SAĞLIK BAKANLIĞINA BAĞLI İKİNCİ ÜÇÜNCÜ BASAMAK SAĞLIK KURULUŞLARINDA DÖNER SERMAYE

Facebook
Twitter
WhatsApp

SAĞLIK BAKANLIĞINA BAĞLI İKİNCİ ÜÇÜNCÜ BASAMAK SAĞLIK KURULUŞLARINDA GÖREVLİ PERSONELE DÖNER SERMAYE

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

(Duruşma ve Yürütme İstemlidir)

 DAVACI: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

 VEKİLİ: Av. Öztürk Türkdoğan

 

DAVALI:

Sağlık Bakanlığı / ANKARA

Maliye Bakanlığı / ANKARA

 D. KONUSU: Sağlık Bakanlığı’na bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında görevli personele döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmasına dair yönergenin 4. maddesinin g, h, ı, j, k, l, m, n, o, p fıkralarında geçen “nöbet haricinde” ibarelerinin, s, t, u, y, z fıkralarının, 5. maddesinin e fıkrasının 1. paragrafında geçen “3 ayı geçmemek kaydı ile” ibarelerinin, e fıkrasının 2. ve 3. paragrafının, ı fıkrasının, j fıkrasının, k fıkrasının, l fıkrasının, m fıkrasının, n fıkrasının, o fıkrasının, s fıkrasının ikinci paragrafının, t fıkrasında geçen “3 ayı geçmemek üzere” ibarelerinin, t fıkrasının 2. paragrafının, u fıkrasının, z fıkrasında geçen “mali yıl sonunu geçmemek üzere” ibarelerinin 8. maddesinin 9. maddesinin, 10. maddesinin 2. paragrafının, 11. maddede geçen “6. ayın sonunu aşmamak şartı ile” ibarelerinin, geçici 1. maddesinin son cümlesinin, yönergeye ekli ek 2 formunun, ek 4 formunun yürütülmesinin durdurularak iptal edilmesine ve yönergeye dayanak olan 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 49. maddesinin k bendinin 2. paragrafının 2. cümlesi ile yönergenin 10. maddesinin 2. paragrafına dayanak olan 375 sayılı KHK’nın 1/A bendinin son paragrafının Anayasaya aykırı olması nedeni ile iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istemidir.

ÖĞRENME TARİHİ: 4 Şubat 2004

 AÇIKLAMALAR:

            Sağlık Bakanlığı’na bağlı 2. ve 3. Basamak Sağlık Kurumlarında görevli personele döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmasına dair yönerge Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak, 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yürürlüğe girmiştir. (Ek 1) 

            Yönergeye dayanak olan 2004 Yılı Mali Yılı Bütçe Kanununun 49. maddesinin k bendi gereğince;

            “04.01.1961 tarihli ve 209 sayılı kanunun  5. maddesinin 2. fıkrasından sonraki hükümleri aşağıdaki şekilde uygulanır.

            Personelin katkısı ile elde edilen döner sermaye gelirlerinden, 14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinin (A) bendine göre çalışanlardan döner sermaye biriminde görevli olan personel ile bu birimde 10.07.2003 tarihli ve 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilir. Bu ödemenin oranı ile usul ve esasları; personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığı’nca belirlenir. 

            Yukarıdaki fıkraya göre personelin katkısı ile elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele 1 yılda yapılacak ek ödemenin tutarı, ilgili personelin 1 ayda alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı hariç) toplamının, pratisyen tabip ve diş tabiplerinden serbest çalışanlara %300’ünü, serbest çalışmayanlara %500’ünü, uzman tabip, tıpta uzmanlık tüzüğünde belirtilen dallarda bu tüzük hükümlerine göre uzman olanlar ve uzman diş tabiplerinden serbest çalışanlara %500’ünü, serbest çalışmayanlara %700’ünğü, serbest çalışmayan klinik şef ve şef yardımcılarına %800’ünü, işin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi ve acil servis gibi özellikli hizmetlerde çalışan sağlık personeli için (tabipler hariç) %2002ünü, diğer personele ise %150’sini geçemez. 10.07.2003 tarihli ve 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline yapılacak ek ödemenin tutarı ise, aynı birimde aynı unvanlı kadroda çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali sağlık personeli esas alınarak belirlenir ve bunlara yapılacak ek ödeme, hiçbir şekilde emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemez.

