Sendika üyelik aidatı kesintileri hakkında Anayasa Mahkemesi kararından sonra ortaya çıkan karışıklıklar ve farklı yorumlar üzerine görüşlerimizi paylaşmak ihtiyacı duymaktayız.
Sayı : 2009- 730/07-26 11.11.2009
Konu : Bilgilendirme
GENEL MERKEZLERE
Sendika üyelik aidatı kesintileri hakkında Anayasa Mahkemesi kararından sonra ortaya çıkan karışıklıklar ve farklı yorumlar üzerine görüşlerimizi paylaşmak ihtiyacı duymaktayız. Buna göre;
1- Bilindiği gibi 2005 toplu görüşmelerinde MEMUR-SEN ve T.KAMU-SEN sendika üyesi memurların maaşlarına sendika aidatı ödentisi olarak 5 YTL aktarılmasını talep etmiş, hükümet KESK karşısında her iki konfederasyonu desteklemek amacıyla talebi kabul etmişti. Bu durum mutabakat metnine de yansıtılmıştı. 2005 toplu görüşmeler mutabakat metninin 4. maddesi “ 4- Sendika üyesi olan personele sendika aidatlarından kaynaklanan kayıplarını telafi amacıyla aylık 5 YTL ilave ödeme yapılmasını sağlayacak düzenlemeye gidilmesi,” şeklindedir.
Konfederasyonumuz başta bu madde olmak üzere diğer bazı maddelere de şerh koymuş ve uzlaştırma kuruluna gitmişti. Şerhimizde kısaca “Toplu görüşme mutabakat metninde, sendika üyesi olan personele sendika aidatlarından kaynaklanan kayıplarını telafi amacıyla aylık 5 YTL ilave ödeme yapılmasını sağlayacak düzenlemeye gidilmesiyle ilgili hususa yer verilmesi işveren devletin sendikalar üzerindeki etkisini artıracağı gibi sendikaların devletten bağımsızlığı ilkesine de gölge düşürmüştür. Konfederasyonumuzun bu hususu kabul etmesi sendikal anlayışı nedeniyle mümkün değildir.” Denmiştir. (2005 Yılı Mutabakat Metni Ektedir)
21.3.2006 tarihinde kabul edilen ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak 31 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5473 Sayılı Kanun, Konfederasyonumuzun muhalefetine rağmen yasalaşmıştır. Bu yasa ile sendikal özgürlüğe müdahale anlamına gelecek düzenlemeler, sefalet zammı ve kamu görevlileri arasında ayırımcılık teşkil edecek düzenlemeler getirilmiştir.
Kanunun 27.6.1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Ek 4. maddesiyle, kamu görevlileri sendikasına üye olup, kendisinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine, anılan kesintinin yapıldığı her ay için 5 YTL tutarında sendika ödeneği verileceği kuralı getirilmiştir.
Daha sonra Anamuhalefet Partisi bizimle aynı gerekçelere dayanarak “21.3.2006 günlü, 5473 sayılı Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1. maddesiyle 27.6.1989 günlü, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen Ek Madde 4’ün birinci fıkrasının Anayasa’nın 2., 10., 11. ve 90. maddelerine aykırılığı savıyla” iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine dava açmıştır.
Anayasa Mahkemesi 10 Kasım 2009 tarihli ve 27402 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararında yaklaşımımızı ve tutumuzu doğrulayan kararını açıklamıştır. Mahkeme kararında “Kamu görevlileri sendikasına üye olan kamu görevlilerine, kendilerinden üyelik ödentisi kesintisi yapılan her ay için belirli bir tutarda sendika ödeneği verilmesi, dolaylı yoldan sendikalara ve üyelerinin gönüllülük esasına dayalı katılımlarına müdahale anlamı taşıdığından, Anayasa’nın 51. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” Demiştir.
Toplu pazarlık ve grev hakkı mücadelesi vermesi gerekirken, örgütlü güçlerine güvenmeyen kimi sendikaların desteği ile kabul edilen bu düzenleme, uluslar arası standartlara da aykırıdır. Sendikal özgürlüğe ve örgütlenme hakkına doğrudan müdahale olanağı yaratmaktadır. KESK bu rüşveti reddetmektedir; KESK, devlet güdümünde sendikacılık yapmamıştır, yapmayacaktır.
2- Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından sonra Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü 11.11.2009 tarihinde saymanlara yönelik olarak bir duyuru yayınlayarak “…Kasım 2009 maaş döneminde iptal kararının gereği olarak toplu görüşme primi (sendika ödeneğinin) ödenmemesi, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 25. maddesi uyarınca ilgili personelin maaşından üyelik ödentisinin kesilmeye devam edilmesi…” talimatı vermiştir.
Maliye Bakanlığı’nın Anayasa Mahkemesi kararına bu kadar hızla yanıt vermesi doğrusu bizleri şaşırtmıştır. Çünkü AKP yargı tarafından esastan ve yürütmesi durdurulan birçok icraatına devam etmiş, yargı kararlarının etrafında dolanmış, bunu bir alışkanlık haline getirmiştir. Örneğin 5510 sayılı yasanın memurlara yönelik maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen bırakalım hemen gereğini yapmayı, tebliğ ve yönetmeliklerle uygulamalara devam etmişler, yeni düzenlemede de “yeni-eski memur” gibi bir ayrıma giderek bir şekilde tutumlarında ısrar etmişlerdir.
Maliye Bakanlığı devlet güdümlü bir sendikacılığa karşı olmanın refleksiyle hızla harekete geçmediğine göre bu acelenin nedeni nedir?
Maliye Bakanlığı burada da emekçilerin maaşlarına gözünü dikerek tasarruf yolunu seçmiş, tüm kamu çalışanlarına vermesi gereken 10 TL’lik ödeneği kesmiştir.
Sonuç olarak; AKP hükümeti sendikal hak ve özgürlükler üzerinde baskı kurma, sendikaların iş işleyişine farklı yollarla müdahale etme ve yandaş sendikalar oluşturma politikalarına son vermelidir. AKP Anayasa Mahkemesi kararından ders çıkarmalı, sendikaların tüzüklerine, işleyişlerine, kurumlarına, faaliyetlerine müdahale anlamındaki uygulamalardan vazgeçmelidir.
Anayasa Mahkemesi kararından sonra ortaya çıkan durumu “fırsata dönüştürme” anlamındaki Maliye Bakanlığı’nın duyurusu derhal durdurulmalı, yasanın yeni haliyle tüm kamu emekçilerinin maaşlarına 10 TL ödenmelidir. Bu ödenti yapıldıktan sonra sendika üyesi kamu emekçilerinin maaşlarından üyesi oldukları sendikaların tüzüklerince belirlenen oranda sendika üyelik kesintisi yapılmalıdır.
Sendika üyesi bir kamu emekçisinin maaşının sendika üyesi olmayan bir kamu emekçisine göre yüksek olup olmaması toplu sözleşme düzeniyle sağlanabilir. Ancak her durumda sendika üyelik aidatı maaştan, yani kaynaktan kesilmelidir.
Bilgilendiriyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
Adnan GÖLPUNAR Emirali ŞİMŞEK
Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Genel Sekreter
2005 Yılı Muyabakat Metinleri