gazı ile müdahalede bulundu. KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, 81 ilde aynı
saatte yaptıkları açıklamaya Ankara’da izin verilmemesini eleştirerek
“Torba Yasa Tasarısı”nın geçmesine izin vermeyeceklerini ve
önümüzdeki günlerde binlerce emekçiyle Meclis’i kuşatacaklarını kaydetti.
KESK yönetici ve üyeleri, “Emek ve halk düşmanlığı”
olarak nitelendirdiği “Torba Yasa Tasarısı”na karşı Meclis’e yürümek
istedi. Yürüyüşe KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, BDP Van Milletvekili
Özdal Üçer, Eğitim Sen ve Tüm Bel-Sen genel başkanlarının da aralarında
bulunduğu KESK’e bağlı çok sayıda sendika temsilcisi katıldı. SGK önünde bir
araya gelen KESK’liler, Meclis önüne yürüyüp orada basın açıklaması yapmak
istedi. Ancak yürüyüşün yapılmasına izin vermeyen polisler, barikat kurdu.
Barikatı zorlayarak yürümek isteyen KESK’lilere polis biber gazı ile müdahalede
bulundu.
KESK’liler yürümekte ısrar ederken, KESK Genel Başkanı Döndü
Taka Çınar ile BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in vali ile görüşmesinin
ardından yürüyüşe ve Meclis önünde basın açıklamasına izin verilmeyeceği
belirtildi. En demokratik hakları olan basın açıklamalarının yapılmasına dahi
tahammül edemeyen AKP hükümetinin, hak gaspları anlayışının bir sonucu olduğunu
ifade eden Çınar, “Torba Yasa Tasarısı”na karşı önümüzdeki günlerde
geniş kapsamlı bir eylem programı hazırlığı içinde olduklarını söyledi. Çınar, “Bugün
bize izin verilmiyor, ama biz çok yakın bir zaman sonra Türkiye’nin her
yerindeki emekçiler olarak Torba Yasa’ya karşı Ankara’ya yürüyeceğiz ve
Meclis’i kuşatacağız. Bu yasanın geçmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
DİHA
Değerli Basın Emekçileri;
AKP iktidarı her adımda “ileri”
demokrasi lafları ederken; özünde ise emekçiler üzerinde baskısını daha da
artırmakta, emekçilerin taleplerini görmezden gelmektedir. AKP Hükümeti
açıklamalarında, halk iradesinin üstünlüğünden, diyalogdan bahsederken, bunun
tam aksi yönde davranarak yalnızca sermaye sınıfının istediği yasaları bir an
önce tek taraflı olarak çıkarmak istemekte, emekçileri ve halkı yok
saymaktadır.
AKP yeni yasaklara ve baskılara
imza atmaktadır. Torba yasa tasarısı bunun tezahürüdür.
AKP hükümeti meclis gündemine
taşıdığı torba yasayla emekçilere yönelik yeni bir saldırı planı daha ortaya
koymaktadır.
Attığı her adımda halkı daha da
yoksullaştıran AKP’nin son anayasa değişikliği referandumunda olduğu gibi
ikiyüzlülüğü ve emekçi düşmanı olduğu bu tasarı ile bir kez daha ortaya
çıkmıştır.
·
Tasarı ile asgari ücret hesaplamasında belirlenen 16
yaş sınırı 18’e çıkarılıyor. Böylece 16-18 yaş arasındaki 200 binden fazla
gencin asgari ücreti 80 TL azaltılmaktadır.
Açıkça şu denilebilir ki, çocuklarımızın 80 T. Lirasına göz diken bir
iktidar ve sermaye ittifakı ile karşı karşıyayız.
·
Kısmi süreli (part time) çalıştığı için sigorta
primi eksik yatanlar eksik süreyi 30 güne tamamlamak için kendi ceplerinden
ödeme yapacaklar, yapmazlarsa hastaneye gittiklerinde muayene olamayacaklardır.
·
Mesleki Eğitim gören ve işyerlerinde çalışan
öğrencilerin aldıkları üç kuruşluk ücretler düşürülecek.