            …

            Personelin katkısı ile elde edilen döner sermaye gelirlerinden, o birimde görevli personele yapılacak ek ödeme toplamı (ilgili birimi cari yıldaki), döner sermaye gelirinin %50’sini aşamaz.” 

Dava konusu ettiğimiz döner sermaye yönergesinin hazırlanışı ve felsefesi ile ilgili görüşlerimiz şunlardır:

Sağlık Bakanlığına bağlı tüm kurumlarda yaygınlaştırılan Döner Sermaye uygulaması, uygulanmaya başlandığı 1990 yılından bugüne kadar çalışanlar arasında huzursuzluk kaynağı olmuştur. Zamanında ödenmemesi, bazı durumlarda hiç ödenmemesi, adaletli dağılım yapılmaması, meslekler arasında ve mesleklerin kendi içindeki bireylerin çalışma barışını bozan bir sonuca götürmüştür. 2001 yılında, birinci basamak sağlık kurumlarında döner sermaye uygulamasına geçilmesi ile de koruyucu sağlık hizmetleri geri plana itilmiş, halkın ücretsiz sağlık hakkından yararlanma hakkı yok edilmiştir.

Döner Sermaye uygulaması ile birlikte, sağlıkta özelleştirmenin adımları atılmış, vatandaşa verilmesi gereken sağlık hizmeti yerine, “müşteri”lere hizmet satılması anlayışı uygulanmak istenmiştir. Bu şekilde sağlık temel bir insan hakkı olmaktan çıkarılmış, kamu kuruluşlarında hasta – sağlık emekçisi arasına para kavramı girmiştir. Böylece sağlık hizmetini sunan sağlık emekçileri ile sağlık hizmetini alan halk karşı karşıya getirilmek istenmiş, sağlık emekçileri özelleştirilme uygulamasına ortak edilmek istenmiştir.

Zaman içerisinde hükümet politikaları ile sağlık emekçilerinin ücretleri bilinçli olarak düşük tutulmuş, döner sermayeden ek ödemeye muhtaç hale getirilmişlerdir.

Performans değerlendirmesi adı altında, insana hizmet verilen bir ortamda objektif olmayacak kriterler üzerinden döner sermaye payı ödenmesi farklı sorunları da beraberinde getirmiştir. Performans değerlendirme puanlarının başvuran hastanın maliyeti yada kuruma sağladığı gelir üzerinden belirlendiği bilinmektedir. Bu durumda hastanın başvuru sonrası iyilik hali önemini kaybetmiştir.

Döner sermayedeki performans sisteminin çalışanlar üzerinde çeşitli şekilde baskı kurmanın aracı olarak kullanıldığını da bilmekteyiz. Dini inançları, siyasi görüşleri, etnik kökeni farklı olanlara, farklı sendikalara üye olanlara, kişisel çekişmelere kadar değişik durumlarda amirin inisiyatifini kullanabildiği görülmektedir. Ayrıca bu sistem cezalandırma amaçlı olarak da kullanılmaktadır. Çok sayıda istek dışı görevlendirme ve naklen atama yaşanmaktadır.

Hastanın kuruma sağladığı gelir üzerinden değerlendirme, hekim merkezli puanlama sistemini de beraberinde getirmiştir. Bu uygulama sonucunda sağlık emekçilerinin Döner Sermayeden aldığı pay oranında en alt – en üst rakamlar arasında uçurumlar olabilmektedir. Aynı ilde aynı işi yapan pratisyen tabipler arasında 10 kata kadar döner sermaye geliri uçurumu olabilmektedir.

Performans değerlendirmesine dayalı döner sermaye uygulamasında her çeşit cerrahi müdahalelere (girişimsel işlemler) fazla puan verilmesi, tıp etiği açısından tartışmalı sonuçlar doğurmaktadır.

