Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı “Yok Edilen Kadınlar” adlı raporda dövülen, tecavüze uğrayan çok sayıda kadın ve genç kızın tanıklıklarına yer verildi. Uluslararası Af Örgütü hazırladığı bir raporda, dünyada her 5 kadından birisinin işkence gördüğünü bildirdi. “Yok Edilen Kadınlar” adı verilen raporda, işkencenin kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını reddeden ve şiddeti meşrulaştırmaya çalışan tüm kültürlerde kökleşmiş durumda olduğu belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı “Yok Edilen Kadınlar” adlı raporda dövülen, tecavüze uğrayan çok sayıda kadın ve genç kızın tanıklıklarına yer verildi. Uluslararası Af Örgütü hazırladığı bir raporda, dünyada her 5 kadından birisinin işkence gördüğünü bildirdi. “Yok Edilen Kadınlar” adı verilen raporda, işkencenin kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını reddeden ve şiddeti meşrulaştırmaya çalışan tüm kültürlerde kökleşmiş durumda olduğu belirtildi.
Dövülen, tecavüze uğrayan çok sayıda kadın ve genç kızın tanıklıklarına yer verilen raporda Af Örgütü, “işkencecilerin bazen devlet görevlileri ya da silahlı örgütlerin üyeleri olduğunu” kaydetti. Af Örgütü tarafından hazırlanan 80 sayfalık raporda, “işkencecilerin çoğunlukla aile ya da toplum üyelerinden veya işverenler arasından çıktığı” belirtildi. Aile ocağının zaman zaman “terör yeri” olduğu belirtilen raporda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde bir subayın eşi olan “K”nın düzenli, bazen çocuklarının önünde işkence gördüğü, ülkesinde polisten istediği yardıma yanıt gelmeyen kurbanın ABD’den sığınma hakkı istediği ifade edildi. Uluslararası haklar gereği, devletlerin işkenceyi yasaklamak ve önlemek zorunda olduğu vurgulanan raporda, hükümetlerin de bu suça ortak oldukları ve suçluları sakladıkları ya da destekledikleri savunuldu.
FİZİKSEL ŞİDDET
Dünya Bankası verilerine göre, 5 kadından birinin fiziksel şiddet ya da cinsel saldırı kurbanı olduğunu ve bu oranın Mısır’da yüzde 35, Hindistan’da yüzde 40’a kadar çıktığı belirtilen Af Örgütü raporunda, evlerde çalışan kadınların işverenlerinin kötü muamelesine maruz kaldığı vurgulandı. Raporda, 1993 yılında Suudi Arabistan’a çalışmaya giden Endonezyalı Nasiroh örneği hatırlatıldı. Raporda, kendisine tecavüz eden patronunu öldürmekle suçlanan Nasiroh’un 2 yıl süreyle gözaltında Suudi polisinin işkencesine maruz kaldığı ve hiçbir Endonezya diplomatik temsilcisinin bu süre boyunca kadının durumundan endişe duymadığı kaydedildi. Uluslararası Af Örgütü, raporunda ayrıca, aralarında Irak, Ürdün, Pakistan ve Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda ülkede “namus cinayetleri işlendiğini ve kadınların alınıp satıldığını ileri sürdü. Raporda, kadınların, “eğitici rollerinden ve toplumlarının sembolleri olmalarından ötürü” silahlı çatışmalarda da sürekli işkenceye maruz kaldıkları belirtildi.
SÜNNET EDİLEN KADINLAR
Öte yandan Dünyada her gün olduğu gibi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de, 4 ila 12 yaşındaki 6 bin kız çocuğu ve yeni yetme sünnet edileceği açıklandı. Fransa Uluslararası İnsani Plan örgütünden yapılan açıklamada, dünyada halen sünnetli 130 milyon kadının bulunduğu ve bu sayının her yıl 2,2 milyon arttığı belirtildi. Açıklamada, gelenek ve ataerkil yapı gereği Somali, Sierra Leone ve Mali’nin aralarında bulunduğu 43 ülkede her yıl 1,2 milyon çocuğun klitorisinin ve vajinal dudaklarının alındığına dikkat çekildi. Kadınların sünnet edilmesinden sonra sıklıkla sağlık sorunları yaşandığına dikkat çeken sivil toplum örgütü, gelişigüzel ve hijyen şartlarının sağlanmadığı ortamlarda yapılan bu müdahaleden sonra septisemiye varan enfeksiyon hastalıkları görüldüğünü bildirdi. Bu uygulamaya çok rastlanan ülkelerde geniş bir bilgilendirme kampanyası başlatıldığı ve Mali’de 25 sünnetçinin bistürilerini bırakmayı kabul ederek, Mali Kadın Müzesi’ne sergilenmek üzere gönderdikleri belirtildi.