14 Mart’ta yüz binlerin alanlara çıkmasının ardından Çalışma Bakanı Faruk Çelik sendikalarla görüşerek uzlaşma arayışına girdi. Bu arayışın sonucu yapılan görüşmelerde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık sigortası yasa tasarısının Sosyal Güvenlikle ilgili kısmında düzenlemeler yapılacağı belirtildi. Prim ödeme gün sayısının 7.200’e çekilmesi, mevcut çalışanların emekli aylıkları oranının korunması, cenaze ödeneği, malullük vb. düzenlemeler gündeme geldi.
Yasa tasarısı üzerinde görülmeyen ve dokunulmayan kısım ise sağlık boyutuydu. 70 milyon insanın sağlığı hükümet tarafından gözden çıkarılmıştır. Çünkü; Genel Sağlık Sigortası düzenlemesi uluslar arası hastane şirketlerinin, ilaç-tıbbi teknoloji tekellerinin iştahını kabartıyor. Sermaye şimdiden hastane şirketler zinciri kurmak için Anadolu’daki hastanelere el atmış durumda. İlaç tüketiminin ulusal gelire oranı ‘Sağlıkta Dönüşüm’ programından sonra 2006 yılında %1.75’e çıktı. Bu oran ilaç tüketiminde açık ara ile dünya lideri olan ABD’den (%1.5) bile yüksek. Çünkü: GSS ile birlikte bu oran daha da yukarılara çekilecek. İlaç tekelleri gözünü Türkiye’ye dikmiş durumda.
Bürokratın İtirafı: Katkı Payları Arttırılacak!
Genel Sağlık Sigortası ile tamamlanması planlanan ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin mimarı Sabahattin Aydın Sağlık Düşüncesi Platformu Dergisinde şunları ifade etmiştir: “Bu katkı paylarının ne kadar gerçekçi olduğunu zaman gösterecektir. Katkı payının caydırıcı etkisini elde edebilmek açısından çok geçmeden bu oranlarda değişikliğe gidilmesinin kaçınılmaz olacağına inanıyorum. Ancak şu aşamada, geçiş döneminde politik kabul edilebilirlik ve anlamsız muhalefet oluşturmamak adına cömert davranılması gerçekçilikten uzak değildir” Bürokratın da itirafı üzerine katkı payları yasada belirtilen oranlarda kalmayacaktır.
Teminat Paketi İle Tedavi Sınırlandırılıyor!
Yasa tasarısında ödenen primle belirlenmiş sağlık hizmetlerinden yararlanma getirilmesi, paket dışında kalan hastalıklar için cepten ödemelerin artması sonucunu doğuracaktır. Ayrıca bu pakette yer alacak hastalıkların belirlenmesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna bırakılması paketin daraltılabileceğinin işaretidir. Pakette yer alacak hastalıklar tıbbi gereklilik üzerinden değil, kar-zarar üzerinden belirlenecektir.
Genel Sağlık Sigortası İle Toplum Sağlığı Tehlikede!
Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı ile sağlık hizmetlerinden yararlanmanın; prim ödeme zorunluluğu, yükseltilebilecek olan katkı paylarına, ilave ücrete ve cepten ödemelere endekslenmesi toplumun sağlığını bozacaktır. İşsizlik oranının TÜSİAD raporunda %16,3 olarak açıklandığı ülkemizde yoksul ve işsizlerin sağlık hizmetlerine erişememesinin sonucu salgın hastalıkların ve aşıyla engellenecek vakaların artma ihtimali yüksektir. Sağlık alanında getirilmek istenen benzer politikaların uygulandığı Ukrayna’da Dünya Sağlık Örgütünün raporunda Kızamık vakalarının 2000- 2001’de 20 kat arttığı görülmüştür. 2006 yılında 19.673 vaka tespiti yapılmıştır.
Ülkemizde ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın parça parça uygulanmaya başlamasıyla bile verem hastalığında yeni olgu oranında artış olmuştur. (yeni olgu oranı 2004 ‘de %24,6 iken 2005 yılında %26 ) Kaynak: Verem Savaş Dairesi Başkanlığı. Televizyonda bazı sivil toplum kuruluşlarının da ifade ettiği her 10 dakikada bir bebeğimizin ve her gün bir annenin yaşamını kaybettiği ülkemizde Genel Sağlık Sigortası ile sağlığın tamamen paralı hale gelmesinin faturası ağır olacaktır.
Bu yasa tasarısı ile işçinin, çiftçinin, yoksulun, işsizin, kayıt dışı çalışanların esnafın, kadınların sağlık hizmetlerine ulaşması engellenmektedir. Sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir gelecek için; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı tamamen geri çekilmeli, sağlık hizmetlerinin finansmanı bütçeden karşılanmalıdır. Devlet yurttaşlarına eşit, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu sağlamalıdır. 27.03.2008 MERKEZ YÖNETİM KURULU