Sağlıkta
ve sosyal güvenlikte masal bitti. Şimdi yaşanansa krizin yarattığı işsizliğe ve
yoksulluğa eklenen ve her geçen gün artan sağlık harcamalarıdır. Paralı sağlık
hizmetinin yurttaşın cebine yönelen vahşi saldırısıdır. Sermaye yanlısı sağlık
politikalarının yıkıcı etkisidir.

Eşitsizlikleri
gidereceğini, sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştıracağını ve herkesi genel
sağlık sigortası ve sosyal güvenlik kapsamına alacağını, bunun için de yurttaşa
ek bir yük getirmeyeceğini söyleyerek sağlık ve sosyal güvenlik alanına İMF ve
DB yapısal programlarını dayatan AKP Hükümetinin cilası artık pul pul
dökülüyor. Bilindiği üzere Eylül 2009’da yapılan düzenleme ile birinci basamak
sağlık kuruluşlarında 2 lira, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında 8
lira ve özel sağlık kurumlarında 15 lira olmak üzere tüm sağlık kurumlarında
muayene ücreti (katılım payı) alınmaya başlanmış, yatarak tedavilerde de katlım
payı talep edilmektedir.  AKP hükümetinin
reklamını yapmaktan bıkmadığı yeşil kartlılardan da artık katılım payı alınmaya
başlandı.

Hastanelerde
alınacak ilave ücret  % 30’dan %70’e
çıkarıldı. SSGSS Yasasının TBMM’nde görüşüldüğü dönemde ilave ücretleri %20 –
%30’larda tutacağını asla bunun üzerine çıkarılamayacağını söyleyen Sağlık
Bakanı Akdağ bu durumu nasıl izah edecektir? Sağlıkta özelleştirme programının
sonucu artan sağlık harcamalarının sorumlusu yurttaş mıdır ki fatura her
biçimiyle buraya kesilmektedir.

30 Ocak
2010’da yürürlüğe giren Tam Gün yasası ile Radyoloji çalışanlarının çalışma
saati haftalık 25’ten 35’e çıkarıldı, hastanelerde mesai saati gece saat 24’e
kadar uzatıldı, performans ve döner sermaye uygulamaları temel ücretlendirme
olarak yasalaştı, yine performans uygulaması nedeniyle angarya çalışma
dayatıldı. Yasada çokça yer alan ve döner sermayeden fazla para almanın yolu
olarak gösterilen “…mesai saatleri dışında gelir getirici
çalışmalarından doğan katkı…”
, “ …katkı sağladıkları vaka ve iş dolayısıyla…” ifadeleri
sağlığın ticarileştirilmesinin, mesai ve mekan kavramının kalmayacağının da en
açık göstergesidir. 

Tam
Gün’ün yasalaştığı sürece baktığımızda, özelleştirmelerin hızlandığı,
hastanelerin radyoloji ve görüntüleme birimlerinin taşerona verildiği bir
sürecin yaşandığı görülecektir. Puzzle’ın bir diğer parçası olan ve tasarı
halinde bekleyen
“Kamu Hastane Birlikleri Yasası” ile de kamu
hastanelerinin tamamen kendi kendine yetmeye çalışan, ticari işletmelere
dönüştürülerek, her bir klinik ve polikliniğinin dahi ayrı taşeron tarafından
işletilebilmesinin olanaklarının yaratılacağı bir süreç sağlık alanını
beklemektedir.  

Sağlık
çalışanları, adı kamu olan herhangi bir hastanenin herhangi bir taşeronuna
verilmiş kliniğinde tamgün çalışacak. Bu hastanelerde sözleşmeli çalıştırma da
esas alınacağından adı kamu ama içi özelleştirilmiş hastanelerde, iş güvencesiz
ve performans üzerinden ücret alacakları tam gün köle olacaklar. İhtiyacı olan
hastanelerde görevlendirmeler esas alınacağı için “esnek çalışma” da sağlık
alanına yerleştirilecek. Sonuçta işimizi de kaybedeceğimiz bir zemin oluşacak. Hedeflenen
tamamen budur.

Biz SES
olarak Sağlıkta Yıkım Politikalarına karşı bugüne dek olduğu gibi bundan sonra
da mücadele etmeye devam edeceğiz ve sağlık alanında örgütlenen diğer
sendikalar gibi kurbanlar keserek, çalışanların, başhekimlerin alınlarına kan
sürerek muhalefet yapmayacağız. İşyerlerinde, alanlarda daha çok sesimizi
yükselteceğiz, 4/C’ye ve güvencesiz çalışmaya karşı 57 gündür sokaklarda olan
Tekel işçilerinden aldığımız güç ve moralle sağlıkta yıkımı durduracağız.

Bugün
ülkemizde herkese etkin, ulaşılabilir, ücretsiz bir kamusal sağlık hizmeti
sunulabilmesi için her türlü maddi koşullar mevcuttur. Bunun içinde daha çok
örgütlenmeli ve daha çok mücadele  etmeliyiz. 11.02.2010                                                                                                                                     
                                                                                                           

        
                                                                                                                      SES ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]