Performansa  dayalı döner sermaye uygulamasında yıllık izin, mazeret izni ve hastalık izinlerinde ek ödeme ödenmemektedir.

Performans değerlendirmesinde, diş hekimleri aleyhine düşük puan uygulaması yapılmaktadır.

SSK – Sağlık Bakanlığı protokolü sonrası başvuru sayısı artmış olmasına karşın personel eksikliği giderilmediğinden çalışanların iş yükü daha artmıştır.

            Dava konusu yönergenin iptalini ve yürütülmesinin durdurulmasını istediğimiz maddeleri ile ilgili hukuka aykırılıklar ayrıca bir dilekçe ile belirtilecektir.  

Yönergenin 1. maddesindeki amaç incelendiğinde, Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında çalışan personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması, kuruluşlarda yapılan muayene, girişimsel işlemler ile özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak sağlık kuruluşlarında sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve verimli hizmet sunumunun teşvik edilmesinin sağlanması amacı ile döner sermaye verildiği görülecektir.

Yönergenin amacı ile hazırlanan sistem birbiri ile çelişmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi sistem hekim merkezlidir. Diğer personel göz ardı edilmiştir. İkinci olarak sistem vatandaşın sağlık kuruluşunda yaptırdığı muayene ve tetkiklerin sayısı üzerine kurulmuştur. Sistem hizmeti veren sağlık personeli ile hizmeti alan vatandaşın memnuniyeti üzerine kurulmamıştır. Bu sistemle aynı işi yapan aynı kadrodaki personel çok farklı döner sermayeden ücret alabilmekte ve böylece çalışma barışı bozulmaktadır. Dolayısıyla kaliteli ve verimli hizmet sunumu teşvik edilmemektedir.

ANAYASAYA AYKIRILIK SEBEPLERİ:

            5027 sayılı 2004 mali yılı bütçe kanununun 49. maddesinin k bendinin 2. paragrafının 2. cümlesi Anayasanın 2, 5, 55, 56, 128 ve 161. maddelerine aykırıdır.

            Yönergenin 10. maddesinin 2. paragrafına dayanak olan 375 sayılı KHK’nın 1/A bendinin son paragrafı Anayasanın yukarıda belirtilen maddelerine aykırıdır.

            Anayasanın 152. maddesine göre, Anayasaya aykırılık iddiamızın değerlendirilerek bir karar verilmesi ve iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA NEDENLERİ: 2577 sayılı kanunun 27. maddesindeki şartlar gerçekleştiğinden dava konusu ettiğimiz yönergenin iptalini istediğimiz hükümlerinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerekmektedir.

HUKUKSAL SEBELER: Anayasa, Danıştay Kanunu, 224 sayılı yasa, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu ve diğer yasal mevzuat.

 DELİLLER: Ekteki yönerge ve diğer yasal deliller.

 İSTEM SONUCU: Duruşma isteğimiz kabul edilerek, Sağlık Bakanlığı’na bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında görevli personele döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmasına dair yönergenin 4. maddesinin g, h, ı, j, k, l, m, n, o, p fıkralarında geçen “nöbet haricinde” ibarelerinin, s, t, u, y, z fıkralarının, 5. maddesinin e fıkrasının 1. paragrafında geçen “3 ayı geçmemek kaydı ile” ibarelerinin, e fıkrasının 2. ve 3. paragrafının, ı fıkrasının, j fıkrasının, k fıkrasının, l fıkrasının, m fıkrasının, n fıkrasının, o fıkrasının, s fıkrasının ikinci paragrafının, t fıkrasında geçen “3 ayı geçmemek üzere” ibarelerinin, t fıkrasının 2. paragrafının, u fıkrasının, z fıkrasında geçen “mali yıl sonunu geçmemek üzere” ibarelerinin 8. maddesinin 9. maddesinin, 10. maddesinin 2. paragrafının, 11. maddede geçen “6. ayın sonunu aşmamak şartı ile” ibarelerinin, geçici 1. maddesinin son cümlesinin, yönergeye ekli ek 2 formunun, ek 4 formunun yürütülmesinin durdurularak iptal edilmesine ve yönergeye dayanak olan 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 49. maddesinin k bendinin 2. paragrafının 2. cümlesi ile yönergenin 10. maddesinin 2. paragrafına dayanak olan 375 sayılı KHK’nın 1/A bendinin son paragrafının Anayasaya aykırı olması nedeni ile iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı idareler üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. 05.04.2004

