarileştirme ve neoliberal dönüşüm kaçınılmaz biçimde sağlık
çalışanlarını da doğrudan etkilemiştir. Kadın sağlık emekçileri büyük bir
çoğunlukla, çalışma koşullarının ülkedeki genel çalışma koşullarına göre daha
kötü durumda olduğunu düşünse de,  kolayca başka bir iş
bulamayabileceklerine inanmakta ve bu nedenle iş değiştirerek sınırlı düzeyde
de olsa iş güvencelerini riske atmak istememektedirler.

Kadın
sağlık emekçilerinin bu tutumlarının ardındaki temel neden ise, kolayca başka
bir iş bulma imkânlarının olmadığını düşünmeleridir. Kolayca başka bir iş
bulamayacağını düşünen sağlık emekçisi kadınların oranı %69,5 dir.

 Ülkedeki
kayıt dışı ve iş güvencesiz çalışma ortamının giderek yaygınlaşması ve çalışma
hayatının kurallarının emekçiler aleyhine bozulması nedeniyle bu koşullarda iş
değiştirmenin ve sınırlı da olsa sahip olunan iş güvencesinden vazgeçmenin
bedeli, kadın emekçiler için oldukça yüksektir.

Sağlık
Bakanlığı’nın, sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştiğine ilişkin
popülist söyleminin aksine kadın sağlık emekçilerinin %61’i çalışma
koşullarının 5 yıl öncesine göre kötüleştiğini belirtmektedir.  On yıl
öncesine göre kötüleştiğini ifade edenlerin oranının %54,5 olmasının nedeni ise
henüz on yılı aşmamış olan sözleşmelilik ile taşeronlaştırmanın ve
güvencesizliğin son 5–6 yılda hızlanmış olmasıdır.

II-Çalışma Süreleri

Çalışma
süresinden memnun olmayan kadın sağlık emekçilerinin oranı % 53,6’dır. Bu
soruyu 1.basamak sağlık kurumları ile hastaneler olarak ayırdığımızda, hastane
çalışanlarının çalışma sürelerinden daha hoşnutsuz olduğu görülecektir. Çünkü
sağlık alanı uzun ve yorucu çalışma koşullarının yerleştiği, az elemanla çok
işin yürütülmeye çalışıldığı bir alandır. Kadın sağlık emekçilerinin %73 gibi
oldukça büyük bölümü fazla mesaiyi önemli bir sorun olarak görmektedir. Fazla
mesaileri sorun olarak görmeyenlerin oranı %14,5 ile sınırlı kalmıştır.

III- Ücretler

Uzun
ve yorucu çalışma saatleri karşılığında elde edilen ücret, sağlık emekçilerinin
çalışmalarını daha da ağırlaştıran etkenlerden biridir. Kadın sağlık
emekçilerinin %80’inden fazlası elde ettiği ücretten memnun olmadığını ortaya
koymuştur.

Sağlıkta
dönüşüm programının yanı sıra hükümetin emekçiler aleyhine izlediği ücret
politikası, tüm sağlık emekçilerinin olduğu gibi kadın sağlık emekçilerinin de
ücretlerinin enflasyon karşısında küçülmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. Kadın
sağlık emekçilerinin %70 inden fazlası, ücretlerinin 5 yıl öncesine göre
kötüleştiğini ifade etmektedir. Daha da önemlisi “aldığım ücretle geçinebilmek
yaşamımın en büyük zorluklarından biri” diyen kadın sağlık emekçilerinin oranı
%76’yı geçmektedir.

Bilindiği
gibi, kamu sağlık alanında yakın zamana dek, özellikle de güvencesizlik bu
kadar yaygınlaşmadan önce,  ücretlerin zamanında ödenmemesi gibi bir durum
söz konusu değildi. Ancak neoliberal dönüşümle birlikte artık bu alanda da
ücretler tam ve zamanında alınamamaya ve alan geleneksel özelliğini yitirmeye
başlamıştır.

Ücretini
‘her zaman tam ve zamanında’ alan kesim  %70’lerde kalırken, sözleşmeli,
taşeron ve güvencesiz çalışma biçiminin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte
yaklaşık %25’lik kesim, yani her 4 kadın sağlık emekçisinden biri ücretini tam
ve zamanında alamaz duruma getirilmiştir. Özellikle taşeronlara ödenen ücretler
ile diğer çalışanlara ödenen döner sermayelerin zamanında ve tam ödenmemesi
kamu sağlık alanının kronikleşmeye başlamış sorunlarındandır. 

 IV-
Sağlıkta Dönüşüm

Kadın
sağlık emekçileri çalışma koşullarında yaşanan değişimin farkındadır. %64’ünden
fazlası yaşanan neoliberal dönüşümün çalışma koşullarını olumsuz etkilediğini
ifade etmektedir. Bu duruma katılmadığını ifade edenler ise %15 ile sınırlı
kalmaktadır.

Kadın
sağlık emekçilerinin %84,8’i sağlıkta dönüşümün gelecekte çalışma koşullarını
daha da olumsuz etkileyeceğini düşünmektedir. Yine sağlıkta dönüşüm ve mevcut
hükümet politikalarının devam etmesi halinde işlerinin daha da olumsuza gideceğini
söyleyenlerin  %85 i aşması, sağlık emekçilerinin, bu programın
sorumlusunu hükümet olarak gördüklerini net biçimde ortaya koymaktadır. Bu
soruya olumlu cevap verenlerin oranı sadece % 6’dır.

 

 

V-İş Güvencesi

Kadın
sağlık emekçilerinin mevcut hükümetin ve sağlıkta dönüşüm programının çalışma
koşullarını daha da kötüleştireceğine olan inançlarına paralel biçimde, artık
işlerini de kaybetme korkusu taşıdıkları ortaya çıkmıştır. İş güvencesi
açısından görece daha korunaklı bir alan olarak kabul edilen kamu sağlık
alanının artık bu niteliğini yitirdiği, bu alanda çalışanların da işlerini
kaybetme korkusunu ciddi biçimde yaşadıkları belirginleşmektedir. % 65’lik
kesim, ‘işimi kaybedebileceğimden korkuyorum’ derken, %55’lik kesim ise 
‘En büyük korkum işimi kaybetmektir’ demektedir.

Kadın
sağlık emekçileri ülkedeki çalışma koşullarının genel olarak kötü durumda
olması ve giderek daha da kötüleşmesi nedeniyle, işten çıkarma ya da işini
kaybetme durumunda daha iyi koşullara sahip bir iş bulma imkânlarının daraldığını
da hissetmektedirler. %58 inden fazlası daha iyi bir iş bulamayacağını, %
60’ından fazlası da ancak daha düşük ücretle iş bulabileceğini düşünmektedir.

Kamu
sağlık alanında iş güvencesinin ortadan kalkması ya da asli özelliğini
yitirmeye başlaması kadın sağlık emekçilerinin %76,7’inin işlerini daha az
güvenceli bulmasına neden olmaktadır. 

                                                 MERKEZ YÖNETİM
KURULU

 

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]