Adana Numune
Hastanesi Eski Başhekimi ve Başhekim yardımcılarının yolsuzluklar
nedeniyle 69 ve 106 yıl cezaları isteniyor. Yolsuzluk iddialarını AKP’nin
Sağlıkta Yıkım Politikalarından bağımsız düşünmek mümkün değildir. Bu iddialar
nedeniyle Devrimci Sağlık İş ve SES Adana Şubesi ortak basın açıklaması
yapmıştır.
SAĞLIKTA YIKIM POLİTİKALARI
YOLSUZLUKLARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR
AKP hükümeti Sağlıkta Yıkım Politikalarına son hızla devam
ediyor. Sağlığımızı taşeron firmalara
emanet eden, kadrolu çalışmaya son vermeye çalışan, Sağlık Bakanlığı Bütçesini
her yıl gittikçe aşağılara çeken ve sıfır yatırım ile bütçe hazırlayan; özelleştirmelerin,
taşeronlaştırmaların, ihale ve hizmet alımlarının önünü tamamen açan sağlıkta
yıkım politikalarının sonuçları hızla karşımıza çıkıyor.
Yerelde idarecilerin adının yolsuzluklara karışmasını,
hastane başhekim yardımcılarının gizli taşeron firma yöneticisi olmalarını
sağlayan Sağlık Politikalarının son örneklerinden birisi Adana Numune ve Eğitim
Hastanesi’nde süren yolsuzluk davasıdır.
Numune Hastanesi’ni daha önce krallar gibi yöneten ve
bizlerin sendikacılık yapmamızı engellemeye çalışan başhekim yardımcısı Yakup
Ziya Genç’in böyle bir tezgahın içinde yer alması bizler açısından hiç sürpriz
değildir. Davanın sürüyor olması ve henüz bir mahkeme kararı olmaması nedeniyle
kişiler hakkında çok kesin bir yargıda bulunmamız mümkün değildir. Ancak tüm
Türkiye’de sağlıkta taşeronlaşmanın başlamasıyla, idarecilerin taşeron
firmalarla olan ilişkilerinin hangi düzeyde geliştiğinin en somut örneğidir
Numune Hastanesi’nde yaşananlar.
AKP hükümeti önce taşeronlaştırmayı sağlık ortamına yayarak
daha sonra da yolsuzluk yapanlardan hesap soruyor gibi davranarak bazı
gerçekleri saklayamaz. Numune Hastanesi’nde hangi yolsuzluk ispatlanırsa altını
biraz kazıdığınızda AKP hükümeti karşınıza çıkacaktır. AKP hükümeti yolsuzluk
hükümetidir, yoksulluk hükümetidir. Birkaç hastane yöneticisini ilahlara kurban
vererek bu işin içinden sıyrılması mümkün değildir. Bu yolsuzlukların doğrudan
sorumlusu Sağlık Bakanlığı’dır, Sağlıkta Yıkım Politikalarıdır.
Numune Hastanesi özelinde olayı biraz incelediğinizde
Uygulama Hastanesi laboratuar hizmet alım ihalelerinde Can Med diye bir şirketi
görürsünüz. Bu şirketin gizli sahibinin adı geçen Başhekim Yardımcısı olduğu
iddialarını görürsünüz. Bu şirkete para aktarmak için Numune Hastanesinin
tahlillerinin hastane dışında yaptırıldığını görürsünüz. Sağlık Müdürlüğü
ihalelerinin de bu şirkettedir. Son olarak da Numune Hastanesi Merkez
laboratuarı hizmet alımı, ihalesiz bir şekilde Can Med’e verilmiş, laboratuarın
kadrolu çalışanları görev tanımı dışındaki işlere zorlanmışlardır. Numune
Hastanesini biraz daha incelediğinizde mafya örgütlenmesinin yerleştiğini, yolsuzluk
ortamına uyum sağlayamadığı için insanların kendilerini 10. kattan attığını,
yıllardır orada hizmet yapan 162 işçinin geçtiğimiz yıl işten atılarak tarikat
bağlantılı kişilerin işe alındığını, yemekhane ihalesinde dönen yolsuzlukların
ardından yemeklerin yenemez duruma geldiğini, rüşvet, akrabalara para
transferi, tehdit, suç işleme amacıyla örgüt kurma, ihaleye fesat karıştırma
gibi akla hayale gelmeyecek suç iddialarını görürsünüz.
Sizin ve bizim bu gördüklerimizin tek bir tarifi vardır; bu
işleri hiçbir hastane yöneticisi tek başına yapamaz. Büyük bir organizasyonu
gerektiren bu suç iddiaları doğrudan hükümet desteklidir. AKP hükümetinin
sağlıkta yıkım politikalarının bir sonucudur. Ve yargı gerçek suçluyu bulmak
istiyorsa hükümetin Sağlık Bakanı’na, sağlıkta yıkım politikalarına, hükümetin
sağlıkta temel prensip olarak aldığı taşeronlaştırmaya yüzünü çevirmelidir.
Bizim bu söylediklerimiz savcılık iddianamesinde var olan
şeylerdir ve Sağlık Bakanlığı savcılığın bu iddialarına karşı bu güne kadar ne
yapmıştır, ne yapmayı düşünmektedir, acilen bu soru yanıtlanmalıdır.
Bizler bu tür yolsuzlukları ortaya çıkarmak için Numune
Hastanesi’nin içinde sesimizi çıkarmaya çalıştık; bildirilerimiz elimizden
alındı, referandum sandığı kurduk yasal olmadığı gerekçesiyle para cezası
kesmek üzere isimlerimiz alındı, bizzat Başhekim Yardımcısı Yakup Ziya Genç ve
adamları tarafından tehdit edildik.
Şimdi kimin haklı olduğu, kimin halkın yararına işler
yapmaya çalıştığı, kimin çalışanların yararına örgütlenmeye çalıştığı, bunun
aksine kimin halkın parasıyla menfaat sağlamaya çalıştığı ortaya çıkıyor.
Bizler, adaletin çok kısa bir sürede yerini bulacağına inanıyor, tüm bu
yolsuzluk iddialarının temel muhatabı olan AKP Hükümetinin Sağlıkta Yıkım
Politikalarına karşı bundan sonra da tüm gücümüzle mücadeleye devam edeceğimizi
kamuoyuna saygılarımızla sunuyoruz. 28.07.2010
DEVRİMCİ
SAĞLIK İŞ
SES ADANA ŞUBESİ