Av. Öztürk Türkdoğan

Ek: Onanmış Vekaletname

Yönerge

Ek dilekçe


DANIŞTAY 11. DAİRE BAŞKANLIĞI’NA

 DOSYA NO:2004/

 DAVACI: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

 VEKİLİ: Av. Öztürk Türkdoğan

 DAVALI:

Sağlık Bakanlığı / ANKARA

Maliye Bakanlığı / ANKARA

 D. KONUSU: Dava ile ilgili beyanlarda bulunulmasıdır.

 AÇIKLAMALAR:

Dava konusu yönergenin iptalini ve yürütülmesinin durdurulmasını istediğimiz maddeleri ile ilgili hukuka aykırılıklar şunlardır. 

            Yönergenin 4. maddesinin g, h, ı, j, k, l, m, n, o, p fıkrasında geçen “nöbet haricinde” ibarelerinin, s, t, u, y,z fıkraları hukuka aykırıdır.

            Yönergenin 4. maddesinde tanımlamalar yapılmıştır. Tanımlamaların iptalini istediğimiz diğer maddelerle bağlantısı olduğundan, o maddelerde belirtilen hukuka aykırılık sebepleri göz önüne alınarak iptal edilmesi gerekmektedir.

            4. maddenin g fıkrasında yönergeye ekli 4 sayılı listede yer alan işlemler tanımlanmıştır.

            4. maddenin h fıkrasında tabip muayene ve girişimsel işlemler puanı tanımlanmıştır.

            4. maddenin ı fıkrasında klinik hizmet toplam puanı tanımlanmıştır. 

            4. maddenin j fıkrasında klinik hizmet puan ortalaması tanımlanmıştır.

            4. maddenin k fıkrasında hastane hizmet puan ortalaması tanımlanmıştır.

            4. maddenin l fıkrasında bilimsel çalışma destek puanı tanımlanmıştır.

4. maddenin m fıkrasında eğitici destekleme puanı tanımlanmıştır.

4. maddenin n fıkrasında net performans puanı tanımlanmıştır.

4. maddenin o fıkrasında aktif çalışılan gün katsayısı tanımlanmıştır. Buna göre; o dönem içinde nöbet izinleri hariç yıllık izin, mazeret izni, sağlık kurulu veya tek tabip raporlarına istinaden kullanılan hastalık izinleri ve ücretsiz izinler sebebi ile çalışılmayan günler eksik çalışılmış gün olarak kabul edilmektedir. Bu şekilde 2004 yılına kadar yürürlükte olan döner sermaye yönergelerine göre, yıllık izinlerde ödenen döner sermayenin artık ödenmeyeceği noktasına gelinmiştir. Dayanak yasada herhangi bir düzenleme yer almamasına rağmen sağlık personelinin kanuni hakkı olan yıllık izin, mazeret izni ve hastalık izinlerinde döner sermayenin kesilmesi açıkça hukuka aykırıdır.

Ayrıca, 657 sayılı kanunun yıllık izni düzenleyen 102 ve 103. maddeleri ile mazeret izni düzenleyen 104. maddesi, hastalık izni düzenleyen 105. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kamu görevlilerinin senelik izin, mazeret izni ve hastalık izinlerinde geçirdikleri süreler ücretli izinli sürelerdir. Dolayısıyla bu günler de çalışılmış sayılan gün olarak anılmaktadır. Dava konusu yönerge ile 657 sayılı kanunun bu hükümlerine aykırı davranılmıştır. Ayrıca yönergenin dayanağı olan 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun 49. maddesinin (k) fıkrasında da davalı idareye senelik izin, mazeret izni ve hastalık izni halinde döner sermayeden ek ödeme kesintisine gitmeye imkan verecek bir yetki tanınmadığı gibi düzenleme de yer almamaktadır.

            Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı yataklı tedavi kurumlarında 24 saat kesintisiz hizmet verilmektedir. Bu şekilde hizmet verilen kuruluşlara da 2. ve 3. basamak sağlık kurumu denmektedir. Sağlık personeli gece gündüz demeden resmi tatil günlerinde dahi sürekli hizmet üretmektedir. Sağlık personelinin bu özgün durumu gözetilmeden, senelik izin, hastalık ve mazeret izinlerinde ek ödeme kesintisine gidilmesi hukuka aykırıdır. Bu düzenleme ile ücreti düşük olan sağlık personelinin döner sermayeden ek ödemeyi tam alabilmek için yasal izin haklarını bile kullanmaması amaçlanmaktadır. Ayrıca dava konusu yönergedeki sistemde genel olarak kliniğin performansı ölçülmekte, çalışanların klinik çalışmasının ortalamasına göre ek ödemeden faydalanması amaçlanmaktadır. Çalışanlardan birisinin senelik iznini kullandığında, yerine yeni bir personel verilmemekte, aynı iş yükü klinikte kalan diğer personel tarafından paylaşılmaktadır. Bu uygulama her izne çıkışta diğerlerinin iş yükünün artması şeklinde devam etmektedir. Yönergenin amacı ile senelik, hastalık ve mazeret izin hallerinde ek ödeme kesintisine gidilmesini içeren hükümler arasında bir tezatlık oluşmaktadır.

Davalı idarelerden Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatında çalışan personel için çıkarmış olduğu Merkez Ek Ödeme Yönergesinin 4. maddesinin (f) fıkrasında yıllık izinlerde ek ödeme yapılacağı açıkça vurgulanmaktadır. Bu durumda, Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalıştırdığı personel arasında ayrım yapmış, eşitlik ilkesine aykırı davranmıştır.(Ek 1)

4. maddenin p fıkrasında mesai dışı çalışma puanı tanımlanmış olup, tabip dışı personele nöbet haricinde mesai dışı çalışma saatinin 20 ile çarpılması sonucu bulunan oranın esas alınacağı belirtilmektedir. Ayrıca 24 saat hizmet verilen 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarında personel mesai dışındaki çalışmasını nöbet yaparak yürütmektedir. Bu düzenleme ile nöbetin hariç bırakılması, sağlık çalışanını daha fazla ek ödeme alabilmek için normal mesaisini uzatarak fazla çalışmaya zorlamaktadır. Örneğin, sabah 07.00’de işe başlayan sağlık personeli günlük 9 saatlik mesaisini saat 16.00’da bitirmekte, daha fazla ek ödeme alması için mesaisini saat 16.00’dan sonra birkaç saat daha uzatması amaçlanmaktadır.

4. maddenin s fıkrasında hizmet alanı – kadro – unvan katsayısı tanımlanmıştır.

4. maddenin t fıkrasında eğitim hastaneleri kadro unvan katsayısı tanımlanmıştır.

4. maddenin u fıkrasında hastane toplam puanı tanımlanmıştır.

4. maddenin y fıkrasında tavan ek ödeme tutarı tanımlanarak, personelin ek ödeme matrahında taban aylığına ve vekalet aylığına yer verilmemiştir.

4. maddenin z fıkrasında net ek ödeme tutarı tanımlanmıştır.

Yönergenin 5. maddesinin e fıkrasının 1. paragrafında geçen “3 ayı geçmemek” ibarelerinin, e fıkrasının 2. ve 3. paragraflarının, ı fıkrasının, j fıkrasının, k fıkrasının, l fıkrasının, m fıkrasının, n fıkrasının, o fıkrasının, s fıkrasının 2. paragrafının, t fıkrasında geçen “3 ayı geçmemek üzere” ibarelerinin, t fıkrasının 2. paragrafının, u fıkrasının, z fıkrasında geçen “mali  yıl sonunu geçmemek üzere” ibareleri hukuka aykırıdır.

