70 milyon insanın sağlığı hükümet tarafından gözden çıkarılmıştır. Çünkü; IMF ve Dünya Bankası projesi olan Genel Sağlık Sigortası, uluslar arası hastane şirketlerinin, ilaç-tıbbi teknoloji tekellerinin iştahını kabartıyor. Sermaye şimdiden hastane şirketler zinciri kurmak için Anadolu’daki hastanelere el atmış durumda. İlaç tüketiminin ulusal gelire oranı ‘Sağlıkta Dönüşüm’ programından sonra 2006 yılında %1.75’e çıktı. Bu oran ilaç tüketiminde açık ara ile dünya lideri olan ABD’den (%1.5) bile yüksek. Çünkü: GSS ile birlikte bu oran daha da yukarılara çekilecek. İlaç tekelleri gözünü Türkiye’ye dikmiş durumda.
Genel Sağlık Sigortası ile tamamlanması planlanan ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin mimarı Sabahattin Aydın halktan alınacak olan katkı payları ile ilgili olarak şunları ifade etmiştir: “Bu katkı paylarının ne kadar gerçekçi olduğunu zaman gösterecektir. Katkı payının caydırıcı etkisini elde edebilmek açısından çok geçmeden bu oranlarda değişikliğe gidilmesinin kaçınılmaz olacağına inanıyorum. Ancak şu aşamada, geçiş döneminde politik kabul edilebilirlik ve anlamsız muhalefet oluşturmamak adına cömert davranılması gerçekçilikten uzak değildir” Bürokratın da itirafı üzerine katkı payları yasada belirtilen oranda kalmayacak, hükümet halkın cebine elini daha fazla sokmaktan geri kalmayacaktır .
Yasada, ödenen primle belirlenmiş sağlık hizmetlerinden yararlanma getirilmesi, paket dışında kalan hastalıklar için cepten ödemelerin artması sonucunu doğuracaktır. Ayrıca bu pakette yer alacak hastalıkların belirlenmesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna bırakılması paketin daraltılabileceğinin işaretidir. Pakette yer alacak hastalıklar tıbbi gereklilik üzerinden değil, kar-zarar üzerinden belirlenecektir.
Genel Sağlık Sigortası Yasası ile sağlık hizmetlerinden yararlanmanın; prim ödeme zorunluluğuna, yükseltilebilecek olan katkı paylarına, ilave ücrete ve cepten ödemelere endekslenmesi toplumun sağlığını bozacaktır. İşsizlik oranının TÜSİAD raporunda %16,3 olarak açıklandığı ülkemizde yoksul ve işsizlerin sağlık hizmetlerine erişememesinin sonucu salgın hastalıkların ve aşıyla engellenecek vakaların artma ihtimali yüksektir. Sağlık alanında getirilmek istenen benzer politikaların uygulandığı Ukrayna’da Dünya Sağlık Örgütünün raporunda Kızamık vakalarının 2000- 2001’de 20 kat arttığı görülmüştür.
Ülkemizde ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın parça parça uygulanmaya başlamasıyla bile verem hastalığında yeni olgu oranında artış olmuştur. (yeni olgu oranı 2004 ‘de %24,6 iken 2005 yılında %26 – Kaynak: Verem Savaş Dairesi Başkanlığı.) Televizyonda bazı sivil toplum kuruluşlarının da ifade ettiği gibi her 10 dakikada bir bebeğimizin ve her gün bir annenin yaşamını kaybettiği ülkemizde Genel Sağlık Sigortası ile sağlığın tamamen paralı hale gelmesinin faturası ağır olacaktır.
Bu yasa ile işçinin, çiftçinin, yoksulun, işsizin, kayıt dışı çalışanların, esnafın, kadınların sağlık hizmetlerine ulaşması engellenmektedir. Sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir gelecek için; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası tamamen geri çekilmeli, sağlık hizmetlerinin finansmanı bütçeden karşılanmalıdır. Devlet; eşit, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu sağlamalıdır. 18.09.2008
Dr. Mehmet Antmen
SES Adana Şube Başkanı