DEMOKRATİK VE MEŞRU MÜCADELEMİZ ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALIDIR.

Facebook
Twitter
WhatsApp

KESK Genel Sekreteri Kasım BİRTEK,  Genel Başkanımız Bedriye YORGUN, üye ve
yöneticilerimizin katılımı ile;  SES
Bitlis Şube Başkanı Sedat Güler ve EĞİTİM SEN Tatvan Temsilcisi Yüksel OZAN’ın
tutuklanmalarını Tatvan İlçe Temsilcilik binasında yapılan basın toplantısı ile
kınadı.

Değerli Basın
Emekçileri;

Son söyleyeceğimi hemen baştan belirtmek
istiyorum; yaşadığımız sürecin adını daha net koymak ve daha kararlı tutum
almak zorundayız. Cumhuriyet tarihinin neredeyse tamamını sıkıyönetim, OHAL ve
darbe yönetimleriyle geçiren bölge halkı adı konmamış faşizm uygulamalarıyla
her gün karşılaşır hale geldi. AKP, uluslar arası ve ulusal strateji
merkezlerinin, kendi derin devletinin mutfaklarında hazırlanan, her gün
güncellenen bir konsepti uyguluyor. Bu konseptin ana hedefi direnen, mücadele
eden kesimleri susturmak, pasifize ve tasfiye etmektir. AKP bu konsept
doğrultusunda uygulamaları hayata geçirirken yaşamın her alanında da kadrolaşma
çalışmalarına hız veriyor.

AKP; Kürt halkının en temel kimlik ve insan
hakları taleplerini cepheden ret etmektense şimdiye kadar denenmiş tüm
yöntemleri harmanlayarak ince ve tehlikeli bir tasfiye programını hayata
geçiriyor. Bu programın özü kaba inkârcı, asimilasyoncu ve imhayı esas alan
diğer yöntemlerle aynıdır. Tek millet, tek dil ve tek vatan söylemi
yürürlükteki politikaların özeti oluyor.

Değerli Mücadele
Arkadaşlarım;

OHAL sürecini yaşamış ve tanığı biri olarak
çok net ifade edeyim ki, o dönemde bile siyasetçi, sendika yöneticisi ve üyesi,
demokratik kitle örgütü temsilcisi bu şekilde gözaltına alınmadı, tutuklanmadı.
O dönemde “bataklığı kurutma” stratejisi diye kirli özel savaş taktikleri
uygulandı ve köyler boşaltıldı, infazlar yapıldı. Hizbi kontra ya da JİTEM
eliyle binlerce insanımız öldürüldü. Bunlardan bir kısmı kamu emekçisi
arkadaşlarımızdı. Şimdiye ortaya çıkan toplu mezarlar nelerin yaşandığını
özetler niteliktedir. O zaman daha çok fiziki imha yöntemleri uygulandı. Ancak
şimdi yaşananlar siyasidir, kültüreldir ve insanidir. Kürt halkının adına
siyasi, kültürel soykırım dediği bu sürecin çok daha tehlikeli sonuçlar
doğuracağı kaygısını taşımaktayız. 
AKP’nin demokratik, barışçıl ve diyaloga dayalı bir süreci başlatacağı
konusunda iyimser olmak için bir neden göremiyoruz. Başbakan’ın Batman ziyareti
halka bir gözdağı şeklinde gerçekleştirildi. Batman sokakları adeta abluka
altına alındı. Aksine emekçilere üç-beş kuruşluk zammı reva gören, torba yasa
ile maaşlarımıza ve iş güvencemize göz koyan AKP, daha dün 116 tane yeni savaş
uçağı projesi için 10 milyar dolarlık kaynak ayırdığını açıkladı.

AKP’nin yönelimlerinden payını alan diğer
kesim ise ekonomi politikaları önünde engel olarak gördüğü direnen emekçiler ve
onun örgütlü kurumu KESK’tir. Güvenlik güçleri bünyesinde adeta KESK masası ve
birimi kurulmuş görünüyor. Son birkaç yıldır yapılan operasyonlar ve
yönelimler, uygulanan politikanın merkezi bir konseptin parçası olduğunu
doğrular niteliktedir. 2009 yılında İzmir’de bir karakol istihbaratının
başlattığı iddia edilen ve 22 arkadaşımızın tutuklandığı yönelimleri diğer
gözaltılar ve tutuklamalar takip etti. DİVES Genel Başkanımız Lokman ÖZDEMİR
daha mahkemeye bile çıkartılmadı. Çeşitli cezaevlerinde hala 12 arkadaşımız
tutukludur. Arkadaşlarımız Olcay KANLIBAŞ ve Ahmet ZİREK’in anadillerinde
savunma yapmalarına mahkeme engel olmaktadır.

Değerli Basın emekçileri,

Sevgili Mücadele Arkadaşlarım,

 En son Eğitim Sen Tatvan Temsilcisi Yüksel
Ozan ve SES Bitlis Şube Başkanımız Sedat Güler diğer 6 insanımızla birlikte Van
Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hâkimliği tarafından tutuklandılar. Yaşananlar son
birkaç yıldır il il yapılan operasyonların ve tutuklamaların tekrarıdır.
Dosyada tutuklanmalarını gerektirecek en ufak bir delil yoktur ve aramalarda
suç unsuruna rastlanmamıştır. Arkadaşlarımız devlet memurudur, adresleri
bellidir, tanınan insanlardır. Onlarca insanımızı katleden Hizbullahçıları
serbest bırakan devlet, sendikal faaliyet yürüten, kaçma ihtimalleri bulunmayan
arkadaşlarımızı tutukluyor! Çok açık söylüyoruz, şimdiki Ağır Ceza ve Özel
Yetkili Mahkemeler OHAL dönemindeki DGM’leri aratır duruma gelmişlerdir. Bir
emek örgütünün yapması gereken en sıradan faaliyetlerimiz ve uluslar arası
sözleşmelerle güvence altına alınan örgütlenme haklarımız tutuklanma gerekçesi
oluyorsa ortada ileri bir demokrasi değil ileri bir faşizmden bahsedilebilir.

Bu nedenle buradan uyarıyoruz;

AKP ya bu politikaları, ya da siyaset
sahnesini terk edecek!

Emekçilere ve ezilen kesimlere daha fazla
acı çektirmeye kimsenin hakkı yoktur. Cezaevlerini doldursalar da, her gün
yüzlerce kişiyi gözaltına alsalar da ellerine bir şey geçmeyecektir.

Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
Demokratik ve meşru mücadelemiz önündeki engeller kaldırılmalıdır. Çözümsüz
bırakılan her sorunun büyüyerek daha büyük felaketlere yol açacağı gerçeğinden
hareketle Kürt sorununun demokratik, barışçıl ve diyalogu esas alan yöntemlerle
çözümü esas alınmalıdır. Bunun için gerekli adımlar hızla atılmalıdır.
Emekçilerin kazanılmış haklarını gasp etmeyi, iş güvencelerini ellerinden
almayı, esnek çalışmayı kamuda yaygınlaştırmayı, sürgünleri ve cezalandırmaları
yasal kılıfa büründürmeyi hedefleyen torba yasa geri çekilmelidir!

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]