5. maddenin e fıkrasının 1. paragrafında döner sermayesi bulunmayan kurum ve kuruluşlarda geçici veya resen görevlendirilen personelin 1 yıl içinde toplam 3 ayı geçmemek kaydı ile asıl kadrosunun bulunduğu kuruluşun  ek ödemesinden faydalanacağı belirtilmektedir.  Bilindiği gibi 5442 sayılı kanunun C bendine göre il valileri il içerisinde naklen atama yapabilecekleri gibi görevlendirme de yapmaktadırlar. Görevlendirmeler gönüllülük temelinde olsa bile, döner sermaye ödenmesinin 3 ay ile sınırlandırılması bu alanda sorunlar yaratmakta, gönüllülük temelinde görevlendirilmeyi engellemektedir. Ayrıca uzun süreli görevlendirmelerde de personel mağdur edilmektedir. Görevlendirilen personel görevlendirildiği kurumda sağlık hizmeti ürettiğinden kendisine döner sermaye verilmesine devam edilmesi gerekmektedir.

5. maddenin e fıkrasının 2 ve 3. paragrafları hukuka aykırıdır. 2. paragrafta net performans puanı tanımlanmış, 3. paragrafta ise hizmet içi eğitime katılan personel ile ilgili olarak bu puanla bağlantılı bir hesaplama sistemi getirilmiştir.

5. maddenin ı fıkrasında makam temsil ve görev tazminatlarının yanı sıra taban aylığı, kıdem aylığı, vekalet aylığı, ikinci görev aylığı ve özelleştirilen kuruluşlardan nakledilen personele ödenen fark tazminatı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı personeline ödenen ek ödemenin döner sermayeden yapılacak ek ödeme matrahına dahil edilmeyeceği belirtilmektedir. Döner sermaye matrahına taban aylığı, kıdem aylığı, vekalet aylığı, ikinci görev aylığı ve fark tazminatının dahil edilmemesi hukuka aykırıdır. Bu unsurlar maaşın temel unsurlarıdır. Taban aylığı ile vekalet aylığının matraha dahil edilmemesinin nedeni 375 sayılı KHK’nın 1/A bendinin son paragrafıdır. Bu nedenle, bir kamu görevlisinin maaşının en temel unsuru ve ayrılmaz bütünü olan taban aylık ile vekalet aylığının matraha dahil edilmemesinin nedeni olan 375 sayılı KHK’nın 1/A bendini son paragrafının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmalıdır. Bununla ilgili Anayasaya aykırılık sebepleri aşağıda belirtilecektir.

5. maddenin j fıkrasında devlet hastanelerinde laboratuar birimlerinde çalışan personel için görev yaptıkları laboratuar biriminin verimliliğine göre, katsayılarının azaltılıp, artırılabileceği düzenlenmiştir. Buradaki düzenleme objektif kriterlere uygun olmadığından ve sürekli hasta artışına paralel olarak daha fazla iş yapılacağı ön yargısına dayalı olduğundan hukuka aykırıdır.

5. maddenin k fıkrasında eğitim ve araştırma hastaneleri için devlet hastanelerindeki değerlendirme kriterlerinin kullanılacağı belirtilerek, kişi yerine klinik şefliği biriminin değerlendirileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemede de performansa dayalı kriterler söz konusu olduğundan hukuka aykırı bulduğumuzu belirtmek isterim.

5. maddenin l fıkrasında, bilimsel çalışma destek puanının 40 puan / yıl çalışmayı belgeleyen şef, şef yardımcısı, baş asistan ve uzmanlara takip eden yıl içinde uygulanacağı belirtilerek hukuka aykırı davranılmıştır.

5. maddenin m fıkrasında; eğitici destekleme puanının verilmesi ile ilgili düzenleme yer almış olup, belirtilen kriterler objektif olmadığından hukuka aykırı görülmüştür.

