TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZI ve GREV SİLAHIMIZI KULLANACAĞIZ 
 

Bugün, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak toplu iş sözleşmesi hakkımızı görmezden gelenleri uyarmak, toplusözleşme hakkımızın uygulanmasını bir kez daha talep etmek için buradayız.

 

Kapitalizmin krizi sonucu ülkemizde yüz binlerce işçi işten atılırken, işten atılmayanların çalışıyor olmaları bir lütufmuş gibi sunulurken, biz kamu emekçilerinin ve ailelerinin etkilenmemesi düşünülemez. Kriz hemen her hanede 1 ya da birkaç işsiz olarak emekçilere ve ailelerine yansıyor.  

Nisan-Mayıs aylarında ebe ve hemşirelerle yaptığımız ankete katılanların %32 si mutfak harcamalarını kıstığını, %53 ü borçlandığını, %40,7 si ekonomik nedenlerle aile içi gerginlikler yaşadığını ifade etmişlerdi.  

Emekçilerin içinde bulunduğu bu durumu görmezden gelenler ise krize çare olarak  “eve kapanma pazara çık” kampanyası düzenliyorlar. Başbakan ise “kriz bizi teğet mi geçecek, sürtünerek mi geçecek” henüz karar veremedi. Oysa biz kamu emekçileri 2008 yılı toplugörüşmeleri sonrası 2009 yılı için verilen %4 lük zamdan biliyoruz ki, kriz bizi delip geçecek ve geleceğimizi bunlara bırakırsak bize reva görülen sürekli bir kriz olacak.  
 

Bizler, insan onuruna yakışan temel ücret almanın da, hizmeti sunanın ve hizmet alanın memnun olduğu demokratik bir ortamda çalışmanın koşullarının da ancak toplu sözleşmeli bir düzenleme ile sağlanabileceğini biliyoruz. 

Toplu sözleşme ve grev hakkı olmayan sendikanın gerçek anlamda bir sendika olmayacağını-olamayacağını sendikal mücadeleler tarihi bize göstermektedir. Bu bilinçle sendikalarımızı kurduğumuz ilk yıllardan itibaren toplu sözleşmeli-grevli sendika talebimiz mücadelemizin temel taşı olmuştur.  

Aynı zamanda uluslararası anlaşmalarda emekçilerin örgütlenme özgürlüğünü ve toplusözleşme hakkını güvence altına almaktadır. T.C. Anayasa’nın 90. maddesi ise usulüne uygun imzalanan uluslararası anlaşmaların iç hukukun üzerinde olduğunu kabul etmektedir. Yani ülkemizde yıllardır bir hukuksuzluk hüküm sürmektedir. Uluslararası anlaşmalara aykırı bir kamu sendikaları yasası ile kamu emekçileri toplu görüşmeyle sınırlandırılmaya çalışılmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) toplu sözleşme hakkına uyulması kararına rağmen hükümet gerekli düzenlemeleri yapmamakta ısrar etmektedir. 

Çünkü onların hareket noktası emekçilerin hakları değil, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslar arası sermaye örgütlerinden aldıkları talimatlardır. 

HAK VERİLMEZ, ALINIR! 

Bizler; İşyerlerimizin özelleştirilmesine, Aile Hekimliği ile Sağlık Ocaklarımızın kapatılmasına, SSGSS ile kazanılmış haklarımızın yok edilip “paran kadar sağlık” anlayışının dayatılmasına, Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı ile hastanelerin işletmeleştirilmesinin tamamlanmasına, esnek ve kuralsız çalışmaya, performansa bağlı ücretlendirmeye dur demenin yolunun örgütlü mücadeleyi yükseltmekten geçtiğini biliyoruz,  
 

Toplu İş Sözleşmesi hakkımızı tanımayan, bize sadaka zammı dayatmaya çalışan siyasi iktidara sesleniyoruz.

Kamu emekçilerinin ve örgütlerinin çağrılarına kulaklarınızı tıkamakta ısrar ederseniz bizler de grev hakkımızı kullanmaktan asla geri durmayacağız. Sağlık ve Sosyal hizmet emekçileri olarak grevi örgütlemek konusunda deneyimliyiz ve haklarımız için, geleceğimiz için Konfederasyonumuzun aldığı grev kararını en iyi şekilde örgütleyeceğiz. 

Devlet Bakanı Hayati Yazıcıoğlu’nun  “kamu işçilerine %3 ten fazla zam yaparsak, memura da öyle yapmak zorunda kalırız” açıklaması, bizlere toplu sözleşme görüşmeleri süren işçilerle yan yana olmamız gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle başta işçiler olmak üzere krizin mağduru olan tüm kesimlerle birleşerek,  mücadelemizi işyerlerinden alanlara taşımanın çalışması içinde olacağız.  

Bizi mücadelemizden alıkoymayı amaçlayan baskı, gözaltı ve tutuklamalar ise sadece mücadele azmimizi bilememize hizmet edecektir. 

TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZDEN; 

  • Toplu sözleşme ve grev hakkımızın önündeki engeller kaldırılsın. Tek taraflı belirlemelere son verilsin!
  • IMF ile ilişkiler kesilsin, yapılan anlaşmalar iptal edilsin!
  • Vergide adalet sağlansın, emekçilerin gelir vergisi 10 puan düşürülsün!
  • Özelleştirme, taşeronlaştırma uygulamalarına son verilsin!
  • Temel ücret asgari 1.500TL olsun. Eğitim, kadro, hizmet yılı, iş riski vb. değişkenler gözetilerek üzerine ekleme yapılsın.
  • Kamu Personel Rejimi Reformu ve Performans adı altında yapılan uygulamalara son verilsin. Herkese güvenceli iş, kadrolu istihdam, insanca ücret sağlansın!
  • 4/B, 4/C, 4924, vekil, taşeron vb. farklı istihdama son verilsin. Bu biçimde çalıştırılanlar kadroya alınsın, kamuda personel açığı kadrolu personel alımı ile giderilsin!
  • Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetler her düzeyde nitelikli, ulaşılabilir ve parasız olsun!
  • SSGSS yasası geri çekilsin ve bu süreçte uygulanmakta olan tüm katkı payları alımı durdurulsun!
  • Kadına yönelik ayrımcılık kaldırılsın, istihdamda ve çalışma yaşamında eşitlik sağlansın. Doğum sonrası ebeveyn izni ve kreş sorunu çözülsün. Yataklı tedavi kurumlarında 24 saat hizmet veren kreş hizmeti sağlansın!
  • SHÇEK çalışanlarına “sosyal hizmet tazminatı” ödenmesi için yasal düzenleme yapılsın!
  • Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri “fiili hizmet süresi zammı”ndan yararlandırılsın!
  • İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda düzenlemeler hayata geçirilsin!
  • Sağlık ve sosyal hizmetlerdeki mesleklerin tanımı ve ilgili yasal düzenlemeleri yapılsın!
  • Baskı, sürgün ve tutuklamalar ile göreve son vermeler durdurulsun!
  • Kamuda çalışan tüm personelin ulaşım sorunu ücretsiz çözülsün!

 
 

  •  
    •  
      •  
        •  
          •  
            •  

                          19.06.2009 

  •  
    •  
      •  
        •  
          •  

                     MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×