Son günlerde ülkemizde artan şiddet ortamıyla birlikte, asker cenazelerinde isyan eden annelerin feryadı, bir kısım medya tarafından sinsi bir planın parçası olduğu söylemleriyle yargılanarak, savaş çığırtkanlığı yapılmaktadır.
Ülkenin dört bir yanına giden cenazelerde, yıllardır suskun kalan annelerin feryadı aslında akan kanın durması ve barış isteminin göstergesidir. Cenazeler üzerinden kurulan senaryolar, kan ve gözyaşı üzerinden siyasi rant elde etme çabaları bu ülke halkının yaralarına asla merhem olmadı, olmayacaktır.
Demokrasinin, insan haklarının rafa kaldırıldığı, insanlarımızın işkence tezgahlarından geçirildiği, 12 Eylül darbesinin 26. yılında, Diyarbakır'da patlatılan bomba her kim-kimler tarafından gerçekleştirildiyse, bu ülkede bir arada yaşamak isteyen halkların, kardeşlik zemininin üzerine patlatılmıştır.
Sağlıklı bir toplum oluşturmanın yolu; silahların sustuğu, şiddetin bertaraf edilip, barışın ikame edildiği ortamın sağlanmasından geçer. Gelecek kaygısı taşımayan, sağlık ve yaşam hakkının elinden alınmadığı, eşit- özgür demokratik bir Türkiye'de kardeşçe yaşama ortamının sağlanması için, tüm kesimler sorumlu davranarak üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. 13 Eylül 2006
MERKEZ YÖNETİM KURULU