5. maddenin n fıkrasında; hastane baştabip ve müdür yardımcılarının sayısının fazla olması halinde, bunlarla ilgili puanın hesaplanması yöntemi gösterilmiş olup, bu durum hukuka aykırı görülmüştür.  

5. maddenin o fıkrasında; eğitim hastanelerinde klinikler dışında çalışan tabiplerin net performans puanlarının hesaplanması gösterilmiştir.

5. maddenin s fıkrasının 2. paragrafında olağanüstü hallerde görevlendirilen personelin net performans puanı tanımlanmıştır.

5. maddenin t fıkrasında, hizmete yeni açılan kamu kurum veya kuruluşlarında, kurum veya kuruluşun hizmete açıldığı tarihten itibaren 6 ay içerisinde görevlendirilen personele bu dönem içerisinde kalmak kaydı ile 3 ayı geçmemek üzere görevlendirme süresince ek ödeme verileceği belirtilmektedir. Yönergenin bu fıkrasında   6 ay süre ile görevlendirme yapıldığı halde ödemenin 3 ayla sınırlı tutulası hukuka aykırıdır. Kaldı ki yeni açılan bir kuruluşun döner sermayesini kurabilmesi 6 aydan fazla bir zaman alabilmektedir. Bu durumda buraya görevlendirilen personel maddi yönden hak kaybına uğramış olacaktır. 

5. maddenin t fıkrasının 2. paragrafında görevlendirilen personele ödenen net performans puanı tanımlanmıştır.

5. maddenin u fıkrasında, özelleştirme kapsamındaki kurum ve kuruluşlardan naklen tayin edilen personele ödenen fark tazminatının döner sermaye ek ödeme yutarına dahil edileceği belirtilmektedir. Bu şekilde bu personele  4046 sayılı kanunun 22. maddesine göre kazanılmış hak olarak ödenen bir ücretin kazanılmış hak kabul edilemeyen döner sermaye ile tamamlattırılması hukuka aykırıdır. Bu durum personelin aleyhinedir.

5. maddenin z fıkrasında ek ödemenin aylık olarak yapılacağı, döner sermaye komisyonunca ödeme yapılmamasına karar verilen ayların puanlarının mali yıl sonuncu geçmemek üzere ödeme yapılacak aya devredileceği belirtilmektedir. Bu şekilde personelin hak ettiği döner sermaye gelirine mali yılla sınırlı tutularak bir hak mahrumiyetine neden olunması sağlanmıştır. Örneğin, Kasım ayında döner sermaye dağıtılmamışsa, bu aya tekabül eden gelirin Aralık ayında dağıtılmaması halinde Ocak ayında para olsa bile dağıtım yapılamayacaktır.

Yönergenin 8. maddesinde net performans puanı hesaplanması ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler mevcuttur.

Yönergenin 9. maddesinde ödenecek net ek ödeme tutarı düzenlenmiştir.

Yönergenin 10. maddesinin 2. paragrafında ek ödeme matrahına makam, temsil ve görev tazminatlarının yanı sıra taban aylığı, kıdem aylığı, vekalet aylığı, ikinci görev aylığı ile özelleştirilen kuruluşlarda nakledilen personele ödenen fark tazminatının ek ödeme matrahına dahil edilmeyeceği belirtilmektedir. Bu düzenleme hukuka aykırıdır. Yukarıda belirtilen unsurlar maaşın temel unsurlarıdır. Taban aylığı ile vekalet aylığının ek ödeme matrahına dahil edilmemesinin nedeni 375 sayılı KHK’nın 1/A bendinin son paragrafıdır. Bu hususla ilgili Anayasaya aykırılık sebepleri aşağıda belirtilmiştir.

Yönergenin 11. maddesinin son cümlesinde, döner sermaye gelirlerinin tahsilatında gecikme olması halinde ilgili ödeme dönemini takip eden 6. ayın sonunu aşmamak şartı ile tahsilat yapıldığı zaman ödeme yapılabileceği düzenlenmiştir. Yönergenin bu düzenlemesi ile tahsilatların gecikmesinde tahsilat yapıldığı zaman ödeme süresinin 6 ayla sınırlı tutulması çeşitli su istimallere neden olabilmekte, geciktirme sureti ile personelin hak kaybına uğramasına yol açmaktadır.

