…
1.fotoğraf 2.fotoğraf 3.fotoğraf 4.fotoğraf
SSGSS’ye karşı TMMOB, KESK, DİSK, TTB, TDB, TEB, TÜRMOB ve BASK tarafından başlatılan, 15 Ocak’ta İzmir ve İstanbul’dan yola çıkan ve çok sayıda kitle örgütü ve siyasi parti tarafından desteklenerek iki farklı koldan yürüyen “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Yürüyüşü” 17 Ocak’ta yürüyüş kollarının Ankara’ya ulaşmasının ardından gerçekleştirilen bir mitingle sona erdi. Sabah saatlerinden itibaren Ankara Kolej Kavşağı’nda toplanmaya başlayan emek ve kitle örgütleri ile siyasi partiler il dışından gelen yürüyüş kollarını karşıladılar.
Bu sırada, kavşağın Kızılay ve Meclis yönleri panzerli polis barikatları ile kapatıldı. Önlerine barikat kurulan emekçiler, AKP’yi ve IMF patentli politikalarını, sağlık ve sosyal güvenlik haklarının gasp edilmek istenmesini protesto ettiler. DTP’den Özdal Üçer, Sevahir Bayındır ve İbrahim Binici, ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, CHP’den Cevdet Sevli başkanlığında bir grup milletvekili ile DSP’den Hasan Macit’in de katılarak destek verdiği yürüyüş korteji üç saate yakın barikat önünde bekletildi.
PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Haydar Kaya, Halkevleri Genel Başkanı Abdullah Aydın, Harb-İş Genel Başkanı Ahmet Kalfa ve yöneticiler, Türk-İş’e bağlı sendikaların Ankara şubeleri, Ankara 78’liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, Ankara’daki çok sayıda emek ve meslek, demokratik kitle örgütleri yöneticileri de eyleme destek verdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) “Yıpranma hakkı gasp edilemez” pankartı ile eyleme katılırken, eylemi izleyen onlarca gazeteci yakalarına, kamera ve fotoğraf makinelerine, “yıpranma hakkı gasp edilemez”, “yıpranıyoruz” kokartları taktılar. Eylemde, Metin Göktepe, Hrant Dink, Turan Dursun, Musa Anter, Uğur Mumcu gibi katledilen onlarca gazetecinin, üzerinde, “yıpranıyoruz” yazılı fotoğrafları taşındı.
Eylem sırasında sık sık “Birleşe, birleşe kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Barikat kalksın, yürüyüş başlasın”, “Emekçiye değil, IMF’ye barikat”, “Sağlık haktır, satılamaz” sloganları atılırken, önlerine kurulan polis barikatının, iktidarın emekçiden korktuğunun göstergesi olduğu ifade edildi. “Kendi emekçisinden, yurttaşından korkan iktidar olabilir mi?” sorusu katılımcılar tarafından alkışlar ve ıslıklarla, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP emekçiye hesap verecek” sloganı ile karşılandı.
Eylemciler yapılan görüşmeler sonucunda Kızılay Ziya Gökalp Bulvarı boyunca yürüyerek SSK İş hanı önüne vardılar. Ziya Gökalp Caddesi’nde barikat önünde açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yasanın yıkım yasası olduğunu vurgulayarak, tasarıya karşı bütün sendikaların meslek örgütleri ve siyasi partileri “birlikte hareket etmeye” çağırdı. Tasarı ile halkın emeklilik, sağlık ve sosyal güvence hakkının elinden alınacağını kaydeden Çelebi, tasarının IMF, Dünya Bankası talimatlarıyla hayata geçirilmeye çalışıldığını belirterek, “Hükümete meydan okuyoruz. Hodri meydan. Sonuna kadar mücadele edeceğiz ve yasayı geri çektirip iptal ettireceğiz” dedi.
TTB Başkanı Gençay Gürsoy da şimdiye kadar hükümetle ve Çalışma Bakanlığı ile görüşerek yasanın halka yansımasını anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Bu görüşmelerde sadece eleştiri değil, proje de sunduklarını vurgulayan Gürsoy, “Ama bizi dinlemediler. Biz de kitlelerle birlikte sokaktayız, şimdi ise karşımızda barikatlar var. Ama hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Hükümet sözcülerinin ve Başbakan’ın sosyal güvenlik sistemini sık sık “karadelik” olarak nitelediğini bildiren Gürsoy, “Sözünü ettikleri karadelik sosyal devlettir, bu karadelik kapanmamalıdır. Bunu kapatacaklarını söyleyerek bir yasa çıkartıyorlar, ama bununla birlikte sağlık ve sosyal güvenlik harcamaları daha fazla artacak ve delik daha da büyüyecek” dedi. Gürsoy, yasaya karşı olan bütün emekçileri birlikte hareket etmeye çağırdı.
KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir de “Dün yasaları nasıl geri püskürttüysek bugün yasa ile birlikte yasayı çıkartanları da geri püskürteceğiz” diye konuştu. Konuşmaların ardından yürüyüşçülerin Meclis’e gitmelerine izin verilmedi. Sadece “heyet” olarak gidilebileceğinin belirtilmesi üzerine yürüyüşçüler, “Birlikte geldik, Meclis’e de birlikte gideceğiz” diye heyetle Meclis’e gidilmesi önerisini kabul etmediler. Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, hükümetin, uyarılarını dikkate almadığı takdirde eylemlerinin artarak devam edeceğini belirterek genel grev uyarısında bulundu. Büyük bir coşku ve kararlılıkla süren eylem, “Mücadelenin süreceği” mesajı ile sona erdi.