HÜKÜMETİN VATANDAŞA BAYRAM HEDİYESİ!
Sağlıkta dönüşüm programının gerçek ve yıkıcı etkilerini gün be gün açığa çıktığı, sağlık hizmetlerine erişim hakkının alabildiğince kısıtlandığı, ülkede yaşanan ekonomik krizin nedeni olarak sağlık harcamalarının gösterildiği ve bu amaçla her gün yeni bir tebliğin yayınlandığı, kısa, orta, ve uzun vadeli tasarruf programlarının uygulandığı bir süreci hep birlikte yaşıyoruz.
DSÖ ‘’Her insan, sağlığını kazanabilir en yüksek düzeyine ulaşmak hakkına sahip olduğunu ve hükümetlerin de vatandaşları için yeterli sağlık ve sosyal ölçülerin koşullarını yerine getirmek sorumluluğunu taşıdığını’ belirtir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 25.maddesinde ifade edilen ‘her şahsın gerek kendisi gerekse ailesi için yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım gerek sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin ederek uygun bir hayat seviyesine sahip olma hakkını temin tüm devletlerin temel görevi olmalıdır’ demektedir.
T.C Anayasının 57. maddesi ‘‘Herkes sağlık ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir’’ der. Yine aynı maddenin 3. fıkrasında da ‘‘Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarda yararlanmak, onları denetleyerek yerine getirir’’ demek sureti ile devlete vatandaşların sağlıklı bir hayat sürmesini gerek kendi imkanları gerekse özel kuruluşlar vasıtasıyla sağlamak zorunda olduğuna dair bir ödev yüklenmiştir.
Eylül 2009 da sağlık hizmetleri ve harcamaları konusunda başta Başbakan olmak üzere ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı, sağlık ve çalışma bakanı toplanmakta, toplantı sonrası yaptıkları açıklamada sağlık hizmetlerinin kapsamı niteliği ve erişimi ile ilgili herhangi bir kısıtlama yapmayı düşünmediklerini söylemekte öte yandan da yeşil kartlıların dahil para ödemeden sağlık hizmeti alamayacakları düzenlemeleri hayata geçirmektedirler.
Bilindiği üzere yeşil kart ile düzenlemenin adı ‘‘ödeme gücü olmayan vatandaşların tedavi giderlerinin yeşil kart verilerek devlet tarafından karşılanması hakkında kanundur’’.Yani ödeme gücü olmayanların bile katılım payı ödemesi zorunluluğu bu tebliğ ile beraber getirilmiş bulunmaktadır. Enflasyon gerekçesi ile çalışanlara yüzde 2’lik ücret artışını reva gören hükümet bu yayınladığı son tebliğ ile verdiğinin katlarca fazlasını katılım payı şeklinde geri almaktadır.
Yine yayınladıkları tebliğe göre her bir reçete için ayrı ayrı katılım payı hesaplanacaktır. Buna göre birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerinde 2, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında 8, özel sağlık kurumlarında 15 TL katılım payı alınacaktır.
Tedbirlerin sadece katılım payından ibaret olmadığı bilinmektedir. Geçen yıl yüzde 30 olarak belirlenmiş fark ücreti de gözden geçirilerek yüzde 70’e hatta yüzde 100’e kadar düzenlenebilecektir. Hastaneleri sınıflandırmayı düşünen bu zihniyet beraberinde vatandaşı da sınıflandırıp ancak parası olanın alabileceği bir sağlık sistemini hayata geçirmeyi düşünmektedir.
Bu düşündükleri sağlık hizmeti sunumu, sağlık çalışanlarının emeğinin daha fazla sömürüldüğü, hizmetin ve kullanılan malzemenin niteliğinin düştüğü buna rağmen katılım payı ve fark ücretleri ile vatandaşın cebinden paranın alındığı bir hizmet sunumu şeklinde etkilerini gösterecektir.
Özellikle bölgemizin öznel koşulları göz önüne alındığında, uzun yıllardır süregelen çatışma ve şiddet ortamından kaynaklı göç, işsizlik, sağlıksız konutlarda ve koşullarda yaşam beraberinde çok ciddi sağlık sıkıntıları da oluşturmuştur. Tüm bölgede olduğu gibi ilimizde de vatandaşların ezici bir çoğunluğunun sosyal güvencesini yeşil kart oluşturmaktadır. Yeşil kartlıların da sağlık hizmeti almak için cebinden para ödemesi zorunluluğu telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır.
Özel sağlık hizmeti veren kuruluşların vatandaşlardan katılım ve fark adı altında ek ücret alınmasının zorunlu hale getirilmesi öncelikle sağlık hizmetini almak isteyen vatandaşlarımızı mağdur edecektir. Keza özel sağlık kuruluşlarının da çoğunluğu bu durumdan büyük rahatsızlık duymaktadırlar. Milyarlarca para harcayıp yatırım yapmış, bünyelerinde bir branşta hekim istihdam etmiş, aynı zamanda yardımcı sağlık ve diğer hizmet alanlarında yüzlerce personel istihdam etmiş bu kuruluşların kapılarına kilit vurmaları an meselesidir. Görüş aldığımız birçok özel sağlık kuruluşu temsilcisi bu son uygulamalarla beraber faaliyetlerine devam etmeleri ve hizmet vermelerinin mümkün olamayacağını beyan etmişlerdir. Ayrıca çalışanlarının bir kısmının işten çıkarılmaları gibi uygulamaların kaçınılmaz olduğunu ifade etmişlerdir.
Bu güne kadar özellikle sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte sadece tedavi edici hizmetleri önceleyen bu yaklaşım, birinci basamak sağlık kuruluşlarını da paralı hale getirerek, nerdeyse durma noktasına gelmiş olan koruyucu sağlık hizmetlerini tamamen ortadan kaldıracak bir etkiye sahiptir.
Sağlıkta Dönüşüm Programıyla beraber cepten ödemeler ve katkı payları ile yavaş yavaş, alıştıra alıştıra sağlık hizmeti kamusal bir hizmet olma yerine kişisel sorumluluğa ve parası olanın alabileceği bir hale getirilmiştir. Daha önce ‘‘Hekimlerin elini vatandaşın cebinden çıkaracağım’’ diyen hükümet kendi elini tüm vatandaşların cebine sokmuştur. Katılım payı ve fark ücreti tüm topluma bindirilmiş dolaylı bir vergi yüküdür. Sosyal devlet olma niteliğini ve adalet duygusunu bozan bu uygulamanın derhal durdurulmasını talep ediyoruz.
BATMAN SAĞLIK PLATFORMU
Batman Tabip Odası
SES
Sağlık- Sen
Eczacılar Odası
Güneydoğu Özel Sağlık İşletmeleri Derneği