BASINA VE
KAMUOYUNA

 

Türkiye’de işkence ve cinsel işkence bir devlet
politikası olarak uygulanmaktadır. Bu ülkede politik alanda mücadele eden
kadınlar da yıllardır işkence, taciz ve tecavüzle cezalandırılmaya çalışılmaktadır.
Devletin ve erkekliğin bu kirli yüzüne, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir kez
daha tanık olduk. 

 

İstanbul’un Bağcılar ilçesinde 17 Haziran akşamı saat 20.30
sıralarında “Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH)” aktivisti K.S.(21), beyaz
renkli ‘Doblo’ marka araçtan inen 4 kişi tarafından zorla arabaya bindirilmiş
ve bayıltılarak kaçırılmıştır. 10 saat boyunca saldırganların cinsel
işkencesine ve tecavüz girişimine maruz kalan K.S.’nin hastane raporunda yüksek
derecede travma ve tecavüz girişimi bulgularına da rastlanılmıştır.

Bindirildiği araçta ağzını kapatan saldırganlardan biri ‘sen
kendini ne sanıyorsun, 2 aydır seni takip ediyoruz. Sonunda elimize geçtin’
derken yanında bulunan diğer saldırgan ise, ‘konuşmayalım, kendimizi ele
veriyoruz’ şeklinde konuşmuştur.

 

 Evet doğru, kendinizi ele veriyorsunuz. Ama
 bizler sizleri artık çok iyi tanıyoruz. 2003 yılının yine Haziran ayında
Gülbahar Gündüz’ün sivil polislerce kaçırılarak işkence ve tecavüze maruz
bırakılmasından tanıyoruz.  Yine bir başka haziran ayında Diyarbakır’da
bir eve yapılan baskında evde misafir olarak bulunan DÖKH aktivisti bir kadına
sivil polisler tarafından yapılan cinsel işkence’den tanıyoruz.  Siirt
valinizin “ taş atacaklarına fuhuş yapsınlar” açıklamasından tanıyoruz. 

 

Savaşlarda ganimet olarak gördüğünüz kadınlara tecavüzü meşru görmenizden
tanıyoruz. Sadece polisinizi, askerinizi ve
korucularınızı değil, sorumluları yargılamayan, davaları zaman aşımına uğratan
yargı elemanlarını da çok iyi tanıyoruz. Erkekliğinizi, iktidarınızı ve sınır
tanımazlığınızı çok iyi tanıyoruz ve lanetliyoruz.

 

Özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten Kürt
kadınları bu tür saldırılarla ilk kez karşılaşmıyor.
Kaçırılarak tecavüze uğrayan
kadınların yüzde 90’ı Kürt kadınlarıdır. Ayrıca saldırının
DÖKH’ün,”Özgürlük Mücadelemizi Yükseltelim Tecavüz Kültürünü Aşalım, Özgür
Toplumu Yaratalım” sloganıyla yürüttüğü kampanya dönemine ve bunun yanı sıra
Kürtlere yönelik operasyonların ve şiddetin arttığı bir döneme denk gelmesi de
düşündürücüdür. 

 

 

Politik alanda örgütlü mücadele yürüten tüm
kadınlara karşı şiddet, taciz ve tecavüz devlet tarafından bir yöntem olarak
her zaman ve kolayca kullanılmıştır. Ve bu olayların hemem hemen hiçbirisinde
de sorumlular açığa çıkartılmamış ve yargılanmamıştır. Bu durum, erkek egemen
zihniyeti hep cesaretlendirilmiştir.  Kadınların da örgütlü mücadelesini
engellenmeye, sindirmeye ve cezalandırmaya çalışmıştır.   Ama biz
kadınlar bütün bu saldırılara rağmen özgürlük mücadelemizi, erkek egemen
sisteme karşı yürüttüğümüz mücadelemizi daha da yükselteceğiz, bundan kimsenin
kuşkusu olmasın. K.S’ye yapılan saldırı tüm kadınlara, bizlere yapılan
saldırıdır. Söz bitmiş, sabrımız tükenmiştir. Öfkeliyiz, artık yeter!…

 

                                                          
BURSA
KADIN PLATFORMU

 

 

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]