Van Şubemizin de bileşeni olduğu Van Demokrasi Platformu IŞİD katliamlarını kınamak için basın açıklaması yapmıştır.

ŞENGAL EM İN, EM Jİ ŞENGALÊ NE!

Van Demokrasi Platformu olarak başta İŞİD çetelerinde Maxmud’da kat edilen Özgür Basın Muhabiri Deniz Fırat’ı anarak basın açıklamamamıza başlamak istiyoruz.

Ortadoğu‘nun demografik açıdan İslami yoğunluğu yanı sıra bölgenin ve şeriatçı güçlerin emperyalizmin manipülasyon alanında bulunması, sengalaciklamaMüslüman Kardeşler, Özgür Suriye Ordusu El Kaide, Nusra Cephesi, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) şeriatçı gibi örgütlere bölgede etkili bir hareket serbestisi sağlamıştır. Bugün özellikle Irak ve Suriye‘de halklar şeriatçı terör sonucu katliamlarla kırıma maruz kalmaktadır

Ortadoğu’nun gerçek sahipleri olan Kürdistanlılar da hem savaş boyutunda, hem de kendi kaderlerini tayin etme kararlılıkları Ortadoğu’yu ciddi değişimlere zorunlu bırakmıştır.

Bu değişimin orta doğudaki gerçek adı Rojava devrimidir.  Halkların, inançların, kadınların buluşma ve mücadelelerinin şeklide  Rojava’da ki özerk kantonlardır. Bu nedenle biz Van Demokrasi Platformu olarak Rojava devrimini ve Güney Kürdistan’daki kazanımları Ortadoğu Halkları için yapılan bir devrim olarak tanımlıyor ve mücadelelerini kendi özgün özerk mücadelemize güç  veren yanlarıyla sahipleniyoruz. Rojava’yı Şengal’ı, Maxmur’u ve tüm Kürdistan coğrafyasını sahiplenmeyi temel ve ilk görevimiz olarak nitelendiriyoruz.

Rojava devrimi; demokratik ulus perspektifi ile çelişki üreten değil, çelişkileri tüketen bir devrimin adı olmuştur. İşte tamda bu nedenden kaynaklı kapitalist güçler ve onun işbirlikçileri olan Ortadoğu’daki gerici güçleri Rojava devrimini boğmak ve tarihi direnenler yazmasın diye, her seferinde farklı bir çete ismiyle bu seferde İŞİD denen çete ile katliamcı gücünü devreye koymuş ve her türlü desteği sunarak katliamlar yapmasına da sessiz kalarak onay vermiştir.

Egemen güçlerin katliamcı ve soykırımcı odaklarından biri olan İŞİD çetecileri, Kürdistan’ın Rojava ve güney halklarına yönelik katliamlar yaparak, tarihi ve kültürel değerleri yok ederek sonuç almaya çalışmaktadırlar. Bu çeteci oluşum ve onun arka planında olanlar unutmasınlar ki tüm dünya halkları ve tarih önünde hesap vereceklerdir.

İŞİD çetelerinin, savunmasız kalan Güney Kürdistan’ın Şengal kentine yönelimi ve bu yönelimleri sonucu yüzlerce Şengal’de yaşayan Ezidi Kürdün katledilişi, yüzlercesinin rehin alınışı, çocuk ve yaşlıların açlık ve susuz kalışıyla yaşamlarını kaybetmesi, yüzlerce kadına tecavüzü ve soykırıma tabi tutulmasını insanlık tarihi açısından asla kabul edilemeyecek, faşizan ve vahşi saldırılardır.

Onlarca kez katliam ve soykırıma uğrayan Êzidiler Kürdistan’ın kök hücresidirler. Bu tutuma karşı tavır almak ve sesiz kalmayıp öz savunmaya geçmek ise hem insani, hem vicdani, hem de ahlaki duruşun da kendisidir.

Kobani’de Kürt halkının tarihi direnişi karşısında büyük bir yenilgi alan İŞİD çeteleri Şengal’de Ezidi Kürtlere saldırarak Kürt halkından intikam almak istemektedir. Ortadoğu halklarının, inançların ve kültürlerin barış ikliminde eşit ve özgürce yaşamanın önünde en büyük engel ve tehdit haline gelen İŞİD çetelerini, tarihin çöp sepetine atmanın zamanı gelmiştir. Bunun yolu da Kürt halkının ulusal birliğinden ve ortak savunma gücünü oluşturmaktan geçmektedir.

Bunun ilk adımını yıllardır zulümden kaçmış Maxmur Kampı Halkı ve Şengal’de Ezidi Kürt kardeşlerimizi savunarak gerçekleştirilmişlerdir. Bu durumdan çok mutlu olduğumuzu buradan belirterek, bu dayanışmayı sağlayan Kürt savaşçılarını buradan selamlamak istiyoruz.

Bu birlikteliği devamlı kılmak da tüm Kürt halkının siyasal ve toplumsal yapıların tarihi görev ve sorumluluğudur. Bu tarihi görev ve sorumlukların gerçekleştirilmesini engelleyen, geri duran siyasal yapıları ne tarih ne de Kürt halkı affetmeyecektir.

Bölgedeki halklara ve inançlara saldıran bu çeteler, temelde Kürt halkının varlığına ve kendileri gibi vahşet uygulamayan ve bunu tasvip etmeyen herkese yönelmektedir. Bu katliamın bilançosu, vahşet düzeyindedir. Dünyanın egemen devletleri canları sıkıldığında en demokratik bir girişimi bile terörist bir hareket ilan ederken, IŞİD’e karşı sahip olduğu tavırsızlık, bu vahşeti hoş gördüklerini ve bunun sonucunda ortaya çıkacak boşluğu değerlendirmek istendiği anlaşılmaktadır.

Şengal’de başlatılan bu saldırı dalgası, son olarak yıllardır zulümden kaçmış Maxmur Kampı’na saldırmış ve bu çetenin Kürtlere tarihte uygulanan yöntemleri esas alarak saldırdığını göstermektedir. IŞİD çetelerinin Rojava, Şengal ve Maxmur’u hedef seçmeleri manidardır.

Rojava, Güney Kürdistan’ın Şengal ve Maxmur bölgelerine saldırmaları ve gerçekleştirdikleri katliamların tarafları olan İŞİD çetesini ve lojistik destek veren ve bu çeteleri kınamayan Ülke, dernek ve kurumlara burada lanetliyoruz.

Kürtlere karşı IŞİD‘i destekleyen Erdoğan ve AKP‘nin “yeni Türkiye”si en sonunda IŞİD‘in esiri olmuş, Türkiye‘nin Musul Konsolosluğu çalışanları IŞİD‘in elinde rehin olarak bulunmakta, IŞİD İstanbul‘da gösteri düzenleyebilmekte, AKP iktidarı bu örgüte “terör örgütü” bile diyememektedir.

Bizler diyoruz ki; Siz emperyalist ülkeler ile İŞİD canilerini barındıran ve lojistik destek sağlayan İslam Ülkeleri ve Türkiye’de faaliyet gösteren birtakım dernek ve kuruluşlar, kirli elinizi Kürk ve Orta Doğu halklarının kanından çekin, Rojava, Şengal, Maxmur ve tüm Kürdistanlılar yalnız değildir. Kürt halkı ve savunma güçleri sizlere ve sizin gayretiyle oluşturulan İŞİD çetesine gerekli dersi verecek güç ve kudrettedir, bunu böyle bilin.

                                                                       VAN DEMOKRASİ PLATFORMU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×