Yönergenin geçici 1. maddesinin son cümlesinde personel için ödemeye esas alınan tutarın, aktif çalışılan gün katsayısı ile çarpılacağı belirtilmektedir. Aktif çalışılan gün katsayısı ile ilgili hukuka aykırılık sebepleri yukarıda belirtilmiştir.

Yönergeye ekli ek 2 formunda hizmet alanı – kadro unvan katsayıları düzenlenmiş olup, personelin görevi ve öğrenim durumu göz önüne alındığında katsayılar arasında eşitsizlik bulunduğundan, hukuka aykırılıklar mevcuttur.

Yönergeye ekli ek 4’de girişimsel işlemler belirtilmiştir. Bu girişimsel işlemlere  verilen puanlar üzerinden performansa dayalı ek ödemenin hesaplanması bir bütün olarak hukuka aykırı olduğundan, yönergeye ekli ek 4’de hukuka aykırıdır.  

Yönergenin 1. maddesindeki amaç incelendiğinde, Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında çalışan personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması, kuruluşlarda yapılan muayene, girişimsel işlemler ile özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak sağlık kuruluşlarında sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve verimli hizmet sunumunun teşvik edilmesinin sağlanması amacı ile döner sermaye verildiği görülecektir.

Yönergenin amacı ile hazırlanan sistem birbiri ile çelişmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi sistem hekim merkezlidir. Diğer personel göz ardı edilmiştir. İkinci olarak sistem vatandaşın sağlık kuruluşunda yaptırdığı muayene ve tetkiklerin sayısı üzerine kurulmuştur. Sistem hizmeti veren sağlık personeli ile hizmeti alan vatandaşın memnuniyeti üzerine kurulmamıştır. Bu sistemle aynı işi yapan aynı kadrodaki personel çok farklı döner sermayeden ücret alabilmekte ve böylece çalışma barışı bozulmaktadır. Dolayısıyla kaliteli ve verimli hizmet sunumu teşvik edilmemektedir. Birinci basamak sağlık kuruluşlarında koruyucu sağlık hizmetleri ihmal edilmekte, personel daha çok ek ödeme alabilmek için tedavi edici hizmetlerle görevlendirilmektedir.

Medi Magazin gazetesinin 19 Nisan 2004 tarihli 174 sayılı nüshasının 1. sayfasında Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ’ın bir demeci yer almaktadır.(Ek 2) Buna göre sayın bakan, “Doktorları kar ortağı yaptık” şeklinde açıklama yapmıştır. Sağlık  Bakanlığının bu açıklaması yukarıda bir bütün olarak ifade etmeye çalıştığımız hukuka aykırılıklar konusunda ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir. Bilindiği gibi özel sektöre ait ticari işletmelerin amacı kar etmektir. Sağlık Bakanlığı Performansa Dayalı Döner Sermaye Yönergesi ile hastaneleri adeta birer “işletme” haline getirmiş ve sağlık personelini bu işletmenin kar ortağı durumuna sokmuştur. En temel hizmetlerden olan sağlık hizmetinin kamu tarafından kamu görevlileri eliyle kamu yararı gözetilerek verilmesi gerekirken, kar esasına dayalı bir anlayışla sağlıklı bir sağlık hizmeti verilemeyeceği gibi çalışanlar arasında da iş barışı kurulamaz.

Sonuç olarak, bu yönerge ile sağlık kurumları ticarethane, hastalar müşteri olarak algılanmış olup, daha fazla müşteri üzerinden daha fazla iş yapılması ve ona göre döner sermaye ödenmesi öngörülmüştür.

İSTEM SONUCU: Ek beyanlarımızın dikkate alınarak, davamız hakkında istem gibi  karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. 22.04.2004

Av. Öztürk Türkdoğan

EK:

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×