Başkan Sami EVREN, bugün Diyarbakır’da yargılamalarına başlanacak siyasi parti
ve demokratik kitle örgütü temsilcileriyle ilgili bir basın açıklaması
yapmıştır. Açıklama şöyle:Son yıllarda başta Kürt Sorunu olmak üzere temel
sorunlarımızın çözümü için tarihi zemin ve olanaklar yakalanmasına rağmen heba
edilmesi karşısında endişelerimiz giderek artıyor.
Kürt
sorununun barışçıl yöntemlerle çözümü konusunda en büyük fırsatlardan biri 29
Mart 2009 yılında yapılan yerel seçimler sonrasında yakalanmıştı. Yerel
seçimlerde siyasal tercihler netleşmiş, Kürt sorunun çözümü için de önemli bir
zemin yaratmıştı. Ancak devlet verilen mesajı doğru okumak yerine siyasal
kanalları tıkamaya hizmet edecek şekilde 14 Nisan 2009 tarihinde siyasi parti
ve demokratik kitle örgütü temsilcilerine yönelik kitlesel tutuklamalar
furyasını başlatmıştı. Tutuklananlar içerisinde sendikalarımızın üye ve
yöneticileri de bulunmaktadır. Tüm illerde ve periyodik olarak yapılması, bu
tutuklamaların siyasi iktidarın belirlediği bir konsept etrafında
geliştirildiğini göstermektedir.
Siyasi
iktidar icraatlarına yönelik gelişen kaygı ve eleştiriler karşısında halkın
siyasi tercihine saygı duyulması gerektiğini belirtirken, sıra Kürt sorununa
geldiğinde minimum demokratik ölçülere bile riayet etmeyerek toplumsal
gerilimin süreklileşmesine neden olmaktadır. Tutuklamalar her ne kadar yargı
sürecinin bir parçası olarak değerlendirilse de, siyasal atmosfer ve devlet
politikalarından ayrı ele alınamayacağı da açıktır.
Kürt
sorununun şiddet olmadan ve siyasal yollarla çözülmesi gerektiği konusunda
devletin neredeyse tüm kurumlarında ağırlıklı bir görüşün oluştuğu süreçte bu
türden tutuklamalar çelişkidir, kaygı vericidir.
Bu açıdan
18 Ekim 2010 tarihinde Diyarbakır Özel Yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
yapılacak duruşma kritik bir öneme ve içeriğe sahiptir.
On yıllardır
denenip iflas eden, daha fazla kanın akmasına neden olan, halkların birarada
yaşama duygu ve iradesine zarar veren politikalar artık terk edilmelidir. Adı
konmamış olağanüstü hal uygulamaları yerine evrensel hukuk normlarının hayata
geçirildiği, demokratik ve barışçıl sürecin esas alındığı yeni bir dönem
başlatılmalıdır. Demokratik sürecin başlaması için derhal gerekli tedbirler
alınmalı, tutuklananlar serbest bırakılmalıdır.