BASINA VE KAMUOYUNA
2002 yılından bu yana iktidarda olan AKP hükümeti sürdürdüğü
neo liberal politikalar ile ülke tarihinde görülmemiş bir sermaye desteğini
arkasına almıştır. Halka dayanmayan bir anlayışla hareket eden, varlığını
sermayeye borçlu olan AKP bu süreç içinde hem ekonomik hem de sosyal alanda,
başta emekçiler olmak üzere toplumun ezilen bütün kesimleri üzerinde baskıcı ve
otoriter uygulamaları hayata geçirmiştir.
Kamuoyunda
torba yasa olarak bilinen tasarı ile AKP hükümeti, emekçilere yönelik bir
saldırı planı daha ortaya koymaktadır. Bu yasanın amacı, işverene her türlü
kolaylığı sağlarken; emekçilerin ücretlerini düşürmek, engellilerin istihdamını
azaltmak, çalışma saatlerini yükseltmek, kamu emekçilerinin sürgüne
yollanmasının önünü açmak, belediyelerin taşeronlaşmasını
hızlandırmak, alın terimizle biriktirdiğimiz işsizlik fonunu kalıcı olarak
işverene açmak, esnek çalışmayla iş güvencesini kaldırmak, kamuda kadrolaşmayı
ve biat kültürünü yaygınlaştıracak rekabetçi bir anlayışın hakim
olduğu bir yapı inşa etmektir.
AKP
hükümeti böylece iş hayatından tutun da sosyal hayata kadar birçok alanda
otoritenin-iktidarın mutlak üstünlüğünü sağlamaya çalışmaktadır.
AKP iktidarı açısından, seçim öncesi egemen sınıfın güvenini
yeniden sağlamak, hala kendisinin tek alternatif olduğunu düşündürmek ve olası
bir iktidarda kimlere hizmette kusur etmeyeceğini göstermesi bakımından bu yasa
ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda Türkiye’de demokrasi krizdedir ve bu
torba yasa tasarısı Abdülhamit uygulamalarına örnektir. Bu yasa faşizan zihniyetin, vahşi kapitalizmin ve neo
liberal politikaların saldırısıdır!
Biz emekçiler iktidarların halkın,
emekçilerin, yoksulun, gençliğin, ezilenlerin menfaatleri için çalışması
gerektiğine inanıyoruz! Bütün bu nedenlerle bu torba yasayı engellemek için
sesimizi yükseltiyoruz!
Ø
Esnek çalışma koşullarına
Ø
Güvencesizleştirilmeye
Ø
Ekmeğimizin küçültülmesine
Ø
Çalışma saatlerinin uzatılmasına
Ø
Taşeronlaştırmaya
Ø
Birikimlerimizin sermayeye
sunulmasına
Ø
Asgari ücrete razı edilmeye
Ø
Sürgüne yollanmaya
Ø
Kötü çalışma koşullarına
Ø
Sömürüye, baskıya, şiddete karşı
sesimizi yükseltiyoruz!
Biz
emekçiler, bu yıkıcı, yok edici anlayışa, bu görmezden gelme tavra karşı bu
yasa üzerinde bir direniş hattı örgütlemek zorundayız. Bu bağlamda toplumun
bütün kesimlerine, emek ve dayanışma örgütlerine, gençliğe, demokratik kitle
örgütlerine; vahşi kapitalist saldırılara ve neo liberal politikalara karşı;
emek, eşitlik, demokrasi ve özgürlük mücadelesi için ortaklaşa verdiğimiz
mücadelede birlik olma çağrısını yineliyoruz!
Bütün bu nedenlerle KESK olarak Ankara’da TBMM’de, Türkiye’nin
diğer illerinde ise AKP il binalarının önündeyiz! Mücadelemiz meydanlarda en
geniş emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ile sonuna değin
sürecektir! Bu süreçte biz emekçiler; emek ve demokrasi için, baskıcı
uygulamalara, yıkıcı, yok edici, tavsiyeci anlayışa karşı durmak için
meydanlarda olacağız!
Mevcut
taleplerimiz görmezden gelinmeye devam ederse meşru eylemliklerimiz her geçen
gün artarak, güçlenerek, çoğalarak emek ve demokrasi güçleriyle daha da
yükselecektir! 04 Ocak 2011
Süleyman BAL
SES
Samsun Şube Başkanı
KESK
Dönem Sözcüsü