Çocukların  Cinsel İstismara Uğramasını Önlemek Devletin
Asli Sorumluluğu Ve Görevidir.Hiçbir Yetkili Çocukların Maruz Kaldığı İstismar
Ve İhmali Münferit Görmemeli ,Sorunu Halının Altına Süpürmemelidir.

Siirt, Pervari, Edirne, Salihli’deki
çocuklara istismar, cinsel saldırı ve tecavüz olayları kamuoyunun vicdanında
büyük sarsıntı yaratmıştır.

                Bu
üzücü olaylar çocuk istismar ve ihmalinin toplumumuzda ne denli ciddi ve o
denli örtük kalmış olgular olduğunu, istismarı önlemeye, ortadan kaldırmaya
yönelik önlemleri yaşama geçirmenin ne denli yaşamsal olduğunu bir kez daha
göstermiştir.  

 Çocuk istismar ve ihmali” kavramı; çocukların, sorumluluk, güven ya
da güç ilişkisi kapsamında, bedensel ve/veya psikolojik sağlıklarına zarar
verecek, gelişimlerini engelleyecek biçimde uygulanan tüm fiziksel, duygusal ya
da cinsel tutumları, ihmali ve ticari amaçlı sömürüyü kapsamaktadır.

ÇOCUK İHMALİ ve İSTİSMARININ
YAYGINLIĞI GİDEREK ARTMAKTADIR!

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ihmale, şiddete uğrayan,
ihmal edilen, ticari ve cinsel sömürünün nesnesi olan alkol ve madde kullanan
çocukların sayısı giderek artmaktadır.

Türkiye’de 16.000 çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada herhangi
bir istismar biçimine maruz kalma oranı %33 olarak tespit edilmiştir. Çocukların
cinsel istismarı genellikle 8-12 yaş arasında yoğunluk göstermektedir. Cinsel
istismara uğrayanların % 60-70’ini kız çocukları oluşturmaktadır.

YOKSULLUK, İHMAL ve İSTİSMARI
ARTTIRIYOR

           Yoksulluk,
işsizlik, sosyal desteğin olmaması, zayıf olması, aile içinde geçimsizlik ve
şiddetin varlığı, evde çok sayıda çocuk olması gibi etkenler çocukların ihmal
ve istismara uğramasını daha da arttırmaktadır.

                Türkiye’nin
aile ve çocuk merkezli insani gelişme ve refah göstergeleri dünya ortalamasının
çok altındadır.

                BEDENİ
VE RUHU ÖRSELENMİŞ BİR ÇOCUĞUN GELECEĞİ DE YARALIDIR

          Çocukların maruz kaldığı istismar ve
ihmal çocukların ciddi ve kalıcı ruhsal sorunlar yaşamasına, kişilik gelişimlerinin
bozulmasına yol açmaktadır. Cinsel istismar ve sömürü, fizik sağlığı yanında
çocuğun ruhsal, duygusal, toplumsal yaşamı üzerinde kalıcı, derin ve yaşam boyu
sürecek izler bırakacaktır. Bu sömürüye maruz kaldığı yaş ve gelişim dönemine
göre farklılık gösteren karmaşık ruhsal tepkiler ortaya çıkacaktır.

 

ÇOCUKLARIN  CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMASINI ÖNLEMEK DEVLETİN
ASLİ SORUMLULUĞU VE GÖREVİDİR.

                Türkiye Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair
Sözleşmeye ilk imza atan ülkelerden biridir. Sözleşmede; “Bu sözleşmeye
taraf devletlerin, çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal
vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken
bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr
muameleye, cinsel saldırı dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı
korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.

 Taraf devletler, çocuğu,
her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suistimale karşı koruma güvencesi verirler.

Türkiye’de sosyal devlete olan gereksinim her geçen gün daha da
artmaktadır. Bu sorunun ortadan kaldırılmasında ve önlenmesinde yönetimlere,
ilgili tüm kurum ve kuruluşlara, meslek örgütlerine, uzmanlık derneklerine, sendikalara
önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Cinsel istismar çocuk olgularının yargıya çok az yansıdığı göz
önüne alınarak mevcut durumun ne olduğu konusunda kapsamlı araştırmalar
yapılmalı, olayların üzeri örtülmemelidir.

KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLAR
İÇİN KORUYUCU, ÖNLEYİCİ, DESTEKLEYİCİ PROJELER GELİŞTİRİLMELİ ve YAŞAMA
GEÇİRİLMELİDİR.

Tüm yönleriyle çocuk istismarı ve yarattığı ruhsal sonuçlar
toplumun ve ülkeyi yönetenlerin sürekli olarak önemli gündem maddelerinden
birisi olmalıdır. Devlet çocukların sağlıklı ruhsal gelişimlerini sağlayacak
bir aile ve yaşam ortamı sağlamak, bunu engelleyen sosyal, kültürel ve ekonomik
koşulları ortadan kaldırmak, buna yönelik çocuk politikaları geliştirmeye
katkıda bulunmak, elverişsiz koşullarda yaşamını sürdürmek zorundan kalan
çocukların istismar kurbanı olmalarını önlemek, gereğinde onları koruma altına
almak ve rehabilite etmek, bunun yanında çocukların ve erişkinlerin sağlık
sisteminden tamamen ücretsiz yararlanmalarını sağlayan ve kolaylaştıran
koruyucu sağlık uygulamalarını geliştirmek için gereken yasal ve idari
düzenlemeleri yapmak zorundadır.

 

                                                   SES İZMİR ŞUBE

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×