·
Tasarıda 18–29 yaş arası erkekler ile 18 yaş üstü
kadınları istihdam eden işverenlerin sigorta primlerinin işveren tarafından
ödenmesi gereken tutarı, işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası
Fonu’ndan karşılanacak, 30 ve daha yukarı yaşlardaki emekçiler işten atılma
tehdidiyle karşılaşabilecektir. “İstihdamı
teşvik ediyoruz” denilerek yapılan bu düzenlemeler, yeni işsizler yaratılması
ve işsizlik fonunun yağmalanması demektir.
·
Şirketler kadrolu çalıştırmak yerine, sadece
ihtiyacı olduğunda işçi çalıştıracak, kısa süreli çalıştırmanın yolu
açılacaktır. Geriye kalan süreyi 30 güne tamamlamak için kendi cebinden primini
yatıramayan hiçbir çalışan, ömür boyu emekli olamayacaktır.
·
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılmak
istenen değişikliklerle, sözleşmeli ve ücretli çalıştırma gibi esnek ve
güvencesiz istihdam, tüm kamu alanında temel politika haline getirilecektir.
·
Tasarı kabul edildiğinde memurlar da işçiler gibi
başka kurumlara “ödünç” verilebilecek. Norm kadro fazlası kamu
emekçileri “ihtiyaç fazlası personel” olarak 4/C’ye geçirilecektir.
·
Esnek
çalışma; “uzaktan çalışma”, “evden çalışma” ve “çağrı
·
Üzerine çalışma” biçiminde düzenleniyor. Bu
düzenleme, kadınları ev içine hapsederken çocuk ve hasta bakımı yükünü
azaltmayarak, cinsiyetçi istihdam politikalarını derinleştirecek, çift yönlü
sömürüyü yasal hale getirecektir.
·
Yeni personel rejimi “kariyer uzmanlığı” üzerine
oturtulmakta, ancak sözleşmeli çalışma esas alınmaktadır.
·
Sözleşmeli çalışanların sendika üyeliğinden
bahsedilirken toplu eylem ve greve başvurmaları tamamen yasaklanmaktadır.
·
Deneme süresi 2 aydan 4 aya çıkarılacak,
karşılığında ücret ödenmeyecektir. İşsizleştirilen milyonlarca gencimizin iş
bulma umutlarının sömürülmesi anlamına gelen bu düzenlemeler, işverenlerin
hiçbir ücret ödemeden gençleri çalıştırıp, bir kenara atmalarının tüm
kapılarını açmaktadır.
·
Bu yasa keyfi cezalandırmaların yasasıdır. Memurların sicil amirlerinin değiştirilmesi
eliyle Vali ve kaymakamların insafına terk edilen çalışanlar, sürgün edilme,
işten çıkarılma korkusu ile koşulsuz biat etmeye mecbur edilmektedir.
·
Bu yasa, aynı zamanda İl özel idarelerinde çalışan
yaklaşık 80 bin işçinin sendikasızlaştırılması demektir.
·
Memurlar ‘kamu yararı ve hizmet gerekleri’ sebebiyle
ihtiyaç duyulması halinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 6 ay geçici olarak
görevlendirilecekler. Eğer bu Torba yasa geçerse, sürgünler yasal hale
gelecektir.
Değerli Basın Emekçileri;
Varlığını
sermayeye borçlu olan AKP hükümeti bugüne kadar olduğu gibi yine sermayenin
ihtiyaçları üzerinden yasalar çıkarmaya çalışmaktadır. Bu torba yasa
tasarısında emekçilerin, yoksulların, işsizlerin yararına hiçbir düzenleme
yoktur. AKP aldatmacasına kanmayacağız!
Bizler, geleceğimizin bu yasa ile
karartılmasına izin vermeyeceğiz. Emekçilerin mücadelesi AKP’nin maskesini
meydanlarda düşürecek ve sırça saraylarda oturmalarına son verecek güçtedir.
Emek ve halk karşıtı politikalarda ısrarın adı olan torba
yasası geri çekilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir. AKP,
emekçilerin sabrını daha fazla zorlamamalıdır. Emekçiler, geleceklerine ipotek
koyan bu yasayı kabul etmemektedir. Yasa derhal geri çekilmelidir.
Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz!