-PSI’DAN SES’e gönderilen dayanışma mektubu:
PSI (Kamu Hizmetleri Enternasyoneli) adına, bu mektubu baharda tutuklanan ve halen cezaevinde bulunan bütün KESK üyelerine ve özellikle PSI üyesi SES’te şube sekreteri olan Seher Tümer’e desteğimizi ifade etmek için yazmış bulunuyorum.
Sendika yönetici ve aktivistlerini, meşru ve demokratik eylemleri nedeniyle yıldırmaya ve tutuklamaya yönelik hareketler, ülkenizin 1993 yılında imzaladığı ILO’nun 87 sayılı örgütlenme özgürlüğüne ilişkin kararını da kapsayan uluslararası insan hakları anlaşmalarını ihlal etmektedir.
PSI, Seher Tümer’in tutukluluğuna ve derhal serbest bırakılmasına ilişkin yazısını hükümetinize göndermiştir. Demokrasi, örgütlenme ve ifade özgürlüğü mücadelenizi desteklemeye devam edeceğiz. PSI Genel Sekreteri Peter Waldroff
-PSI tarafından Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı’na yollanan mektup:
Sayın Yetkili,
Konu: Seher Tümer’in tutuklanması
Bu mektubu, PSI üyesi olan SES’İN Ankara Şube yönetiminde görevli Seher Tümer’in 23 Ekim 2009’da gerçekleştirilecek olan duruşması nedeniyle duruşma öncesinde yazıyoruz.
Tümer, Uluslar arası Kadın Günü olan 8 Mart ve 22 Mart’ta düzenlenen Newroz Bahar festivaline katılmasından çok kısa bir süre sonra tutuklanmıştır. Ayrıca kendisi Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki bebek ölümlerinin kamuoyu ile paylaşılmasında da aktif rol oynamıştır. PSI tutukluluğun bu aktivitelerle yakından ilişkili olduğuna inanmaktadır. Kendisi neredeyse 7 aydır yüksek güvenlikli ve avukatlara erişimin sınırlı olduğu bir hapishanede tutulmaktadır. PSI, SES üyelerine yönelik örgütlenme ve ifade özgürlüğü ihlallerini içeren yıldırma ve şiddetle ilgili pek çok konuda size yazmıştı. PSI, bütün vatandaşlarınıza garanti etmek zorunda olduğunuz örgütlenme ve ifade özgürlüğü haklarının öneminin altını bir kez daha çizer. Seher Tümer’in serbest bırakılması Türkiye Hükümeti’nin bu değerlere uyacağının önemli bir göstergesi olacaktır.
saygılarımla
Peter Waldorff
PSI Genel Sekreteri
-Genel Başkanın konuşma metni
BASINA VE KAMUOYUNA
Ankara Şube Yönetim Kurulu üyemiz Seher Tümer 6 aydır Sincan F Tipi Hapishanesinin kapalı kapıları ardında tutuluyor. Seher Tümer’in hakkındaki suçlamalara dayanak olarak; SES Ankara Şubesinin yöneticisi ve üyesi olarak katıldığı 2009 yılı Newrozu, 8 Mart 2009 Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve krize karşı KESK’in çağrıcılarından olduğu 29 Kasım mitingleri ile basın açıklamaları gösterilmiştir. Ayrıca evinde ve bilgisayarında bulunduğu iddia edilen gazete, dergi, internetten indirilen yazılar, SES Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi olarak yürüttüğü çalışmalar, toplantı notları, kadın sorunu hakkında yazılmış makaleler hatta komisyon üyelik başvuru listesi delil olarak dosyada yer almıştır.
Sendikal çalışmalarda yer almak, demokratik eylemlere katılmak hangi hukuk devletinde suçtur ve sendika toplantı tutanakları, komisyon listeleri bu suçun delilleridir! Ortada delil yokken, suç varsayımı ile hareket edilmekte buna uygun delil yaratılmaya çalışılmaktadır. Soruşturma süreci tıpkı KESK yönetici ve üyesi diğer arkadaşlarımızın gözaltına alınış ve tutuklanmalarında olduğu gibi tümüyle hukuka aykırı bir şekilde gerçekleşmiştir.
Seher Tümer’in Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışması ve bu hastanenin geçen temmuz ayında ihmali sonucu ölen bebeklerle tüm dünyada ‘skandal hastane’ olarak ün kazanması anlamlıdır. Bu soruşturma olayının çalıştığı iş yeri ile ilgili ilişkisi ihmal edilmemelidir. Çünkü Seher Tümer bebek ölümlerinin kamuoyu gündemine taşınmasında, AKP’nin sağlıkta yıkım politikalarının teşhir edilmesinde büyük çaba göstermiştir. Onlarca bebeğin ölümünden sorumlu olanlara hakkında soruşturma izni bile verilmezken Seher TÜMER cezalandırılmaktadır.
Newroz’da slogan attığı gerekçesiyle tutuklanan yöneticimizin ev adresi belli olmasına, sendika yöneticisi olduğu bilinmesine ve sürekli kamuoyunun önünde olan birisi olmasına rağmen; ifadesine başvurmak için adliyeye çağrılması gerekirken nöbeti başında iş yerinden gözaltına alınmakla acaba o hastanede çalışan sağlık emekçilerine gözdağı mı verilmek istenmiştir?
Bir taraftan “Demokratik açılım” edebiyatı yapıp diğer yandan muhalif olan herkesi “yasadışı örgüt üyesi” ya da “yasa dışı slogan” kılıfı ile susturmak ve sindirmek isteyenler, bütün bir toplumu korku duvarı ile kuşatmaya, duyarlılıklarını yok etmeye çalışanlar er geç bu duvarlarının yıkıntıları altında kalacaklardır.
Başta Seher Tümer olmak üzere tutuklu bulunan tüm KESK üye ve yöneticileri derhal serbest bırakılmalıdır. Bilinmelidir ki; sendikalarımız üzerindeki baskı, sürgün, gözaltı ve tutuklama gibi yıldırma politikaları karşısında daha da direngen ve kararlı bir mücadele yürütecektir.
Halkı ve çalışanları dünya sermayesine göre örgütleyip, yoksullaştıran, sağlıksızlaştıran, güvencesiz, sigortasız ve işsiz bırakan IMF ve Dünya Bankası politikalarına karşı iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz. 25 Kasım da hayatı geleceğimizi inşa etmek adına durduracağız.
Sermayenin sömürü politikalarına karşı emeğin sesini, kirli savaşa karşı barışın sesini yükselterek, Halkların Kardeşliğini ve dayanışmasını büyüterek yan yana duracağız, mücadelemizi büyüteceğiz.23.10.2009
Yaşasın KESK!
Yaşasın SES!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
SES MERKEZ YÖNETİM KURULU