Çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı olan anadolu coğrafyasında yaşayan halklara ne yazık ki uzun bir süreden beri red, inkar, baskı ve asimilasyon politikaları uygulanmıştır/uygulanmaktadır. Bunun sonucu olarak şairin dediği gibi anadolu halklarının Anadili dilsizlik olmuştur. Kürt yurttaşların yaşadığı coğrafya da bu durum katmerleşmiştir. Kürt yurttaşlardan her 4 kişiden biri(çoğunluğu kadın) kürtçe dışında başka bir dil bilmememktedir (Yaklaşık 2 milyon yurtaş). Yine ülkemizde lazca, çerkezce gibi bir çok dil ya yok olmayla karşı karşıyadır ya da artık kullanılamaz hale gelmiştir. Bireylerin kamusal alanda anadillerini kullanabilmeleri, kamusal hizmetleri alabilmeleri de hep gözardı edilmiştir.
Tıp ve Sağlık eğitiminde tanı-tedavi sürecinde en önemli aşamanın hasta öyküsünü alma (Anamnez) olduğu anlatılagelmiştir. Anamnezi iyi alınmamış bir hastanın tanısını koymanın ve dolayısıyla tedavi etmenin mümkün olmadığı ifade edilmektedir. Şu ana kadar hiç bir radyolojik görüntüleme yöntemi(tetkik), hiçbir laboratuar yöntemi(tahlil) hastadan alınan öykünün yerini dolduramamıştır. Eğer hasta ve sağlık çalışanı aynı dili konuşmaz ve uygun aracılar/araçlar kullanılmazsa bu öyküyü almak çok zor hatta imkansızdır.
Şimdiye kadar yapılan birçok araştırmanın sonucu Anadilinde verilmeyen bir sağlık hizmetinin, hasta-sağlıkçı arasında etkili bir iletişimden yoksun kalacağı bu gerçeklikten hareketle hastanın bilgilendirilmesi ve tedavi hakkının engellenmesi sonucunu doğurduğunu ortaya koymuştur. Denilebilir ki başta Kürtlerin yaşadığı coğrafyada “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” yazılı olan hastanelere gitmek başlı başına bir travmanın öyküsüdür. Bu durum başta sağlık göstergeleri olmak üzere her şeye yansımış bölgeler arası eşitsizlikleri derinleştirmiştir.
Çünkü başka dilde hizmet sunan sağlık kurumlarında hastanın dilini bilmeyenlerin onu anlaması, tanı koyması ve tedavi etmesi, derdine derman olması mümkün değildir. Günlük pratiğimiz bunun binlerce örneği ile doludur. Yetkililer ‘hastanelerde böyle bir sorun yok dil bilmeyen birkaç yaşlı olsa da hemen orada tercüman bulunuyor sorun çözülüyor’ deselerde aslında hastanelerde tercüman kullanmanın bu sorunu çözmediğini de pratiğimiz göstermiş/göstermektedir. Mahremiyetin ön plana çıktığı, Psikiyatri ve somatizasyon bozukluklarında ve tercüman bulmanın dahi mümkün ol(a)madığı kimi acil vakalarda tercüman kullanmak mümkün ol(a)mamaktadır. Tercüman kullanmanın kimi trajikomik durumlara yol açtığı da bilinmektedir.
Sağlıkçıların iyi niyetli çabası, son yıllarda aynı dili konuşan sağlıkçı sayısının ve erişimin artması nedeniyle kısmi rahatlama olsa da ve sayı olarak azalma göstersede aslında yazılmayan nice acı ve vaka sağlık hizmetlerinin sunumunda anadilin önemini, bunun anadilinde yapılması gerekliliğini çarpıcı bir şekilde göstermektedir. Gecikilen her gün insanlarımızın acılarına, hayatlarına mal olmaktadır.
SES olarak; eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz ve anadilinde sağlık hakkını savunuyor ve mücadelesini veriyoruz. 21 Şubat dünya anadil günü dolayısıyla yapılan uygulamalarla Türkçe dışındaki anadilleri olan halkların sağlığa ulaşım hakkını engelleyen anadillerin önündeki tüm engellerin kaldırılarak evrensel hak olan sağlık hizmetine ulaşımın önünün açılmasını talep ediyoruz.
Bu kapsamda taleplerimiz;
- Ülkenin çok kimlikli, çok kültürlü ve çok dilli yapısına uygun olarak eğitim sistemi yeniden düzenlenmeli ve anadilinde eğitim olanakları anaokulundan üniversiteye kadar tüm yurttaşlar için ücretsiz ve eşit olarak sağlanmalıdır. Bu kapsamda sağlık alanında eğitim veren okullar da çok dilli bir yapıya kavuşturularak, yabancı dillerden önce Türkiye de yaşayan yurttaşların kullandığı farklı dil ve Lehçelerde dil eğitimi alması özendirilmeli.
- Eğitim sisteminde bu temel değişiklikler yapılıncaya kadar; Türkçeden farklı dil ve lehçelerin kullanıldığı bölgelerdeki sağlık emekçilerine kullanılan dilin öğretilmesi için ücretsiz kurslar açılmalıdır.
- Farklı dil bilen sağlık emekçilerinin bildikleri dilin kullanıldığı bölgelere gönüllü tayin olması için özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalı ve özendirici tedbirler alınmalıdır.
- Yukarıda yazılı maddeler gerçekleşinceye kadar, geçici bir aşama olarak sertifikalı ve dili iyi bilen kişilerden sağlık kurumlarında yeterli sayıda tercüman bulundurulmalıdır.
Anadil günü dolayısıyla; emeğin özgürleştiği, halklarımızın kimlikleri, dilleri, inançları ve kültürleriyle bir arada özgürce yaşanacak bir ülke yaratacağımıza olan inancımızla dünya anadil gününü kutluyoruz. 21 Şubat 2014
MERKEZ YÖNETİM KURULU